Eğer 15 Temmuz bir milat olacaksa...

Demokrasi’nin en basit tarifi, "Bir insanın, başka bir insanın yaşam alanını kısıtlamaması" olarak yapılır.Bunun yanı sıra…-"Halkın kendi kendisini yönetmesi"-“Her bireyin düşünce ve ifade hakkına sahip olması”-"Çoğunluğun,...

Demokrasi'nin en basit tarifi, "Bir insanın, başka bir insanın yaşam alanını kısıtlamaması" olarak yapılır.
Bunun yanı sıra...
-"Halkın kendi kendisini yönetmesi"
-"Her bireyin düşünce ve ifade hakkına sahip olması"
-"Çoğunluğun, azınlığın da haklarına sahip çıkması"
-"Kimseye ayrıcalık tanınmadığı, herkesin eşit olduğu"
-"İnsanoğlu'nun bulabildiği en iyi yönetim şekli" gibi tanımlamalarla da tarif edilir demokrasi.
Bütün bu tarifleri bir kenara bırakın.
Ülkeyi, şehri, ilçeyi hatta Köyü ve mahalleyi yönetmek için seçilenler, Demokrasi'nin bu tariflerinden çok, Demokrasi'nin "Sorun varsa mutlaka çıkış yolu da vardır" özelliği ile ilgilenirler.
Çünkü...
Koltuğa oturanın, bu konumunu devam ettirebilmesi için kendisini ilgilendiren en önemli demokrasi özelliği "sorun varsa mutlaka bir çıkış yolu da vardır" özelliğidir çünkü.
Belli bir süre sonra, Demokrasi sisteminin sadece bu özelliği ile ilgilenir hale gelirler.
Demokrasinin diğer tanımları ile ne ilgilenirler ne de onları uygulamaya gayret gösterirler.
Demokrasinin varlığı onlar için sadece bu amaç uğruna önemlidir
Dikkat ederseniz, "Demokrasilerde çare tükenmez" sözü de buradan çıkmıştır.
Ancak...
Demokrasi hiçbir işe yaramıyor ve sadece çıkış yolu olarak kullanılıyorsa, bu son derece kötü sonuçlar doğurur.
Nasıl mı?
Hemen söyleyelim...
Herkesin kafasındaki Demokrasi anlayışı farklı olduğu için, bu durum "Benim dediğim olacak. Başkalarının söylediği beni hiç mi hiç bağlamaz"a getirir işi...
O yüzden...
15 Temmuz gecesi yaşanan o kötü ve korkunç olaylar belki bu ülke halkına ve bu ülkede yönetici konumunda bulunanlara demokrasinin tüm kurallarıyla benimsenmesi ve uygulanması konusunda bir milat oluşturur.
Umut ediyoruz ki 15 Temmuz gecesi ülke olarak yaşadığımız o cinnet gecesi demokrasinin "Sorun varsa çıkış yolu da vardır" ın ötesinde tanım ve kurallarının da olduğunun anlaşılmasına neden olur.
.....
Süreci iyi yönettiler...
AK parti Eskişehir milletvekili Harun Karacan ile İl başkanı Dündar Ünlü...
15 Temmuz gecesi darbe söylentisinin ilk duyulmasıyla birlikte parti binasına geçti.
Sosyal medya hesapları ve çeşitli duyurularla herkesi de parti binası önünde toplanmaya çağırdı
Kısa süre içinde AK parti binası önünde yüzlerce insan toplandı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde parti binası önündeki insan sayısı daha da arttı.
Aralarında aşırı tepki gösteren, protestoları tüm şehre yaymaya gayret gösteren, "Bütün şehri uyutmayalım" diyenler vardı.
Zaman zaman Karacan, zaman zaman Ünlü, megafonla yaptıkları konuşmalarla yatıştırdılar kalabalığı...
"Demokrasi mücadelesini demokrasi içinde yapacağız" dediler sık sık.
Olası taşkınlıklara izin vermediler.
Olası demokrasi dışı davranışlara müsaade etmediler.
Parti binasında toplanan insanlarla birlikte parti binası önünde sabahladılar.
Kısacası...
O kâbus dolu olayların yaşandığı 15 Temmuz gecesinin Eskişehir'deki o kritik saatlerini ve sabaha kadar olan süreci, hem milletvekili Karacan hem de İl Başkanı Dündar Ünlü son derece güzel yönetti.

......

Bu ülkenin askerine dokunacaksan...
Asker Ocağında, kışlaya adım atan her askere daha ilk saatlerden itibaren disiplin ve itaat öğretilir.
Emirleri koşulsuz yerine getirmek esastır.
Asker emirle yatar, emirle kalkar, emirle yemek yer.
O emir verilmezse, Asker uyumaz Asker acıkmaz.
Sahiden de dillere yerleştiği gibi emrin demiri resmen kestiği bir durum yaşanır asker ocağında.
15 Temmuz gecesinde, üstleri tarafından "Kalkın tatbikata gidiyorsunuz" diye tanklara bindirilen, yollara dizilen askerleri, kimin ne yaptığı, neyin ne olduğu ilgilendirmez.
Bir emir verilmiş, bir görev çıkartılmıştır sadece.
Onların yapması gereken, verilen emir doğrultusunda görevin ifa edilmesidir.
Zaten 19-20 yaşları, ne olup bittiğini anlamaya çalışmalarına da zaten yetmez.
İşte o korkunç o akıl tutulması yaşadığımız 15 Temmuz gecesinde iyi ve kötü bir sürü olaya şahit olduk televizyon kanalları başında.
Aldığı emir üzerine orada bulunan ve ne olup bittiğinden bile haberdar olmayan 19-20 yaşındaki bu vatanın evlatlarını, galeyana gelmiş ve ağzından salyalar akan insanlardan canı pahasına korumaya çalışan iyi polisleri ve insanları gördük...
Aynı anda...
Ağızlarından köpük saçan, kendinden geçmiş, 20 yaşındaki gencecik askeri düşman gören, her vurduğunda daha da bir hayvanca hisse kapılan ve ne yaptığının farkında bile olmayan canileri de gördük.
Yere yatırılmış o gencecik bedenlerin üzerine çıkıp, elindeki kemerle acımasızca vuran ya da yakaladığı askerin boğazını acımadan kesen o canilerin haberlerini okuyunca insanlığımızdan utandık.
Ve en önemlisi de kendi kendimize:
-"Bu ülkeyi savunan o gencecik askerler yarın şehit olduğunda, o caniler o pis beyinleriyle birilikte utancından geberir mi acaba?" diye düşündük...
Hiç sanmıyoruz...

Haberleri