Endişe ile Mücadele

Kimi sözcükler ve bizim onlara yüklediğimiz anlamlar çakışmıyor. Bazı sözcükler var ki, tam anlamından emin olamadığımız için yerine kimi zaman eşdeğer, bazen farklı başka sözcükler kullanırız. Örneğin endişe yerine...

Kimi sözcükler ve bizim onlara yüklediğimiz anlamlar çakışmıyor. Bazı sözcükler var ki, tam anlamından emin olamadığımız için yerine kimi zaman eşdeğer, bazen farklı başka sözcükler kullanırız. Örneğin endişe yerine üzüntü, kaygı, kuruntu, vesvese, korku veya düşünce sözcüklerini kullandığımız sık olur. Sıra sözcüğü gerçek anlamıyla tanımlamaya geldiğinde zorlanırız.

Bir sözlükte bulunabilecek tanımıyla endişe, müstakbel bir tehlike veya zor durum karşısında insanın içinde duyduğu gizli, acı veren, belli belirsiz güvensizlik duygusudur. Tanımdan da anlaşıldığı gibi endişe, insani bir duygudur fakat nabız değişikliği, tende renk değişimi, ağız kuruluğu, kalp ağrısı gibi fiziksel yansıları da olur. Endişenin denetlenmeyerek ileri aşamalara ulaşması kronik hale gelmesini sağlayarak uykusuzluk, düzensiz beslenme, alerji ve yüksek tansiyon gibi sonuçlar vermesine neden olabilir.

Bir başka deyişle endişe, azı karar çoğu zarar denen türde bir duygudur. Tehlikeleri ve olağandışı durumlara karşı hazırlıklı olmayı sağlayan iyi bir yanı vardır. Bu nedenle bizi beklenmeyen zor olaylara karşı donanımlı tutar. Ama endişenin bir kişilik özelliği halini alması, yaşamımızda süreklilik kazanması yıpratıcı olumsuz etkiler yapar; normal yaşamımızı engeller, acı duymamıza neden olur. Bu durumda endişe yükselişe geçtiğinde onu yenmek için savaşmamız gereken bir durum olarak karşımıza çıkar.

Endişeyi denetlemenin ilk adımı öncelikle kendinizde endişe gerçeğini tespit ve kabul etmektir. Endişelenen yapınızı kabul etmemeniz, onun derinleşip yoğunlaşmasına ve sizi daha fazla etkilemesine neden olacaktır. Pek çok konuda olduğu gibi endişe ile savaşımın ilk adımı da insanın kendisiyle yüzleşebilmesidir.

Giysilerimizin düzgün olup olmadığını anlamak veya saçımızın taralı olup olmadığını görebilmek için bir aynadan yararlanırız. İnsanın aynası ise iyi bir arkadaştır. Endişe ile mücadelede ikinci adım, bu duygunuzu sabırlı, duyarlı ve sizi gerçekten anlamak isteyen –yaşı, cinsiyeti ve statüsü ne olursa olsun– içten, daha da önemlisi güvendiğiniz bir arkadaşla paylaşmaktır. Onun olaya bakış açısı, muhtemelen sizin fark etmediğiniz noktaları görmenizi sağlayacaktır. Farklı bir bakış açısı her zaman olumlu katkılar yapar. Birlikte doğru bir çözüm bulma olasılığınız da hayli yüksektir. Hiç kuşkusuz, gerekli sonuçları elde edebilmek için bu iletişimde sizin de içten ve açık olmanız gerekecektir.

Araştırmacı bir kişilik yapısı genellikle çözümlere daha kolay ulaşılmasını sağlar. Amerika’yı kendi başınıza yeniden keşfetmeye çalışmanın hiç gereği yoktur. Gerçekten endişe ile mücadele etmede başarılı olmuş pek çok teknik bilinmektedir. Bunların sizin durumunuza yüzde yüz uygun olduğunu iddia edememekle birlikte arasında ilginizi çekecek yaklaşımlar olabilir. Örneğin benim de ihtiyaç duyduğumda kendi kendime uyguladığım bazı teknikler var.

Çoğu zaman beni endişelendiren durumla ilgili olarak kendimle bir iç konuşma çok işe yarar. Bana doğru bir güdüleme sağlar. Şöyle derin bir nefes alıp olumsuz düşünceleri aklımızdan silivermenin güzel etkisini hepimiz biliriz. Bizi gevşetecek, olumsuz yoğunlaşmamızı dağıtacak beden hareketleri, hafif nitelikte güldürü dergisi türünde okumalar, neşeli ve eğlenceli bir arkadaşı ziyaret veya onunla telefon görüşmesi her zaman yararlı tekniklerdir.

Endişe ile mücadelede en önemli unsur onu yenmenin gereğine kendinizi ikna etmektir. Endişelenerek endişeyle savaşılamaz.

Haberleri