En önemli görevler basamaktan ibaret...

Siyasette partilerin en önemli isimleri ne milletvekilleri ne de belediye başkanlarıdır…Bana göre siyasette partiler için en önemli görevler il ve ilçe başkanlıklarıdır.Fakat…Milletvekilleri ve Belediye Başkanlarının sürekli...

Siyasette partilerin en önemli isimleri ne milletvekilleri ne de belediye başkanlarıdır…
Bana göre siyasette partiler için en önemli görevler il ve ilçe başkanlıklarıdır.
Fakat…
Milletvekilleri ve Belediye Başkanlarının sürekli gölgesinde kalmanın verdiği eziklik il ve ilçe başkanlarını biran önce milletvekili ve belediye başkanı olmaya sürükler…
İlk fırsatta, milletvekili, belediye başkanı ya da meclis üyesi olmak için bulundukları görevden istifa ederler.
Bu tam da seçim öncesi zamana denk gelir.
Yani, partinin kendilerine en çok ihtiyaç duyduğu zamana…
Uzun uğraşlar sonucu il ve ilçe başkanı olurlar…
Kendisiyle uyumlu çalışabilecek yöneticileri titizlikle belirlerler.
Görev bölümünden tutun da çalışma yöntemine kadar her türlü sistemi kurarlar.
İşler tam da tıkır tıkır işlemeye başladığı anda, birden istifalar gelir…
“madem istifa edip aday olacaktın, il ve ilçe başkanı olmak için niye bir yerlerini yırttın?” diye sormak istersiniz.
“Demek ki senin amacın partine seçim kazandırmak değil, kendine makam aramakmış” demek gelir dilinizin ucuna…
Kısacası…
Partiler çoğunlukla seçimlere mevcut il ve ilçe başkanlarıyla giremez.
çünkü hemen hepsi aday olmak için görevlerinden istifa etmiştir.
Partileri seçimlere taşımak ise, istifa edenlerin yerine atama ile göreve getirilen alakasız, hazırlıksız, yetersiz isimlere kalmıştır.

Yukarıda da söyledik…
Siyasette en önemli görevler il ve ilçe başkanlıklarıdır.
Ama gelin görün ki siyasette en önemli bulduğumuz görevler, bu görevlerde bulunanlar için adeta basamaktan ibaret…


.....


Keşke her kurumda
bunu görmüş olsaydık…


Yeni Kurulan Eskişehir Teknik üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu atandı.
Böylece Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu Anadolu üniversitesi’nden ayrılarak kurulan Eskişehir teknik üniversitesi’nin ilk kurucu rektörü oldu.
Kendisiyle hiç tanışmıyoruz…
Karşı karşıya dahi gelmedik…
Fakat düşünceleri birbirine zıt insanları dinlediğimizde dahi, Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu’nun rektörlüğe getirilmesini “tam isabet” şeklinde değerlendiriyor herkes.
Hatta…
-“öylesine isabetli bir karar ki bu, seçim olsaydı yine Rektör o seçilirdi” diyenler var…
Osmangazi üniversitesi Rektörlüğüne Prof Dr Kemal Şenocak atandı.
Kendisiyle hiç tanışmıyoruz…
Karşı karşıya dahi gelmedik…
Fakat düşünceleri birbirine zıt insanları dinlediğimizde dahi Prof Dr Kemal Şenocak hakkında olumsuz bir düşünce duymadık.
Eskişehir dışından atanmış olmasına rağmen, atamasını siyasi bir otorite yapmasına rağmen Prof Dr Kemal Şenocak’ın “bilim insanlığı” özelliği dışında bir tanımlama ile karşılaşmadık.
-“Bu adam da nerden çıktı?” denildiğine şahit olmadık.
Görünen o ki: her iki üniversitemize de yapılan Rektör atamaları,  her ne kadar siyasi otorite tarafından yapılmış olsa da, atanan rektörlerin kişiliklerinde liyakat göze çarpıyor.
Ne diyelim?
Keşke tüm kurumlarda benzerlerini görmüş olsaydık.


....


 


Her ikisi de mevcut duruma razı gibi…


Siyasetin basit matematiği vardır.
Bu matematiği anlayıp yerine getiren kazanır.
Getiremeyen ise kaybeder.
Eskişehir’de siyaset matematiği bugüne kadar yapılan seçim sonuçlarıyla şunu gösteriyor:

AK Parti kırsalda, CHP ise kent merkezinde güçlü…
Bunun üzerine şöyle bir tahlil yapma gereği duymuştuk geçtiğimiz süreçte:
-"Eğer önümüzde ki seçimleri AK Parti kazanmak istiyorsa, zayıf olduğu kent merkezine yüklenmek, CHP kazanmak istiyorsa da yine zayıf olduğu kırsalda çalışmak durumundadır"
öyle de olacağını zannediyorduk.
çünkü bizim dahi anladığımız matematiği CHP ve AK parti’nin anlamaması mümkün değildi.

-"Demek ki bundan sonra AK partilileri, şehir merkezinde ki mahallelerde, CHP’lileri de ilçe ve köyler ile kenar mahallelerde daha sık göreceğiz" diye düşünyorduk.
Gelin görün ki bu olmadı iyi mi?
Yine baktığınızda AK parti, tabanının daha çok olduğu kenarda, CHP ise tabanının güçlü olduğu şehir merkezinde çalıştı ve halen de bunu sürdürüyor.
Demek ki…
Her iki parti için de güçlü oldukları yerlerde çalışmak daha kolay ve işine geliyor.
Demek ki…
Her iki parti de mevcut duruma razı gibi…


.....


 


Hadi bakalım kolay gelsin!


AK parti’nin Eskişehir’de seçime giderken en büyük handikabıydı Alpu’ya kurulacak olan termik Santral…
Hala da öyle…
Bugüne kadar 3 kez ertelenmişti ihalesi.
Dün ihale günüydü ve bir kez daha erteleme kararı geldi.
özelleştirme İdaresi Başkanlığı kurulacak termik santralle ilgili olarak ön yeterlilik ve son teklif verme tarihini 7 Şubat 2019 olarak açıkladı.
Yani…
Termik santral ihale tarihi seçimin bir ay öncesine getirilip konuldu…
Bu demek ki, seçime bir ay kala yani seçim için en önemli olan süreç Eskişehir’de yine termik santral tartışmalarıyla geçecek.
Ve bilin bakalım bu süreç Eskişehir’de kimin aleyhine işleyecek?
Ne diyelim?
Hadi onlara kolay gelsin!


.....


Biraz da gülmek lazım


Bir Amerikalı, bir İtalyan, bir de bizim Karadenizli Temel, hep birlikte bir inşaatta çalışıyormuş.
Her gün yemek torbalarını açıyorlar; Amerikalınınkinden Hamburger, İtalyalınınkinden spagetti, bizim Temelinkinden de hamsi çıkıyormuş. Bir gün, iki gün derken bunlar dayanamamış, yarın da aynı yemekler çıkarsa hep birlikte intihar edelim diyerek, karar almışlar.
Ertesi gün torbalarını açmışlar ki ne görsünler; gene aynı yemekler. Hep birlikte intihar etmişler.Bunların hanımları cenaze töreninde bir araya gelmiş.
Amerikalının eşi:
- Söyleseydi yemeği değiştirirdim. İntihar etmesine gerek yoktu. diyerek ağlıyormuş.
İtalyalının eşi de:
- Bu kadar basit bir konu için intihar mı edilir. Söylese değiştirirdim diyerek ağlıyormuş.
Temelin karısı ise;
- Aaaah, aaahhh, her gün yemeğini kendi hazırlardı diyerek ağlıyormuş.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Haberleri