Eskişehir'de zaman içinde bir dolu etkinlik oluyor.
Kimi "Ulusal" kimi "Geleneksel" kimi ise "Uluslar arası" etkinlikler.
Öylesine reklamasyonla başlıyor ki hepsi, zannedersiniz ki Eskişehir yıkılacak.
İşte her etkinlik başladığında böylesine bir algı kaplıyor şehri.
Bu algı çerçevesinde de muhteşem açılışlar yapılıyor.
Yine zannediyorsunuz ki "bu daha başlangıç. Bakın görün arkasından daha neler neler gelecek".
Bakıyorsunuz, ortada algıyı gerçek kılacak hiçbir şey yok.
Her şey, açılış töreninden ibaret kalıveriyor.
Dahası...
Her açılış töreni, adeta kapanış töreni oluyor.
Ne yalan söyleyelim, bu güne kadar Açılış ile başlayıp, her geçen gün muhteşem etkinliklerle dozu artan ve Eskişehir'i sarsıp sallayacak bir finalle kapanan bir etkinliğe rastlamadık.
Güzel, hatta muhteşem açılış törenleri yapılıyor yapılmasına da...
Sonrası Allaha emanet.
Ne açılışa gelenleri görebiliyorsunuz bir daha ki günler içinde, ne de insanların ilgisini.
Davet edilen sanatçılar bile, kendileriyle baş başa kalıyorlar etkinlik süresi içinde.
Sona erdiğinden de kimsenin haberi olmuyor zaten.
Çünkü...
Daha açılış töreni bittiğinde kafalarda da bitiyor etkinlikler.
Hem de, milyonlarca lira para, ölçülemeyecek kadar emek harcanmasına rağmen.
O nedenle...
Her başlayan etkinlikte aynı endişemiz var.
Çünkü...
Her başlayan etkinlik, aynı hayal kırıklığı yaratıyor.
Başladığı ile bittiği bir oluyor...
Ne yazık ki, tören etkinliğinden öteye gitmiyor hiç biri.
Halbuki, açılış sonrasında ki süreç içinde neler oluyor neler.
Asıl görülmesi, takip edilip, şahit olunması gerekenler resmen açılış törenine kurban gidiyor.
Çünkü...
Açılış sonrasında her etkinlik resmen kaderine terk ediliyor.
Ne yalan söyleyelim...
Durum böyle olunca da insanın da aklına "Madem ayaklarına kadar getirilen etkinliklere itibar edilmiyor, o halde etkinlik ve festivallerin birkaç güne, hatta haftaya yayılmasına hiç gerek yok.Bir açılış töreni yapılsın ve herkes bu törende boy göstersin çok bile" demek geliyor...
.........
Valilikte başarı kriteri
Belki çok yazıldı çizildi ama yine de yazalım istedik.
Biliyorsunuz, Eskişehir'de vali değişti.
Kadir Koçdemir, son valiler kararnamesi ile merkeze alındı.
Valilerin merkeze alınmasında ki en önemli neden başarısızlıktır.
Ama...
Kadir Koçdemir'in Eskişehir'de "başarılı" ya da "başarısız" denilebilecek bir görev süresi olmadı.
Dolayısıyla...
Vali Kadir Koçdemir'in merkeze alınma nedeni "Başarısızlık" olamaz.
O halde başka bir neden olmalıydı.
Dışarıdan baktığınızda, Vali Koçdemir'in aynı zamanda Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesinin başında olduğunu görüyorsunuz.
Proje bütçesinin bir hayli yüksek olduğunu da hesap ettiğinizde ve bu bütçeden daha fazla yararlanmak isteyenlerin yapabilecekleri sosyal ve siyasal baskıları düşündüğünüzde, Vali Koçdemir'in niçin merkeze alındığının olabilecek cevabı da ortaya çıkıyor.
Yani...
Vali Koçdemir'in, Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesine kurban gittiğini, özellikle bazı kesimlerin proje bütçesinden pay alma isteklerini yerine getirmediği için Merkeze çekildiğini düşünüyorsunuz.
Doğrusu...
Vali Koçdemir'in merkeze çekilmesiyle ilgili akla başka da bir şey gelmiyor.
Şimdi Eskişehir'e yeni bir vali gelecek.
Yeni Vali, tıpkı merkeze alınan Kadir Koçdemir gibi Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin de otomatikman başına geçecek.
Bakalım yeni Vali, Koçdemir'in yapmadığı neyi yaparak başarılı olacak!
Böylece biz de, Valilik görevinde ki "başarı" kriterlerinin ne olduğunu görebileceğiz...
.........
Muhtarlar
ayaklanmış resmen
CHP, malumunuz üzere yeni bir uygulama başlattı ve partide büyük bir kaos yaşanmaya başlandı.
Genel Merkez tarafından hazırlanan bir genelge ile;
Önümüzde ki mahalli seçimlerde belediye Başkanlığı dahil aday adayı olacakların, iki günlük eğitimden geçmesini zorunlu hale getirdi.
CHP bunu yaparken, yani aday adayı olacakları "belediye başkanları, İl Genel ve belediye Meclis üyesi aday adayı" diye belirlerken, bunların içine Muhtar adaylarını da nasıl olduysa koydu.
Muhtarların seçimlere parti amblemi altında değil de, kendi ismiyle ve bağımsız girdikleri bilinmesine rağmen, CHP'nin muhtar adaylarını da bu genelge kapsamına almasına doğrusu kimse anlam da veremedi.
Konu, parti içinde büyük bir tartışma konusu halini alırken, aynı mesele muhtarları da çıldırtmış.
-"Bizim partilerle ne işimiz var. Tamam içimizde partili olan arkadaşlarımız var ama, bizler Muhtarlık seçimlerine partiler üzerinden girmiyoruz. Hepimiz kendi ismimizle seçime giriyoruz. CHP bize ne eğitimi verecekmiş. Daha muhtarların seçimlere kendi ismi ile girdiğini bilmeyen bu parti yöneticilerinin asıl eğitime ihtiyacı var" diyorlarmış.
Dahası...
Muhtarlar, CHP nin hazırladığı bu uygulamayı eleştirmek için de önümüzde ki günler içinde bir toplantı yapmaya hazırlanıyormuş.
........
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Hakim; karşısına çıkarılan çifte bakar. İriyarı bu kıza, yanında duran sıska, çelimsiz, kısa boylu bu gencin tecavüz ettiği iddia edilmektedir, bir türlü ikna olmaz. Bu kıza bu adamın tecavüz etmiş olabileceği nerdeyse olanaksızdır. Olay yerinde keşif ve tatbikat yapılmasına karar verilir.
Keşif günü dağ başındaki bir köye gidilir. Tecavüz olayının, köy değirmeninin yakınında bir yerde gerçekleştiği ifade edilir.
Hâkim delikanlıyı yanına çağırır :
- Nasıl oldu anlat, sen buna yetişemiyorsun bile nasıl yaptın? der.
Oğlan;
-Bir briketin üstüne çıkıp yaptım,der.
Briketin üstüne çıkartılır ama yine yetişemez. Hâkim kızınca 'iki briketti' der, yine yetişemez. Hakim kızınca üçüncü briketi koyar, briketlerin üzerinde düşmemeye çalışırken Hakim çok sinirlenir;
-Doğruyu söyleyin,.. Çıldırtmayın beni.!!!.
Bu esnada hâkimin çok kızdığını gören kız (duyulur-duyulmaz bir sesle) ve yörenin şivesiyle;
-Accuk da ben çömelivedim Hakim Bey
Doğu etkinliğin açılış töreni, aynı zamanda kapanış töreni oluyor
Eskişehirde zaman içinde bir dolu etkinlik oluyor.Kimi "Ulusal" kimi "Geleneksel" kimi ise "Uluslar arası" etkinlikler.Öylesine reklamasyonla başlıyor ki hepsi, zannedersiniz ki Eskişehir yıkılacak.İşte her etkinlik başladığında...