Küçük Millet Meclisleri, her ilde, farklı kesimleri bir araya getiren toplantılara, yerel yöneticiler ve o bölgeden seçilen milletvekilleri, katılıyor. Bir anlamda, her ilde TBMM'nin küçük modeli kuruldu. Böylece siyasetin tabandan, tavana örgütlenebilmesi sağlandı.
Eskişehir Küçük Millet Meclisi (EkMM), sivil toplum ve siyaset arasında, diyalog ortamını da oluşturmaya çalıştı. Toplumun karşıtlıklarını değil, ortak paydalarını ortaya çıkartarak, herhangi bir karar almadan, Eskişehir' de, diyalog zeminini geliştirmeyi hedefledi.
Eskişehir Küçük Millet Meclisi' de, ""DİYALOĞ" ön planda tutuldu. Hem kentte diyalog, hem de sivil toplumla, siyaset arasında diyalog sağmaya çalışıldı. Bu diyalog sürekli, düzenli, önyargısız ve sansürsüz şekilde sürdürüldü.
EkMM' ye, Koordinatör Sayın Sevim ŞAHİN ve ekibi hiçbir ücret almadan, gönüllü olarak, büyük fedakârlık gösterirken, dernekler, vakıflar ile meslek odaları, sendikalar, baro, belediye başkanları ve milletvekilleri, tüm çabaya rağmen, arzu edilen ilgiyi göstermediler. Oysa EkMM' ye, bu kesimlerin, sahip çıkması gerekirdi.
Aslında, ülke bazında, kMM' yi, sözde ciddiye alan ve gönülden destekleyen, çok sayıda milletvekili var. Ancak ülke ve Eskişehir' de, milletvekili katılımı, maalesef çok düşük. KMM' lerin, ilk yıllarında katılması gereken vekillerin, sadece yüzde 4'ü katılıyordu. Eskişehir' de ise son yıllarda, milletvekili katılımı, yok denecek kadar azdır.
Davet edilen Milletvekilleri,"programım müsaitse gelirim" diyor ama EkMM toplantılarına katılmıyorlar. Toplantılara,Belediye başkanları da, arzu edilen ilgiyi göstermediler.. Eskişehir' de onca salon varken, salon bulmakta güçlük çekildi. Bu gelişmelere rağmen, Sayın Sevim ŞAHİN ve ekibi, ısrarla mücadeleye devam ettiler.
Haziran ayın toplantısında, "Başkanlık Sistemi" görüşüldü. Konuşmacılar, başkanlık sistemi ile ilgili ilginç olduğu kadar, dikkat çeken açıklamalarda bulundular. Prof. Dr. Nadir SUĞUR ise dünyadaki başkanlık sistemi ile ilgili açıklamada bulundu.
Sayın Prof. Dr Nadir SUĞUR 'a göre, Başkanlık Sistemi: Kuvvetler birbirinden kesin ve katı bir biçimde ayrılmıştır. Yürütme tek kanatlıdır ve devlet başkanını halk seçer. Devlet başkanının siyasi partisiyle ilişiği kesilmez. Yarı Başkanlık Sisteminde ise Devlet başkanı ve bakanlar kurulundan oluşan, yürütme organı iki başlıdır. Devlet başkanını halk seçer. Yarı başkanlık sisteminde yumuşak kuvvetler ayrılığı vardır. Özellikle dış politikada, devlet başkanı etkilidir,
Sayın Prof. Dr Nadir SUĞUR, "parlamenter sistemde, yürütme iki kanatlıdır ve devlet başkanını, meclis seçer. Yumuşak kuvvetler ayrılığı vardır. İç ve dış politikalarda Başbakan etkili olduğunu söyledi.
Bazı konuşmacılar da AK Parti'nin, partili cumhurbaşkanın da yana olduğu hususunda, fikir birliği içinde oldular. Gerekçe olarak da AK Parti'nin Cumhurbaşkanı ve Başbakan ayrı partilerden olursa, kriz çıkar gerekçesi ile"Partili Cumhurbaşkanı"nı,"Başkanlık sitemini"ve "Yarı Başkanlık Sistemini" çözüm olarak gördüğünü gösterdiler..
Elbette bu sistemler,yönetime hâkim olacak mı zaman gösterecektir Ancak Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Önder ATATÜRK' de başkanlık sistemine karşıdır.
Aslında 1993 yılında, Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan, Sayın Recep. Tayyip Erdoğan'la, yapılan bir söyleşide," Türkiye, şimdilik buna hazır değil. Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı, bir özentinin sonucu, ya da Amerikan emperyalizminin, bize bir tavsiyesidir..." diyerek, "BAŞKANLIK" sistemine karşı çıkmıştı.
Bugün ise Cumhurbaşkanı Sayın ERDOĞAN, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında, istişare ve danışma mekanizmasının, yeterince işletilemediğini ve uyum olabilmesi için, başkanlık sistemine, ihtiyaç olduğu gerekçesi ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde, her kesimle yaptığı toplantıda, "BAŞKANLIK SİSTEMİ" ni, savunuyor.
Bir kesim siyaside, ABD başkanlı sisteminin uygulanabileceğini söylüyor. Oysa ABD' deki başkanlık sistemini taklit eden, Latin Amerika ülkelerinde, sistem başarılı olmamıştır. Ayrıca ABD'de başkanın, mutlak gücü, sadece yasama-yürütme-yargı arasındaki güçler ayrılığı ile değil, aynı zamanda federal devlet-federe devletlerarasındaki güç paylaşımı sayesinde de engellenmektedir. Türkiye'de, başkanlık sistemi gerekçe göstererek, federal devlet-federe devletler yapısına dönüştürülürse, Türkiye Cumhuriyeti parçalanır.
Türkiye'de, demokratik rejimin sürmesi ve kökleşmesine uygun olan sitem, Parlamenter sistemdir. Başkanlık sistemi, Türkiye'yi, demokratik sistemden koparma tehlikesini de beraberinde getirecektir. O nedenle de Türk halkı parlamenter siteme sahip çıkmalı, parlamenter sitemdeki eksiklileri gidererek, arzu ettiği yönetimi hayata geçirmelidir.
Ekim ayına kadar, çalışmalarına ara veren, EkMM' yi de bugüne kadar fedakârlık yaparak, başarıyla, yürüten, koordinatörü Sayın Sevim ŞAHİN ve ekibini kutluyoruz.
EkMM VE BAŞKANLIK SİSTEMİ
Küçük Millet Meclisleri, her ilde, farklı kesimleri bir araya getiren toplantılara, yerel yöneticiler ve o bölgeden seçilen milletvekilleri, katılıyor. Bir anlamda, her ilde TBMM’nin küçük modeli kuruldu. Böylece siyasetin tabandan,...