DOĞA TORUNLARIMIZIN EMANETİDİR
Cumartesi günü, Gürleyik Köyü Doğal ve Tarihi Varlıkları Koruma Derneğinin vermiş olduğu kahvaltıya, geniş bir katılım vardı. Kahvaltıda, Gürleyik Yeşil Vadisi ile ilgili sorunlar aktarılırken, şiirlerle de duygulu anlar...
Cumartesi günü, Gürleyik Köyü Doğal ve Tarihi Varlıkları Koruma Derneği'nin vermiş olduğu kahvaltıya, geniş bir katılım vardı. Kahvaltıda, Gürleyik Yeşil Vadisi ile ilgili sorunlar aktarılırken, şiirlerle de duygulu anlar yaşandı.
Gürleyik Köyü Doğal ve Tarihi Varlıkları Koruma Derneği' nin, Gürleyik Yeşil Vadisi ile ilgili mücadelesi, herkese örnek olacak niteliktedir. Çünkü Biyolojik çeşitliliğin oluşturduğu yaşam ağı, güvenli gıdaya, temiz suya ulaşmamızı ve sağlıklı yaşamamızı sağlıyor. Son 40 yılda, biyolojik çeşitlilik %30 azaldığı söyleniyor. İklim değişikliği ise, insan faaliyetlerinin de etkisiyle, türlerin üzerinde, büyük bir baskı oluşturuyor.
Doğayı korumak, yalnızca canlı varlıkları korumak değildir. Su, toprak ve mineraller gibi, bütün doğal kaynakları dikkatli kullanmak da bu görevin ayrılmaz bir parçasıdır. Çünkü doğal kaynakların, tükenip yok olması, ancak böyle önlenebilir. Bu nedenle, üzerinde yaşadığımız ülkemiz ve Eskişehir' de, doğal olanaklarından, bütün canlıların, daha uzun süre yararlanabilmesi için, halkımıza ve Gürleyik Köyü Doğal ve Tarihi Varlıkları Koruma Derneği gibi, ülkemizdeki sivil toplum örgütlerine de ciddi görevler düşüyor.
Halkımız, doğanın verdiği değeri, bilinmesi gerekmektedir. İçersinde canlı ve cansız varlıkların yaşadığı ormanlarla, çeşitli bitkilerle dolu olan yerler, insan yaşamı ile eşdeğerdir. Çünkü tüm canlılar, aslında doğaya muhtaçtır.
Öte yandan Gürleyik Yeşil Vadisi, "DOĞA TURİZMİ" açısından da ciddi imkândır. Tüm dünyada çevreciler, turizmle ilgileniyor. Çünkü "DOĞA" turizmin hammaddesi. Doğa olmadan turizm olmadığı gibi, yaşamda olmaz. Doğa satılabilir bir değer de değildir. Ne var ki geçmiş yıllarda, turizm adına doğaya, büyük zarar verildi. Özellikle de Türkiye'nin, kıyı şeridi, ormanlar, zeytinlikler ve tarım alanları yok edilerek, beton yığını haline dönüştürüldü.
Kentteki, Gürleyik Yeşil Vadisi gibi alanlar, sürdürülebilir doğa turizmi açısından önemli bir imkândır. Nitekim sürdürülebilir turizm,1992'deki BM Rio Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi sonra oluşturulmuş, Yerel Gündem 21'in ve 2003 ' teki BM, Johannesburg Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Uygulama Planı'nın, temel konularından biri "Doğal Çevre" olmadan Turizmin olmayacağı, temel bir gerçek olarak gündemdeki yerini almıştır.
Eskişehir' de, Gürleyik yeşil vadisi gibi alanların korunması ve doğa turizmi için,"EĞİTİM" şarttır. Ayrıca çevre sorularının çözümü de, çevre eğitimi ile eşdeğerdir.. Doğru teşhisin, hayata geçirilebilmesi için de, ülkemizde anaokullarından başlanarak, tüm okullarda, çevre ile ilgili olarak eğitim-öğretim programları yapılmalıdır. Çevre eğitimi, aktif bir eğitim stratejisi olarak, ele alınmalı ve örgün eğitim kurumlarında da, haftada, en az bir saat çevre dersi verilmelidir.
Ülkemizde, doğayı korumada, Çevre mevzuatı açısından da, ciddi sıkıntılar var. Bunlarda en önemli nedenlerden biri, Mevzuat çokluğudur. Halen uygulama da, 184 hukuki düzenleme var. Ayrıca arazi toprak kullanımı konusunda 64, hava kirliliği konusunda 13,su kullanımı ve kirliliği konusunda 37, flora ve fauna konusunda 45,tarihsel çevre konusunda 9,Nükleer kirlenme konusunda 9,gürültü ve trafik konusunda 10 yasal düzenleme var. Çok fazla kurumunda yetkili olması ise kargaşanın tuzu biberidir.
Eskişehir sınırları içindeki doğal güzellikler ve zenginlikleri ve de tarihi ve kültürel miras, kentte doğup büyüyenler tarafından bile, yeteri kadar bilinmiyor. Oysa Eskişehir'i, her yönü ile tanımak, her Eskişehirlinin görevi olduğu kadar hakkıdır da. İlgili kurum/kuruluşlar, bu yönde çalışmalar yapmalı elde edilen bilgilerden de kent insanını bilgilendirilmelidir.
Ayrıca Eskişehir'in, ekolojik yönden belirgin önemi olan, Gürleyik Yeşil Vadisi gibi alanların, özelliklerini tüm ayrıntılarıyla içeren bir "ÇEVRE ENVARTERİ" de mevcut değildir. Maalesef, ülkemizde ve Eskişehir' de, çevreyi yöneten, planlayan, yürüten ve uygulayan bir statü yoktur. Oysa çevrenin korunması ve fiziki yapının muhafaza edilmesi için, ulusal, bölgesel veya yerel çevre " MASTIR PLAN" hazırlanmalı, mastır planını, bölgesel, havzasal, yöresel ve kentsel çevre planları izlemelidir.
Diğer yandan çevre eğitimi, ulusal bir sorun olarak ele alınmalı, politika ve stratejileri tespit edilmeli ve milli eğitimin, plan ve programlarında, uygulama esasları da belirlenmelidir. Çevre eğitimi, kalkınma sistemi içinde ve yaşamın her aşamasında ve de toplumun tüm kesimlerini içine alacak şekilde düzenlenmelidir.
Aslında Gürleyik Yeşil Vadisi gibi alanların korunması, derneklere bırakılmayacak kadar da önemlidir. O nedenle de Eskişehir'de, mevcut fiziki yapıyı ve doğayı korumak, için, daha fazla zaman ve kaynak kaybetmeden ve henüz çözüm yolları da varken, gerekli tüm önlemleri bir an önce yeniden ele alınıp, yeni stratejiler oluşturularak, uygulamaya alınmalıdır. Çünkü çevre ve jeolojik yapı, torunlarımızın bize emaneti, yaşamında teminatıdır.
Nitekim M. T. CİÇERO" Doğa, insan olmadan da yaşar ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.