Sanırım 2014 yılının son aylarıydı…
Ankara üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Mezhepleri Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Onat gelmişti Eskişehir’e.
Türkocağı davet etmişti kendisini düzenlenen konferansta konuşması için.
Hiç unutmuyoruz…
"Her gün burnumuzun dibinde onlarca insan ölüyor. Eğer Türkiye diğer İslam ülkelerinden farklıysa, biz bunu beğenmediğimiz, şu anda hoşumuza gitmeyen Cumhuriyete ve demokrasiye borçluyuz. Kör topal da olsa da laikliğe borçluyuz" demişti.
Ardından da…
“Bugün Türkiye'yi tarikat cennetine dönüştürdük. Kimse Kusura bakmasın şu anda devlet Türkiye'de resmen akıl düşmanlığı, bilim düşmanlığı yapıyor. Bu çok açık, yani kimse Kusura bakmasın. Hiç uzaklara gitmeyin açın TRT'deki dini programlarına bakın. Başka bir hiçbir şey söylemiyorum size. Açın bakın. Adamın birisi çıkıyor diyor ki 'Efendim kitap okuyup da ne yapacaksınız? Gidin sohbet dinleyin. Kitap sizin kafanızı karıştırır' diyor. Yani Kusura bakmayın da olmayan kafa karışmaz. " diye sürdürmüştü konuşmasını.
İlgiyle okumuştuk.
Kendi kendimize de “İşte bu ülkenin böyle ilim adamlarına ihtiyacı var” demiştik.
Son günlerde Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e karşı televizyon programlarında hakaretler başladı.
Atatürk’ü itibarsızlaştırmak, Cumhuriyeti kötüleme adına TV kanallarından sistematik saldırılar başlatıldı.
Bunlara şahit oldukça Prof. Dr. Hasan Onat’ın sözleri geldi aklımıza.
Türkiye’de resmen akıl düşmanlığı, bilim düşmanlığı yapılmaya çalışılıyor.
Devlet ise seyrediyor.
Cumhuriyet sayesinde var olan Cumhuriyet savcıları artık buna seyirci kalmamalı.
Aksi takdirde…
Cumhuriyet ile birlikte kendi isimlerinin başında yer alan “Cumhuriyet” de her geçen gün itibarsızlaşacak…
.....
“Beni de vatandaş seçti” diyebiliyor musun?
Belediye meclislerinde teamül haline gelmiş bir uygulama var.
Meclis içindeki partiler, her meclis toplantısı öncesinde grup toplantısı adı altında bir toplantı yapıyor.
Bu toplantıda, meclise gelecek konularla ilgili nasıl hareket edeceklerine ilişkin karar alıyorlar.
Meclis toplantısı öncesi yapılan bu grup toplantısında aldıkları kararı da mecliste uyguluyorlar.
Grup toplantısında alınan kararın aksi yönünde oy kullanan, parti disiplin kuruluna sevk edilebiliyor.
öte yandan.
Alınan kararın aksi yönünde oy kullanan, meclis grubu içinde “muhalif” olarak ilan edilebiliyor.
O yüzden…
Meclis üyeleri genelde, karar yanlış da olsa, grup toplantısında alınan karar doğrultusunda oy kullanmak durumunda kalıyor.
İşte en büyük yanlış da burada başlıyor.
Zira…
Seçilip gelen meclis üyeleri doğru olan kararı almak yerine, partinin istediği kararı almak zorunda kalıyor.
Hiçbiri kalkıp kolay kolay “Arkadaş bu aldığımız karar yanlış. Bu karar Eskişehir’in menfaatine değil. Biz bu şehirde yaşayan insanların hakkını korumalıyız. Bizim görevimiz karşı tarafı engellemek değil. Sırf onlar prim yapmasın diye niçin yanlış bir karar alıyoruz?” diyemiyor.
Kısacası…
Hiçbir meclis üyesi “Beni de halk seçti. Ben doğru olan neyse onu yaparım. Siz istediğiniz kadar olaya siyasi bakın. Ben bu şehre hizmet için bu göreve seçildim.”demiyor, korkudan diyemiyor…
......
Merak ediyorum?
-Yenilenebilir enerji Dünya’nın konuştuğu, tartıştığı ve uyguladığı bir yöntem.
-özellikle güneş enerjisi ile yenilenebilir enerji sağlayan ülkeler, enerji ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü karşılıyor.
-ülkemizde de güneş enerjisi kullanımı her geçen gün artıyor.
-Odunpazarı Belediyesi de güneş enerjisi kullanmak suretiyle enerji giderlerini karşılamak istemiş.
-Türkmentokat köyü yakınlarında, güneş enerji panellerinin sıralanacağı 20 dönümlük bir yer hazırlamış.
-Tesisin kurulması için gereken para da hibe olarak bulunmuş.
-Bu sırada, bir yandan da işin bürokratik kısımları halledilmiş.
-Bakanlıklardan bütün izinler alınmış
-Odunpazarı Belediye Meclisinde ilgili gündem maddesi kabul edilmiş.
-İlgili madde 1/5 Binlik planlara işlenmesi için Büyükşehir belediye Meclisine gönderilmiş.
-Büyükşehir Belediye Meclisi konuyu incelenmek üzere İmar komisyonuna göndermiş.
-Komisyon bir rapor hazırlayacak, hazırlanan rapor meclise gelecek, mecliste kabul edilmesiyle de mesele halledilmiş olacak.
-Böylelikle Odunpazarı Belediyesi, kurulacak güneş enerji panellerinin ürettiği elektrikle yılda 1,5 milyon lira tasarruf edecek.
-Her yıl elektrik için önden 1,5 milyon lira, başka bir iş için kullanılacak.
Hal, durum, vaziyet bu haldeyken…
-Söz konusu madde Büyükşehir Belediye Meclisinin İmar komisyonunda 8 aydır bekliyor.
-Komisyon bununla ilgili rapor hazırlayıp meclise getirmediği için güneş enerji santrali planlara işlenemiyor.
-Planlara işlenemediği için Odunpazarı’nın yenilenebilir enerji projesi hayata geçemiyor.
-Bu proje hayata geçmediği için 8 aydır Odunpazarı Belediyesi boşu boşuna her ay 1,5 milyon lira daha fazla elektrik parası ödüyor.
-Bu para vatandaşın cebinden çıkıyor.
Merak ediyoruz…
Neden?
.....
Biraz da gülmek lazım
İki cüce erkek kardeş yine iki cüce kız kardeşle evlenmişler ve balayına gitmişler. Gittikleri otelde bitişik odaları tutmuşlar. Birinci çift ilk gecelerinde uğraşmışlar uğraşmışlar ama başarısız olmuşlar. Keyifleri kaçmış yan odadan gelen sesleri dinlemeye başlamışlar.. Birde ne duysunlar. Yarım saatte bir "haydi yallah hop hop hop" diye sesler geliyormuş...
Sabah olunca kahvaltıya inmişler. İştahsız bir şekilde kahvaltıyı didiklerken diğer bütün gece hoplayan cüce çift gelmiş...
Hoplayan cüceler:
- "Kardeş geceniz nasıl geçti?"
Bizimkiler:
- "Hiiç, yatıp uyuduk."
Gece hoplayanlar iç geçirmiş:
- "Ah ne güzel! Biz o kadar uğraştık yatağa bile çıkamadık...."