EĞİTİM YAŞAMIN KENDİSİDİR

AKP’nin, yaptığı bir toplantıda, Sayın Taner YILDIZ’ ın, “Eğitim oranı yükseldikçe bize oy verme oranı düşüyor. Neden? Bu mantıkla, her şehirde üniversite açmak kendi kendimizi bitirmek anlamına geliyor..” Sözleri, kamuoyunda...

AKP'nin, yaptığı bir toplantıda, Sayın Taner YILDIZ' ın, "Eğitim oranı yükseldikçe bize oy verme oranı düşüyor. Neden? Bu mantıkla, her şehirde üniversite açmak kendi kendimizi bitirmek anlamına geliyor.." Sözleri, kamuoyunda tartışma yaratmıştı.
Sayın Taner YILDIZ' la, ilgili iddia, doğru mu veya bu tespitini, neden söyledi özellikle de "EĞİTİM" kavramını neden önemsemedi, en iyi kendisi bilir ama "eğitim-öğretim" ülkemizin kalkınması, her türlü sorunun çözümü için, olmazsa olmaz konumdadır.
Bir düşünürün söylediği gibi," eğitimin kökleri acı meyveleri tatlıdır."
Ayrıca "EĞİTİM" siyasal ve demokratik toplum bilincini geliştirme, karmaşık sorunların anlaşılmasını sağlama, teknolojik ilerlemeye yardımcı olma ve kültürel yetenekleri keşfetme gibi, çok yönlü etkilere sahiptir. O nedenle de ülkemizin kalkınmasında, öncelik siyasi partiler ve siyasetçiler,değil " EĞİTİM" dir.
Yine tüm dünyada, siyaset ve siyasetçi, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır.. Demokrasi de, partilerin ve siyasetçilerin varlıklarının nedenidir. Siyaset ise sorun çözme sanatıdır. Demokrasi, Siyaset, nitelikli siyasetçi, ise kaliteli "EĞİTİM" le eşdeğerdir..
Ayrıca "eğitim", partilere, terk edilmeyecek kadar önemlidir. Çünkü eğitilmeyen toplumlar, maddi ve manevi değerlerini, hatta bağımsızlığını kaybetmeye ve başka ülkeler tarafından sömürülmeye de mahkumdur.
Öte yandan, Türkiye kalkınmak ve kendini geliştirmek ve sorunlarını da çözmek istiyorsa, her şeyden önce, bireylerine kaliteli ve sağlıklı bir eğitim vermek zorundadır. Aksi takdirde o toplumun, başka ülkelere, her alanda,mahkum olması kaçınılmaz bir sondur.
Diğer yandan, ulusların, en önemli sorunu, fikir-bilgi üretimi ve fikir-bilgi üretecek bireylerin eğitilmesidir. Bilimin her alanında, birinci derecede insan eğitmek için, teknolojik transformasyondan önce, fikir-bilgi üretimini gerçekleştirecek transformasyona, öncelik vermek zorundadır.
Bu tablonun gerçekleşmesi ve insanlarımızın, fikri, ahlaki ve bedeni değerlerini geliştirmek, komple kültür değerlerimizde, yepyeni teknolojik çağa yürümek,için, nitelikli kaliteli "EĞİTİM" le eşdeğerdir.
Bir şeyler üretebilmek ve yaşamaya dair değerler ortaya koyabilmek için, herkesin iyi bir eğitime ihtiyacı vardır. Günümüzde gelişen ülkelerde, eğitim ön safhadadır. İyi bir gelişim için eğitim şarttır.
Yıllardır, Milli Eğitim alanındaki sistem ve program değişikliğinden, veliler ve çocuklarımız sürekli etkilendi. Hatta başarısızlıkların da, en büyük nedeni oldu. Elbette bu tabloda en önemli sebep, siyasi otoritenin, eğitimi kendi paralelinde, yönlendirme arzu ve isteklerinden kaynaklanmaktadır.
İşte imam Hatip Liseleri!
Bir siyasi parti, bu okullarımızı, "Arka bahçe "olarak görürken, başka bir parti de İmam Hatip Okullarının karşısında yer alıyor. En tehlikelisi ise, bazı partiler İmam Hatip Liselerini rejim için, tehlikeli görürken, diğer partiler ise bu okulları, kafasındaki rejim için, bir basamak olarak gördü. Fatura ise; bu okullarda okuyan öğrencilere çıkartıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı 26.09.2011 tarihli 141 sayılı kararıyla ilköğretim okullarının 4,5,6,7,8 inci sınıflarında yabancı dil dersi olarak " "ARAPÇA" okutulabilmesine yönelik karar aldı. Dersin öğretim programını da yayımladı. Bu karar, yeni bir tartışmayı da başlattı
Öte yandan sanayileşme ve teknolojik gelişme, eğitimin, biçim ye içeriğinde de sürekli değişikliğe yol açtı. Ancak ülkemiz, bu gelişmeye cevap verecek, eğitim sistemini bir türlü gerçekleştiremedi. Eğitilmiş ve becerili insan gücü akımının, sürekliliğini sağlamak önem kazandı ama bu alanda da arzu edilen bir strateji belirlenemedi.
Batılı ülkeler, bilinçli bir nüfus planlamasıyla, eğitim altyapı hizmetlerini, çoktan tamamlamış ve eğitim için, ayırmakta oldukları kaynakları, kaliteyi yükseltmeye çalışıyor. Türkiye'de ise binde 22'ye varan yıllık nüfus artışı, eğitim için ayrılan kaynakların tamamının altyapı hizmetlerinde erimesine, neden olmakta, hatta bu bile yetmemekte, Üstelik çok partili dönemde, eğitim sisteminin sürekli yaz-boz tahtası olması ise eğitim alanında oluşan sorunların da tuzu biberi oldu.
Oysa Mustafa Kemal ATATÜRK, "Eğitimdir ki bir milleti, ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder." Diyerek eğitimin önemi vurgulamıştır.
2016 yılının, " EĞİTİM-ÖĞRETİM" alanındaki sorunlarımızın çözüldüğü, Türkiye ve YUNUS EMRE diyarı ESKİŞEHİR' de, " SEVGİ" ve "HOŞGÖRÜ" yü, sürekli yüreğimizde hissedeceğimiz, ümitlerinizin hiç bitmeyeceği, sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yıl olmasını diliyoruz...

Haberleri