DİL ULUS OLMANIN EN ÖNEMLİ UNSURUDUR

Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu, "Çocuk programları ve bu programlardaki...

Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması, Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu, "Çocuk programları ve bu programlardaki kahraman adlarının Türkçeleştirilmesi, cep telefonu mesajlarında ve internette 'merhaba' yerine 'mrb', 'selam' yerine 'slm' gibi dilin bozulmasına yol açan Türkçe kısaltmaların önüne geçilmesi" de dahil çeşitli önerilerde bulundu ama öte taraftan da bazı yerleşim alanlarının isimleri de Kürtçe" isimlerle değiştiriliyor.
TBMM Araştırma Komisyonu, taslak raporunda, Türkçe' de yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerine de yer verdi.
* Çocuk programları ve bu programlardaki kahraman adları Türkçeleştirilmelidir.
*Cep telefonu mesajlarında ve internette "merhaba" yerine "mrb", "selam" yerine "slm" gibi dilin bozulmasına yol açan Türkçe kısaltmaların önüne geçilmelidir.
*Televizyonlarda, şarkı ve türkülerimiz alt yazıyla sunulmalı.
*Caddelerdeki yabancı tabelalara yüksek vergi getirilmeli, Türkçe tabelalara ise kolaylık sağlanmalı.
Bu öneriler, hayata geçirilir mi bilinmez ama geçmiş yıllarda, Ak Parti Eskişehir Milletvekili Sayın Fahri Keskin ve Karaman Milletvekili Sayın Mevlüt Akgün, Türkçe' nin korunması için, TBMM'ne kanun teklifi sunmuştur. Bu teklif bugüne kadar yasalaşmadı. Üstelik son günlerde, gündeme getirilen Anadille Eğitim istekleri, Türkçe ile ilgili kötü gidişin tuzu biberi olacak niteliktedir.
Öte yandan Türkiye' de, mevcut Türkçe yerleşim alanlarının isimleri Kürtçe' ye çevrilirken, Suriye' de, Kürtçe iş yeri isimleri yasaklanıyor. Suriye yasalarına göre, işyerlerinde kullanılan isimler ve vitrinlerde kullanılan yazıların yüzde 60'ı, Arapça olmak zorundadır. Suriye hükümetinin, bu yasağı Kürt yerleşim alanlarında hayata geçirildi.
Yine Fransa'da,1994 yılında, 665 sayılı bir kanunun 9. maddesine göre, Fransa'da bir malın reklamı, yabancı kelimelerle yapılamaz. Bir taşınmaz mal üzerinde, bir gözlüğün, iç çamaşırın, kumaşın reklamı yabancı kelimelerle yapılmış ise, ilgili belediye, o taşınmaz mal sahibine ikazda bulunur.
Şayet mal sahibi, ilgililerin uyarısını dikkate almazsa, gerekeni belediye yapar ve harcadığı parayı da mal sahibinden tahsil eder. Gerekirse de o gayri menkulü istimlak bile eder.Fransa'da hiçbir devlet adamı, uluslararası toplantılarda, Fransızca' dan başka bir dille konuşamaz.
Hatırlıyorum da bir gazetede, Türkçe ile ilgili bir haber okumuştum. Belçika'nın Brüksel kentinde bir işadamımız, "Sultan Kebap" isimli bir lokanta açmış, Belçikalı kadınlar, ellerinde pankartlarla, ismi protesto etmişler. Ve Türkçe ismin kaldırılmasını istemişler.
Yine ABD'de, İngilizce, Almanya' da Almanca, konuşmayanlar, toplumdan soyutlanır, hatta isteklerine cevap bile verilmez.
Dünya da pek çok ulus devlette, onlarca, bazılarında yüzlerce yerel ya da bölgesel dil konuşulmaktadır. Elbette böyle bir ortamda, bireylerinin hangi dil ya da dillerde birbiriyle iletişim kuracakları veya hangi dilde eğitecekleri sorun olarak ortaya çıkar. O nedenle de Türkiye' de 35 Anadil' in olduğu düşünüldüğünde, Her bireyin 35 anadili öğrenemeyeceğine göre, ülkemizde, "TÜRKÇE" ulusal dil olarak iletişimi ve eğitim sürdürülmek zorundadır.
Türk halkı, artık gerçekleri görmelidir. Türkiye'de vatandaşların bir kısmının farklı dilleri olmakla birlikte Türkçe ulusal dilimizdir. Türkçe asırlardır da uzun yıllar da yasa, ekonomi, eğitim, bilim kültür dili olmuştur. Türkçe ulusal dil olduğu için eğitim de Türkçe olarak yapılmak zorundadır. Türkçe' nin korunmasında ve kullanılmasında, en büyük görev, kişi/kişilere ve kurum/kuruluşlara düşmektedir. Tüm icraatlarda ve sohbetlerde, mutlaka Türkçe kullanılmalı, yabancı kelime kullananlar da mutlaka ikaz edilmelidir.
Elbette Anadili ile konuşan çocukların, eğitimde zorlukları olacaktır. Devleti görevi anadille eğitim yapmak değildir. Ulusal dil olan "TÜRKÇE" yi, tüm vatandaşlarına en iyi şekilde öğretmektir. Bugün eğitimde etnik dillerle ilgili bir sorun varsa, Bunu sorumlusu Türk milleti değil, çok partili dönemde görev alan siyasi iktidarlardır. Etnik gruplara yeteri kadar Türkçe öğretilmiş olsa idi, bugün anadil eğitimde sorun olur muydu?
Ayrıca Etnik dille eğitim Anayasal suçtur. Ayrıca Anadille eğitim isteyen kesimlerin amacı eğitim değildir. Hedefleri açık ve nettir. Türkiye' yi bölmek veya hayallerinde ki devleti gerçekleştirmektir.

Haberleri