-"Planlar bir kentin anayasasıdır. Keyfi olarak hazırlanamaz"
-"Planlar kamuoyuna açıklanmazsa yargıya gitmeyi şiddetle düşünüyoruz"
-"UKOME kararlarının uygulanabilirliği yok"
İşte bu sözlerin yer aldığı Basın bültenini masamızda görünce kendi kendimize;
-"AKP yine açıklama yapmış" diye düşündük.
Ama bir yandan da;
-"İyi de AKP bunları geçtiğimiz ay söylemişti. Şimdi aynı şeyleri niçin tekrarlama gereği duydu?" diye de düşünmeden edemedik.
Ama bir de baktık Basın bülteninin sonuna "CHP il sekreteri" imzası atılmış.
Her iki konuda da tartışmaların üzerinden aylar geçmiş, CHP her iki konuda da İl Sekreteri aracılığıyla görüş belirtmiş...
Ortalık bu tartışmalarla birbirine girdiği zaman sesi çıkmayan CHP, aylar sonra bu iki konuda açıklama yapma gereği duymuş.
Önce şaşırdık tabii.
Ama, ardından CHP'nin başta aday listelerini seçim kuruluna teslim edemediği gibi hemen her konuda geç kalmayı alışkanlık haline getirdiğini bildiğimiz için normal karşıladık.
Gelelim söz konusu Basın bülteninde yazanlara.
Planlar ve UKOME kararları ile ilgili CHP adına söylenilenlere vallahi bir diyeceğimiz yok.
Ama...
Bizi en çok şaşırtan CHP il Sekreterinin;
-"Son günlerde bazı köşe yazarları CHP'yi sudan bahanelerle bile acımasızca eleştirebilmektedir." Sözleri oldu...
PARTİNİN EN ÖNEMLİ İSMİNİN UNVANINI BİLMEYEN BİR TEŞKİLAT, DÜNYANINS HER YERİNDE ELEŞTİRİLİR. YAZIM HATASI YAPILMIŞ OLSA DA ELEŞTİRİLİR.
Kim eleştirmiş CHP'yi?
Bazı köşe yazarları eleştirmiş?
Peki niye eleştirmiş?
Bu söylenmiyor basın bülteninde ama biz söyleyelim; CHP Eskişehir'e konuşmak için gelen Milletvekili ve aynı zamanda Meclis grup başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun unvanının "Genel başkan yardımcısı" olarak açıklamış.
Bakın; CHP'de Genel başkandan sonra en çok tanınan bir ismin unvanını bilmeyen bir teşkilat Dünyanın her yerinde eleştirilir.
Yazım hatası olsa da eleştirilir.
Bu eleştiri karşısında CHP'li yöneticilerin yapması gereken "CHP'yi eleştirme cüretini kimse kendinde bulamaz" sözleri değil;
-"Bir bir yazım hatası yapmışız. Bundan sonra yapmamaya gayret göstereceğiz" olmalıdır.
Ama olmamış...
Ne denilmiş;
-Sol adına CHP'yi eleştirme cüretini kimse gösteremez" denilmiş...
CHP NİYE ELEŞTİRİLMEZMİŞ Kİ?
Neymiş?
"Cumhuriyetle yaşıt olan CHP ulu bir çınar" mış. O yüzden kimsenin CHP'yi eleştirmeye hakkı yokmuş...
Arkadaşlar meseleleri biraz karıştırıyor galiba.
Kimsenin Cumhuriyetle yaşıt ulu bir çınar'ı eleştirdiği falan yok.
Eleştiriler, O Ulu çınar olan CHP'ye yakışmayan davranışlarda bulunan yöneticilerine.
Yani...
Ulu çınar'ın arkasında her şeyi yapabileceğini zannedip, eleştiri olduğu zaman da o Ulu çınarı öne sürenlere.
Bunun bile ayrımını yapamıyorlar.
Allah Aşkına, Eskişehir'deki CHP şu 10 yılda eleştirilmeyecek ne yaptı ki?
Zamanında aday listelerini seçim kuruluna verdi de seçime mi katılabildi?
CHP'Den başka partiye eli gitmeyen insanları, başka partiye oy vermeye mahkum edenler bu yöneticilerin basiretsizliği değil miydi?
Ne çabuk unutuldu... Bu partinin parasının kaybolması bile mahkemelere kadar intikal etmedi mi?
Partide İl ve İlçe Başkanlıkları, hatta milletvekili ve Belediye başkan adaylığı yapmış insanları önce disipline verip, sonra partiden atanlar da bu yöneticiler değil miydi sanki...
Görevden almalar, istifaya zorlanmalar sanki hiç yaşanmadı mı bu 10 yıllık sürede.
Soruyoruz şimdi?
CHP Eskişehir'de AKP'yi sildi de mi eleştiriyi hak etmiyor?
Ya da...
AKP'ye karşı muhalefeti DSP ve Büyükerşen'e kaptırmadı da mı eleştiri yapılmayacak?
Sanki son mahalli seçimlerde fiyaskoya uğrayan başka bir parti var Eskişehir'de.
Sanırsınız ki...
Her seçim bir milletvekili kaybeden CHP değil de başka bir parti.
Kısacası...
Her zaman söylüyoruz;
CHP bu ülkeye her zaman lazım...
Demokrasi için lazım, Cumhuriyet için lazım.
Peki bu haliyle mi lazım?
İşte birileri bunun cevabını vermeli.
Hem de, 10 yıllık bir özeleştiri yaparak verilmeli bu cevap.
Eleştiriler CHP'ye değil ki, Bunun bile farkında değiller...
-"Planlar bir kentin anayasasıdır. Keyfi olarak hazırlanamaz"-"Planlar kamuoyuna açıklanmazsa yargıya gitmeyi şiddetle düşünüyoruz"-"UKOME kararlarının uygulanabilirliği yok"İşte bu sözlerin yer aldığı Basın bültenini masamızda...