EĞİTİM SANCILI BAŞLADI

İyi bir eğitim, hayat standardını yükseltir. İnsana her türlü beceriyi kazandırır. Aynı zamanda kişide, yeni ilgi alanlarının gelişmesine, yardım ederek, hayatı daha zevkli ve ilginç kılar. Eğitim kişinin, düşünce üretmesine...

İyi bir eğitim, hayat standardını yükseltir. İnsana her türlü beceriyi kazandırır. Aynı zamanda kişide, yeni ilgi alanlarının gelişmesine, yardım ederek, hayatı daha zevkli ve ilginç kılar. Eğitim kişinin, düşünce üretmesine ve yaratıcılığa yönelmesine imkân verir. Hülasa Kişi/kişilerin ve kurum/kuruluşların, verimi ve sorunlarının çözümü, eğitim- öğretim alanındaki nitelikli ve kaliteli eğitim-öğretim çalışmaları ile eşdeğerdir.
Bu gerçek, siyasi iktidarlar tarafından sürekli göz ardı edildi. Siyasi iktidarlar tarafından gerçekleştirilen, Milli Eğitim alanındaki sistem ve program değişikliğinden, veliler ve çocuklarımız, sürekli etkilendi. Hatta başarısızlıkların da, en büyük nedeni oldu. Elbette bu tabloda en önemli sebep, siyasi otoritenin, eğitimi, kendi paralelinde, yönlendirme arzu ve isteklerinden kaynaklandı.
Sonuçta da eğitim sistemi, yazboz tahtasına dönüştü.
Her gelen iktidar ve milli Eğitim Bakanı, gideni arattı. Bugünde Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi AVCI, SBS ile ilgili açıklamalarıyla gündemdedir.
SBS 'yi, ilk kez, Hüseyin ÇELİK getirmiş, bir sonraki Bakan Nimet Baş böyle saçmalık olmaz diyerek, sınav sayısını üçten bire indirmiş, Ömer Dincer' de, kaldırılmasına karar vermişti. Bugün ise sanki yenilik gibi, daha da sorunlu olarak, Sayın AVCI tarafından yeniden gündeme getirildi.
Öte yandan, iktidar, dershaneleri kaldıracağını kamuoyu ile paylaştı. Sayın AVCI ise dershanelere olan bağımlılığı, azaltacağını söylüyor Ancak şimdi bu kervana, tıpkı 5 yıl önce olduğu gibi, 7 ve 8'inci sınıflardan sonra, 5 ve 6'ncı sınıflar da katılacağından dershanelere ve özel derslere bağımlılık, daha artacaktır.
Ayrıca bugün, eğitim-öğretim imkân ve olanakları değerlendirildiğinde, getirilen sınav sistemi adil denemez.. Çünkü ülkemizde, her çocuğumuz, aynı şart ve imkânlarda eğitim-öğretim imkân ve olanaklarına sahip değildir. Ama hepsine, aynı sınav uygulanıyor.
Getirilen sınav sistemi, güvenilir değildir. Çünkü bir sınavın güvenliğini dahi sağlamakta güçlük çekenler, 36 sınavın güvenliğini, sağlamakta, güçlük çekecekleri de bir gerçektir. Nota müdahale artacaktır. O nedenle de yeni sınav sistemi, diğerleri gibi kalıcı olmayacaktır. Çok katılımlı ve çok değişkenli sınavlarda ise objektif değerlendirme olmayacaktır. Bu sistem, şişirilmiş, not uygulamasını daha da yaygınlaştıracaktır.
Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı, Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği ile Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı Yönetmeliğinde değişikliğe gitti. Yeni düzenlemede, ders kitaplarının taşıması gereken nitelikler değiştirildi. Artık ders kitapları hazırlanırken, "Atatürk ilke ve inkılâplarına; laik, sosyal, hukuk devletine uygun olma" kriteri aranmayacaktır.
Milli Eğitim, yalnız sistemde değil, kılık kıyafette de yazboz tahtasına devam ediyor. Milli Eğitim Bakanı Dinçer' in, öğrencilere ve okullara giyimde özgürlük getiriyoruz diye savunduğu serbest kıyafet uygulaması ömürlü olmadı. Milli Eğitim Bakanı Avcı imzası ile yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik: Öğrenci kılık ve kıyafetleri konusunda ilgili mevzuatın uygulanmasında okullarımızda birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi için bir dizi yeni hüküm yer aldı.
Okullarda, kılık ve kıyafet uygulamasında, velilerce yapılacak olan oylama veya anket neticesinde velilerimizin çoğunluk kararına göre uygun görülecek, öğrenci kılık ve kıyafetler, uygulanacak. Kıyafetlerin ve armaların temin edilmesi ile ilgili, hiçbir şekilde zorlama ve sınırlamalar olmayacak.
Pedagojik açıdan, okulların fiziki yeterlilikleri ve müfredatı, en önemlisi de pek çok uyarıyı dikkate almayan AKP, 4+4+4 eğitimi sistemini jet hızıyla hayata geçirmişti. Gelen uyarılarda, 60-66 aylık çocukların, okula uyum sağlayamadığı ortaya çıktı.
Şu bir gerçek ki Türkiye'de, siyasi iktidarlar, Eğitim politikaları, siyasi düşünce ve ideolojik saplantılara göre belirlendi. Eğitim sistemlerinin, rehberi bilimsel düşünce ve ilkeler olmadı. Belli bir siyasi partinin ideolojik yaklaşımı, eğitim sistemlerine hakim oldu. Sonuçta öngörüsüz ideolojik saplantıların bedelini, çocuklarımız, dolaysıyla, milletin tamamı ödemek zorunda kaldı.
Eğitim politikaları belirlenirken, pedagojik gerçekler ve ilkeler gözetilerek hazırlanmalıdır. Çünkü bütün gelişmiş ülkelerde, hangi parti hükümeti olursa olsun, ulusal eğitim politikası bellidir ve süreklidir. . Çağdaş yenilikleri benimseme dışında, hiçbir siyasi parti, kendi siyasi ideolojisini tüm toplumuna dayatamaz. Çünkü bu günkü yaşamımız, dünkü düşüncelerimizin, yarınki yaşamımız da bugünkü düşüncelerimizin ürünüdür.
2013-2014 eğitim-öğretim yılı hayırlı olsun...

Haberleri