EKOLOJİK ÜRÜN SAĞLIK DEMEKTİR

EKOLOJİK PAZAR Eskişehir’ de, 4. Temmuz 2010 Pazar günü açıldı. Her geçen günde, katılım artıyor. Ancak Ekolojik Pazarı hala Eskişehir halkı bilmiyor. Gündeme getirdiğimiz de, yeri ve günü soruluyor. Ancak Ekolojik Pazar...

EKOLOJİK PAZAR Eskişehir' de, 4. Temmuz 2010 Pazar günü açıldı. Her geçen günde, katılım artıyor. Ancak Ekolojik Pazarı hala Eskişehir halkı bilmiyor. Gündeme getirdiğimiz de, yeri ve günü soruluyor. Ancak Ekolojik Pazar ve Organik tarımla ilgili olarak, gelen e-mailler umut verici idi. İnsanımız artık tarım alanlarının kıymetini, özellikle de organik tarımın önemini biliyor. Hülasa, EKOLOJİK PAZAR" ve "EKOLOJİK ÜRÜNE" Eskişehirlilerin gösterdiği ilgi, beklenen seviyede olmasa da umut vericidir. (br)Ekolojik ürünlerle sağlıklı beslenme, tüm yaşam boyunca devam eden; beden, ruh ve zihin sağlığı için vazgeçilmez bir seçimdir. Doğal süresinde olgunlaşan ekolojik ürünler, hem daha lezzetli olur, hem de sağlık açısından, en uygun nitelikleri taşır.(br)Eskişehirliler ekolojik ürün alırken, yetkili firmalar tarafından verilen sertifika ile Tarım ve Köy işleri Bakanlığı'nın, ekolojik ürün logosunu olup olmadığına bakmalı, Çünkü doğal", "hormonsuz", "köy ürünü", gibi tanımlamalar, tüketiciye ürün hakkında hiçbir garanti vermez. Ancak Ekolojik Pazar, yerel üretimi destekleyerek, zaman içinde ekolojik, daha çok yöresel ürünün, yer almasına da vesile olacaktır. %100 Ekolojik Halk Pazarı'nın genişlettiği, ekolojik üretim hacmi sayesinde, artık ekolojik ürünler bol ve çeşitli olacaktır. Tabii ki tarım alanı kalırsa...(br)Maalesef, Türkiye ve Eskişehir, yanlış kentleşme nedeniyle, verimli tarım alanlarını, beton yığını haline getirdi. Oysa Anayasamız, 45.maddesinde, tarım arazileri, çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını önlemeyi, devletin asli görevleri arasında saymıştır. İmar ve çevre kanunları ve yönetmelikleri tarım topraklarının, özellikle de sulanan tarım alanlarının, tarım dışı gayelerle kullanılmasını yasaklamıştır. Ne var ki anayasamızın, kanun ve yönetmeliklerimizin, açık ve emredici hükümlerine rağmen, ülkemiz ve Eskişehir, tarım topraklarını hızla kaybediyor.(br)Ülkemizin, tarım yapılabilir 28.059.000 hektar arazisi var. Devlet Su İşleri verilerine göre bu alanlar içinde, ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisi, 8.500.000 hektardır.Halen kamu yatırımları ile gerçekleştirilen sulamalar ve halk sulamalarının toplam alanı, 3,829.175 hektardır.Sulama tesisleri ile sulanabilecek tarım alanı ise, 4.670.825 hektardır.(br) Tablo bu oluca da, Türkiye de sanıldığı kadar, tarım toprağı, ne de sulanabilecek tarım alanı bulunmaktadır. Bundan böyle, yeni tarım alanları bulmamız veya mevcut tarım alanlarının sınırlarını da büyütmemiz, mümkün olmadığına göre, halan ülkemizde ve Eskişehir'de, mevcut tarım arazilerini gözümüz gibi korumamız gerekmektedir. Kentte, tarım alanlarının, yeteri kadar korunduğunu söylemekte çok zor.(br) Ülkemiz ve Eskişehir'de, sanayide görülen gelişmeler ve kırsal kesimden kentlere göç, büyük yerleşim merkezlerinin ve Eskişehir'in çevresindeki tarım topraklarını, yağmalama derecesine hızla yok etmektedir. Son 20 yıl içine, ülkemiz de bu şekilde yok olan tarım alanları, 500.000.000 hektar civarındadır. Bu alan Eskişehir ovasının 30 katıdır.(br)Devlet Su İşleri tarafından inşa edilerek, işletmeye açılmış tarım alanı, 2.072.571 hektardır. Bu alanın, 169.737 hektarlık kısmı, imar ve imarsız yapılaşmalarla, tarım dışı bırakılmıştır. Hâlbuki bu topraklar,1.sınıf tarım toprağı vasfında, sulama ve drenaj tesisleri yapılmış, kısmen de yılda iki ürün alınan tarım alanlarıdır. Bu şekilde yok olan tarım alanı, Bursa, Manisa, Tokat, Bolu, Söke, Mersin ve Eskişehir ovaları sulama alanlarına eşittir.(br) Eskişehir ovası, büyük ölçüde yok olmuştur. Halan kent sınırları içinde kalan topraklar ise ortada. Maalesef, ovanın betonlaşmasına ve çeşitli nedenlerle yok olmasında , belediyeler ve valilik tarım alanlarını iskana açarak,hem sulama tesislerinin, hem de tarım topraklarının, yok olmasına neden olmuşlardır.Oysa ülkemizin ve Eskişehir'in, tarım alanlarını kaybetmek gibi bir lüksü de yoktur. (br)Şu bir gerçek ki, ülkemiz ve Eskişehir, tarım alanları ile ilgili gelişmelere hazırlıksız yakalandı. Zira AB ülkelerinin, yüzyıl evvel hazırladıkları gibi, sanayi, konut, tarım ve orman alanlarını gösteren bir "MASTER PLANI" bulunmadığından, devlet yatımcılara, tarım alanlarını, sanayi ve konut alanı olarak göstermiştir. Eskişehir'de de aynı yanlışlıklar yaşandı. Belediyeler, kendi hudutları ve mücavir alanları içindeki alanları, Valilikte bu alan dışındaki sahaları, mevcut yasa ve yönetmenlik hükümlerine rağmen, tarım alanı olup olmadıklarına bakmaksızın, imar planlarını yapıp, tasdik ederek, imara açmışlardır. Hala aynı yanlışlıklar devam ediyor. Oysa tarım alanları, çocuk ve torunlarımızın bize emanetidir.

Haberleri