DİREN ESKİŞEHİRSPOR

Dün inanılmaz bir maç izledik Atatürk stadında.
Tam 10 maçtır kazanamayan ve 9 maçtır da yenilen bir Eskişehirspor, karşısında da ise ligde Es-Es'e en yakın takım olan Mersin vardı sahada.
90 dakika büyük çekişmeye sahne oldu.
Hele hele son dakikalar "Öldük öldük dirildik" dercesine idi.
Şimdi 'Kim oynadı, niye orda oynadı, burda oynasa daha iyi olurdu' ayrıntısına girmeyeceğim.
Maçta kim Eskişehirspor forması giyerse giysin kazanmak için her şeyini ortaya koyması gerekliydi.
Nitekim de sahada mücadele eden Es-Es'li oyuncular 3 puan için her şeyi yaparak bileğinin hakkı ile kazanmayı bildi.
Ama ben buradan Engin Bekdemir'e ayrı bir parantez açmak istiyorum.
Skibbe efendi bu Engin'i 18'e bile almadı ya 'helal olsun'... Umarın şimdi Engin'i izledikçe dizlerini dövüyordur. Ama herkes Skibbe'nin kulaklarını çınlatıyor, bunu da Alman efendi iyi bilsin.
**
Dünkü maçta 3 puanın en büyük payı taraftara ait.
Buna da herkes katılıyordur.
10 maçtır rezilleri oynayan bir takıma sadece ve sadece Eskişehirspor taraftarı sahip çıkar. Gerek Konya, gerekse Mersin maçı öncesi seferberlik ilan eden, tribünleri dolduran, takımı ateşleyen Eskişehirspor taraftarını bir kez daha kutluyorum.
Mersin galibiyeti inşallah kurtuluş savaşının bir başlangıcı olur.
**
Şimdi bir galibiyetle bazı çok bilen yöneticiler ortaya çıkıp ileri geri konuşmaya başlarlar.
Susun... Hele yönetim hiç konuşmasın. Sizler konuştukça zarar veriyorsunuz. Takım sadece bir galibiyet aldı.
Ayakları yere sağlam basalım.
Daha önümüzdeki çok maç var.
Artık içerde de dışarıda da toplayabildiğimiz kadar puan toplayalım.
O kadar çok özlemişiz ki 3 puanın sevincini.
Hele de maç sonundaki Çiftetelliyi..
Diren Eskişehirspor..
Nasıl olsa bu taraftar arkanda.....