Bugün, 2008-2009 eğitim ve öğretim yılı başladı ama ülkemizin, bu dönemde de işi hiçte kolay değildir. Ancak Eğitim kurum/kuruluşları, her türlü zorluğa rağmen, toplumun beklentileri doğrultusunda, planlı ve programlı bir şekilde, çağdaş ölçütlere uygun, ezbercilikten uzak, kişiyi temel alan, bilgi üreten ve kullanılmasını öğreten, çağdaş eğitim stratejileri ile araç ve yöntemlerini benimseyen, bir çalışma içinde olmak için, gayret ve caba göstereceklerdir. Bu caba için de ülkemizin, eğitim alanındaki hedefi, Yüce Önder Atatürk'ün vurguladığı gibi 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller' yetiştirmektir.
Her öğretim yılında olduğu gibi, bu dönemde de en önemli sorun "Eğitim Programları" ve "Ders Kitapları" olacaktır. Maalesef eğitim programlarımız, Tanzimat döneminden itibaren, Batı kültürünün etkisi altında kalmıştır. Batı kültürünü ise eski Yunan, düşünce ve inançları şekillendirmiştir. Bu nedenle de yıllarca yaz-boz tahtasına dönüşen eğitim programları, öğrencileri ezberciliğe itmekte, kritik ve yaratıcı düşünceyi yeterince geliştirmemekte, üretici yetenekler ve insan hayatını kolaylaştıran, becerilere de gereğince yer vermemektedir. Ayrıca eğitim programları, öğrencilerin, ilgi istidat ve kabiliyetleri arasındaki farkları, dikkate alabilecek esneklikte olmadığı gibi, Türk toplumunun, temel değerlerine, kalkınma ihtiyaçlarına yeterince cevap verecek nitelikte de değildir.
Ülkemizde, eğitim finansmanı açısından da ciddi sorunlar var. Gerçi mevcut imkânlar içerisinde, eğitime ayrılan kaynaklar küçümsenmeyecek ölçülerdedir. Fakat yetersizdir. Bunun devlet imkânları ile kısa vadede artırılması da mümkün değildir. Bu duruma da halk katkısı zorunludur. Bu alanda diğer önemli bir sorunda, eğitim alanındaki mevcut imkânların, rasyonel bir şekilde kullanılmamasıdır.
Eğitim alanındaki diğer bir önemli sorunda, "KALİTE" dir. Maalesef, ülkemizde genelde "Kaliteli Eğitim" denilince, öğretmene düşen öğrenci sayısı, sınıf mevcutları gibi eğitimin kalitesine tesir eden maddi unsurlar üzerinde duruldu. Şüphesiz, bunlar çok önemlidir. Ancak kaliteli eğitimi, toplumun ihtiyaçları ve beklentilerine uygunluk belirler.
Çağdaş eğitimde ve gelişmiş ülkelerde, kaliteli eğitimin en önemli unsurlarından biri de öğrencilerin, ana dilerine hâkimiyetlerini sağlamaktır. Ülkemizdeki, "Kaliteli Eğitim" için ilk hedeflerimizden biri de öğrencilerin, Türkçe' yi kullanma becerilerini, mümkün olduğu kadar en üst seviyeye getirmek olmalıdır. Bu sağlanmadığı takdirde öğrencileri, araştırmaya yöneltmek, düşünce kapasitelerini artırmak arzu edilen boyutta olmayacaktır.
Ayrıca kaliteli eğitim, öğrenci merkezlidir. Bunu sağlamak için de bütün derslerin ve ders dışı eğitim faaliyetlerin, öğrencilerden beklenilen, bilgi, beceri tutum ve davranış kazandırmaya yönelik olarak düzenlenmesi, yanından onların ilgi ve kabiliyetlerinin de gözetilmesi gerekir. Kaliteli eğitim de dersler, amaç değil araçtır.
Öte yandan yapılan bilimsel araştırmalar ve çağdaş eğitime, yönelik çeşitli uygulamalar, çocuğun öğrenmesinin, en yoğun olduğu temel alışkanlıklarının, zihinsel yeteneklerinin geliştiği ve biçimlendiği dönemin, 3-6 yaş arasında olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, Eskişehir' de Okul Öncesi Eğitim okullaşma oranı, %100' e ulaştırılmalı ve tüm çocuklarımızın, bu imkânlardan yararlanması sağlanmalıdır.
Ayrıca özürlü çocuklarımız da diğer çocuklarımızın, eğitim-öğretim alanında sahip oldukları koşullara sahip olmalıdır. Bu alanda, devlete ve topluma düşen, önemli görevler var.
Geçen yıl, ülkemizde, İlköğretim okulları ve liselerde artan öğrenci kavgaları, bazı velilerin sorun çözmek adına, okulu basmaları, öğretmen ve öğrencilere şiddet uygulanması gibi, olaylar artık olağan hale gelmiştir. Bu öğretim yılında, bu tür olayların yaşanmaması için, öğretim yılı başından itibaren önlemler alınmalıdır. Bu alanda, yönetici, öğretmen ve güvenlik güçleri yanında, ailelerle de ciddi görevler düşmektedir. Mücadelede, rehberlik ön planda olmalı, ergenlik çağı ile ilgili olarak, öğretmen ve veliler bilgilendirilmelidir.
Eskişehir geçen öğretim yılı, OKS' de büyük başarı gösterdi ama ÖSS' de aynı sonucu alamadı. ÖSS' de alınan netice ve hazırlıkları mutlaka sorgulanmalı; tarafların nerede doğru ve yanlış yaptığı, ortaya çıkartılmalı ve bu öğretim yılındaki çalışmalarda, dikkate alınarak, Eskişehir, ÖSS'de, çıtayı daha da yükseltmelidir.
Eskişehir'de, eğitim-öğretim, çalışmalarında başarı süreklilik kazanacaktır. Yeter ki imkânlar, rasyonel bir şekilde kullanılsın. Eğitimi, toplum yapar bilinci, kente hâkim olsun...
2008-2009 eğitim-öğretim yılında, yönetici, öğretmen, veli ve öğrencilerimize başarılar diliyoruz...
EĞİTİM-ÖĞRETİM KALKINMANIN TEMELİDİR
Bugün, 2008-2009 eğitim ve öğretim yılı başladı ama ülkemizin, bu dönemde de işi hiçte kolay değildir. Ancak Eğitim kurum/kuruluşları, her türlü zorluğa rağmen, toplumun beklentileri doğrultusunda, planlı ve programlı...