İşinin ehli kişi; sorunları belirler, ihtiyaçları tespit eder ve gerekli müdahaleyi yapıp, sorunu çözer. İşinin ehli olmak, sadece deneyim ve bilgi sahibi olmak demek değildir. İşinin ehli her şeyi bilen, kendisi çözen kişi hiç değildir. Tam tersine, bildiğini çok iyi bilen, iyi gözlem yapan, her zaman güven ve ihtiyaç duyulan, kişidir.
İşin ehli kurum ve kişi, kaynak yaratır, ya da var olan kaynakları en iyi şekilde değerlendirir, insanları takım haline getirir, doğru insanları, doğru yerlere yerleştirir ve onların ihtiyaçlarını karşılar, doğru teknolojileri alır ve teknolojilerin kullanılması konusunda eğitimler düzenler.
Perşembe günün, Gazi Teknik ve Meslek Lisesi' nde, Milli Eğitim Müdürü Erdoğan AYATA ile sohbette, işinin ehli bir yönetici olarak gördük. Fikirleri ve konuşmaları, sade, duru, pak ve moral vericiydi. Dayanışmacı, bir ruha da sahip. Personeline karşı davranışı, güler yüzü, personeli ve halkla iletişimi. Özellikle de Personelini BİYO-PSİKO- SOSYAL yönden değerlendirmesi, örnek teşkil edecek niteliktedir
Sayın AYATA'yı, koşullara uyabilen, insanlarla da iyi ilişki kurabilen bir yönetici olarak gördük. Bir yöneticide olması gereken bilgi, tecrübe, deneyim, önsezi, ekibini ve öğrencilerini motive edebilme, yetki ve sorumluluk trafiğini doğru yönlendirme, başarı ve başarısızlıkları paylaşabilme gibi meziyetlere de sahiptir. Çalıştığı ve temas kurduğu kişi/kişilerin, uzmanlık konularına yakınlığı ve yatkınlığı ile de dikkat çekti.
Sayın ATAYA, öğretmen mesleği ile ilgili övgü dolu sözler söyleyerek, morallerinin üstün tutulması gerektiğini sohbet süresince sürekli vurguladı. Öğretmenlik mesleğin ülke açısında da önemli olduğunu sıkça tekrar etti. Gerçekten de öğretmenler, kendi varlıklarında, yalnız kendi kendilerine karşı sorumluluk taşıyan insanlar değildir. Milletin alın yazısının, sorumluluğunu da millet önünde ve tarih önünde taşıyan insanlardır.
Sayın ATAYA, Kayseri' de hayırseverlerin ildeki okulların, yüzde 60' nı yaptıklarını söyleyerek Eskişehir' de, bu alanda gayret göstereceğini ve hayırseverleri tek tek ziyaret edeceğini söyledi. Bu karalığı ile de Eskişehir' in bu alandaki makus talihini yenecek karalılıkta gördük
Elbette Eskişehir'de yaşayan, yardım için zamanını, parasını, hayallerini seferber ettiğinden emin olduğumuz, hayırsever insanlarımızın, aslında ödüle ihtiyaçları yoktur. Çünkü onlar hayrını, Allah rızası için yapmışlardır. Ancak hayırsever insanlarımızı, gerektiği şekilde motive etmek, hem hayırsever insanlarımızı onura edecek, hem de çocuk ve gençlerimiz için, bir eğitim, olacaktır.
Sayın AYATA' ya göre, eğitim kurum/kuruluşlarımızın, çocuklarımızı uygarlığın yetişkin bir üyesi yapmayı, araştıran ve sorgulayan, kendi kendine karar verebilen, kararların sorumluluğunu taşıyan, gelişen teknolojiyi yaşam biçimi haline getiren, eleştirmekle kalmayıp, çözüm üreten bir nesil olarak yetiştirmeye çalışmalıdır
Sayın AYATA, yeni öğretim yıl mesajında, "Eğitim insan hayatının en önemli aşamasıdır. Bu aşamada çocuklarınız okulumuzda öncelikle Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasa ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarını ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarının bilen ve bunları davranış haline getiren yurttaşlar yetiştirmektir." sözleri ile de dikkat çekti.
Elbette Türkiye ve Eskişehir' in, Eğitim-Öğretim çalışmalarında işi çok zor. Çünkü Türkiye' de, her yıl yaklaşık, 1.400 000 bin çocuğumuzun okula başladığını, bu sayının da başta İzlanda, Lüksemburg ve Vatikan olmak üzere, 16 ülkenin her birinin ayrı ayrı nüfuslarından fazla olduğu düşünülürse, Türkiye ve Eskişehir' in, eğitim-öğretim alanın da işinin, ne kadar zor olduğu da ortada.
Ayrıca toplum olarak bize düşen görev, sistem ve programları kökten değiştirmek olmamalıdır. Var olan eğitim-öğretim sistem ve programlarımıza, dünyadaki ve çağdaş eğitimdeki, yenilikleri, aktararak daha da zenginleştirmek olmalıdır.
Türkiye ve Eskişehir' de, her kesim eğitim-öğretim için elini taşın altına koymak zorundadır. Çünkü çocuklarımızı ve gençlerimizi, Türk Milletinin kültür bütünlüğü içerisinde, çağdaş, laik, demokratik, hür ve bilimsel düşünce yapısına sahip, kişilik ve bilinçli fertler olarak yetiştirerek, yüce milletimizi, çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı ve seçkin ortağı yapmak, her kesimin asli görevidir.
Sayın AYATA 'yı kutlar, 2011-2012 öğretim yılının, ülkemize hayırlı olmasını dileriz.
EĞİTİMDE GÖREV EHLİNE VERİLMELİ
İşinin ehli kişi; sorunları belirler, ihtiyaçları tespit eder ve gerekli müdahaleyi yapıp, sorunu çözer. İşinin ehli olmak, sadece deneyim ve bilgi sahibi olmak demek değildir. İşinin ehli her şeyi bilen, kendisi çözen kişi...