Elektrik yine zamlanınca aklımıza geldi...

  Köylü çiftçimiz tarladan gelmiş…Oturmuş yer sofrasına yemek yemek için.Oturduğuyla birlikte acıdan kalkması bir olmuş.Koşmuş hemen tuvalete.El yordamıyla arkasını kontrol eder etmez yine zıplamış acıdan.O saatten sonra...

 


 


Köylü çiftçimiz tarladan gelmiş…


Oturmuş yer sofrasına yemek yemek için.


Oturduğuyla birlikte acıdan kalkması bir olmuş.


Koşmuş hemen tuvalete.


El yordamıyla arkasını kontrol eder etmez yine zıplamış acıdan.


O saatten sonra da acıdan ne oturabilmiş, ne de uyuyabilmiş. Sabahı zor etmiş anlayacağınız.


Sabah güneşin ilk ışıklarıyla birlikte, acıdan kıskıvrak halde tutmuş köyün sağlık ocağının yolunu.


 


xxx


 


Sağlık memuruna anlatmış durumu “Beni bu acıdan kurtar!” diye.


Sağlık memuru canının yandığı her halinden belli olan köylüye “İndir pantolonu bir bakalım” dedikten sonra bakmış da…


Bakmasıyla birlikte “Off çok felaket!” sözü çıkmış ağzından…


Ardından da…


-“Amca senin arkanda basur çıkmış. Ama çok fena görünen bir basur bu. Acıdan öldürür bu seni. Benim buna yapabileceğim bir şey yok. Senin acilen Kasaba’ya gidip, oradaki hastaneye görünmen lazım” tavsiyesinde bulunmuş.


Bizim köylü, “Bu halde Kasabaya nasıl giderim?” dese de, çekilemez hale gelen ızdırabı yüzünden karar vermiş gitmeye.


Binmiş Kasaba’ya giden otobüse.


Otobüste oturacak boş koltuk olsa da, acıdan oturamadığı için Kasabaya kadar ayakta seyahat etmiş dakikalarca.


İner inmez gitmiş hastaneye. Anlatmış derdini doktorlara.


Doktorlar muayene eder etmez, aynı hayret sözleriyle birlikte “Bizim burada yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Sen bu dertten ve acıdan kurtulmak için biran önce şehir’deki hastaneye gitmelisin. Senin derdine bir tek şehir’deki hastanede çare bulabilirler” diyerek göndermişler bizim köylüyü.


 


xxx


 


Acısı her gecen dakika artan köylü amcamız, o acıyla atlamış şehir otobüsüne.


Yine ayakta, yine saatlerce yoldan sonra gelmiş şehre…


Doğruca hastanenin yolunu tutmuş.


Tıpkı köydeki sağlık ocağı ve  kasaba’daki hastanede olduğu gibi anlatmış derdini doktora.


Hastane’deki doktor da, tıpkı diğerleri gibi önce muayene etmiş.


Sonra da “Tamam. Kötü bir basur var arkanda. Ben şimdi gerekeni yapacağım ama bu biraz senin canını acıtacak. Eğer dişini sıkabilirsen hemen halledelim. Sana bu acıyı veren basuru elektrikle yakacağım.” deyince köylü “Bu acıyı sürekli çekmektense, bir defa çekerim” diye düşünmüş ve anında “Olur” demiş.


Hazırlıklar yapılmış.


Doktor elindeki elektrikli yakma aletiyle başlamış işe.


Aleti basura değdirdiği anda avaz avaz bağırması gereken bizim köylü başlamış gülmeye.


Doktor yakmak için aleti değdirdikçe, bizim çiftçi kahkahalarla gülüyormuş.


Hayretler içinde kalan doktor hiçbir anlam verememiş bu duruma…


Sonunda dayanamayıp sormuş:


-“Yahu hemşerim, ben arkanı yakarken senin acıdan bağırman lazım. Sen ise kahkaha ile gülüyorsun. Bu nasıl iş böyle?”diye…


Bir yandan gülmesine devam eden köylüden şöyle bir cevap gelmiş:


-“40 yıldır evime girmeyen elektrik kıçıma giriyor. Ben gülmeyim de kim gülsün doktor bey!”


Not- Nedendir bilinmez, Elektriğe 3 ayda gelen zam yüzde 60’ları bulunca aklımıza bu hikaye geldi. Elektrik aynı elektrik. Eskiden öyle giriyormuş, şimdi farklı şekilde giriyor olduğundan olsa gerek…


.....


 


Hayvanlar! Pisletiyor, İnsanlar temizliyor…


 


Yer ETİ Parkı.


Genellikle evcil hayvanların sahipleri tarafından dolaştırıldığı bir park.


Aynı parkta insanların oturmaları için konulmuş banklar ve yürüyüş alanları da var…


Söz konusu parkta dolaştırılan evcil hayvanlardan yana bir sıkıntı yok.


Sıkıntıyı evcil olmayan, iki ayaklı hayvanlar yaratıyor.


Bakın yukarıdaki iki fotoğraf dün sabah aynı parkta çekildi.


İki ayaklı hayvanlar!, insanların oturup dinlenmeleri için konulan banklara oturmuşlar.


Yedikleri çekirdeklerin kabuklarından başlamışlar yere atmaya.


Ardından…


Yedikleri diğer gıda maddelerinin çöplerini atmışlar üzerine.


Son olarak da…


İçtikleri içeceklerin şişelerini tüy dikmek için atmışlar…


10 metre ilerde de temizlik görevlisi insanlar bu hayvanların attıklarını temizlemekle meşgul…


Baştan de söyledik.


Söz konusu park, evcil hayvanlarla sokak hayvanlarının sıkça bulunduğu bir park.


Ama bu hayvanların gözlerini seveyim…


İki ayaklı hayvanların yaptıklarını gözlerimizle gördükten sonra, onların değerlerini bir kat daha anlamış olduk…


 


 .....


 


 


Sağlık Müdürü Bilge’den sevk açıklaması var.


 


 


İki gündür bu köşede, hastaların Yunus Emre Devlet Hastanesi’nden Şehir Hastanesi’ne sevk edilmelerine ilişkin yakınmalara yer veriyoruz.


Kamuoyunda bu durumun “Yunus Emre Devlet Hastanesi sırf Şehir Hastanesi’ndeki hasta sayısı artsın(Hasta garanti sayısı tutsun) diye kasıtlı olarak küçültülüyor” algısı yarattığını dile getiriyoruz.


 


Söz konusu algıyı ortadan kaldırabilmenin tek yolunun da ancak, Şehir Hastanesi’nde verilen sağlık hizmetinin, aynı şekilde Yunus Emre Devlet Hastanesi’nde de verilmesiyle mümkün olabileceğini ifade ediyoruz…


İşte söz konusu yazılarımız ile ilgili olarak İl Sağlık müdürü Uğur Bilge bir açıklama göndermiş.


Açıklamasında, konuya ilişkin dört önemli nokta var.


 


1-İleri Teknolojik hizmetlerin her hastanede verilmesi (özellikle Onkoloji ve Nükleer Tıp alanında) mümkün değil. Bu yüzden hastaların üst merkezlere yönlendirilmesi (tanı-tedavi ve ek tetkikler gerektireceğinden dolayı) son derece doğal bir durum.


 


2-Yunus Emre Devlet Hastanesi, günlük ortalama 8200 poliklinik hizmeti ve yüzde 75 yatak doluluk oranıyla sağlık hizmeti veren, başta tümör ve açık kalp ameliyatları gibi A grubu ameliyatların yapılmaya devam ettiği bir Hastane. Sağlık Turizmi yetki belgesine sahip böyle bir hastanenin bırakın küçülmesini, aksine verdiği hizmeti daha da büyütecek hedeflere sahip bir Hastane konumunda.


 


3-Şehir Hastanesi’nin “Hasta Garantisi” ile ilgili sürekli iddia edilen yanıltıcı bilgiler ve haberler maalesef yapılmaya devam ediliyor. Şehir Hastaneleri’nin sözleşmelerinde “Hasta Garantisi” diye bir kavram yoktur.


 


4- Yunus Emre Devlet Hastanesi hekimlerinin halkı gereksiz yere başka hastaneye sevk etme iddiası ile hekimlerimiz maalesef zan altında bırakılıyor. Şehrimize sağlık hizmetinde yeni bir soluk katan her iki yeni hastanemiz tüm imkanları ile halkımıza hizmet vermeye devam edecektir.


İlgilenenlerin bilgisine sunulur…


 


 


 


 


 

Haberleri