Dolunay geldi.
Gelmeden önce günlerce yazdılar.
Biten bu dönem de biter, geçmiş geçmişte kalır, giden gitsin, zorlamayın.
Birde bir gerginlik, stres, sinir hali var.
Şişkinlik dahi yapıyor.
Alay etmeyin!
Ben zerresine yaşadım, hissettim.
Etrafınıza baktınız mı?
Nice bitişlere şahit oldum.
İş hayatında, dostlukta, arkadaşlıkta…
Olmaz denilenler oldu, gitmez denilenler gitti.
Aman gitsinler!
Kalanlarla devam!
Arkalarından su dökün.
Yeni yoldaşlar geliyor demektir, gidenler gitsin ki yerleri bir an önce dolsun de mi?
Ben de geçen gün bir gideyim dedim.
Daha tatile gidemedim.
“Nereye gidiyorsun Özge” dedim?
Bazı gidişler üzüyor ama benim “gitmemi” dört gözle bekleyenler var gibime geliyor.
Hatta bazıları gözümün içine bakıyor “bir git” diyorlar.
“Bak giderim” diye nabız yoklayayım diye düşündüm arkadaşa, “git Özge” der dedim.
Dolunay dile de vuruyor biliyor musunuz?
Sonra incinirim dedim, vazgeçtim.
Evde valizimi bile topladım, gider gibi yaptım.
Baktım, ağlayan olmayacak.
Kal diyen olmayacak.
Kaldım.
Ben de her şeye şahit olmuşsunuzdur ama gitmelere değil de mi?
Ben genel de kalan tarafım!
Gitmiyorum efem!
Dolunay’a rest çektim.
Dolunay’a inat buralardayım.
Dolunay’a inat kalıyorum.
Dolunay’a inat yaşıyorum.
Not: Evren yanlış anlama restim sana değil! Öyle bir okuyuculara hava atayım dedim. İyi günler. Var ol.