Birinci Sanayi Devrimi, su ve buhar gücünün uygulanması ile sanayi olgusunu başlattı; ilk fabrikalar oluştu. Buradaki birincil unsur, buhar gücünün tezgâha eklemlenmesi idi. İkinci devrimde elektrik enerjisi baskın faktör oldu. Buna göre sanayi ve işletme yenden yapılandı. İkinci Dünya Savaşı tüm olumsuzluklarına rağmen bilgisayar teknolojilerinin gelişmesi için etkili oldu. Böylece bir bilgisayar donanımı içeren ilk ‘kendi başına akıllı’ makineler ortaya çıktı. Dolayısıyla üretim metodolojileri de bu yeni duruma göre yeniden oluşturuldu. İlk üç teknolojik ve sınai devrimde yeni olanı belirleyip şekillendiren tek bir baskın teknoloji oldu. Dördüncü Sanayi Devrimi bu açıdan öncekilerden ayrılıyor. Bu kez çok sayıda teknoloji ve bunların kendi aralarından yaptıkları kombinler ivmeli (giderek hızlanan) biçimde sanayiye dönüştürmek üzere yola çıkmış durumdalar. Bu denli çok faktörün etkisi altında sanayinin alacağı yeni durumu kestirebilmek hiç de kolay değil. Şu anda bilimsel ve teknolojik olarak izleyebildiğimiz gelişmelerle geleceğin tam resmini çizmek mümkün değil.
Buzdağının suyun altında kalan ve görünenden çok daha büyük olan görünmeyen kısmı ile ilgili örneği bilirsiniz. Endüstri 4.0 konusu az da olsa bu buzdağı örneğini andırıyor. Şu farkla ki; suyun altında kalan kısmı önceden oluşmuş, sabit bir yapı değil. Yeni bilimsel ve teknolojik gelişmelerle ve bunların birbirlerini etkilemeleriyle sürekli değişiyor. Dolayısıyla suyun altında buzdağının sabit bir kısmı yok; görünmeyen kısım, yapay zekâ alanındaki ilerlemelerin başatlığında sürekli değişip gelişiyor ve bunun iş dünyasına ve sosyal yaşama etkileri oluyor. öngörebildiğimizin ötesinde gelişmeler olmaya devam edecek. özetle; değişim açısından miktar, çeşitlilik ve hız olarak daha önce hiç karşılaşmadığımız bir süreci yaşamaya başladık.
Dönüşüm alanında –bu kadar çok teknoloji arasında kendi başına da olsa– en ilginç etkileri yapmasını öngörebileceğimiz yeniliklerin arasında 3 boyutlu yazıcılar gelebilir. Eklemeli imalat olarak isimlendirdiğimiz bu teknoloji bir yandan üretim işletmelerinin yerleşim düzeninin ve örgütsel yapısını değiştirirken pek çok işletme de ekonominin dışında kalabilir. 3 boyutlu yazıcılar yapay zekâ ile bütünleştikçe bugün öngörülenden çok daha fazla alanda baş aktör durumuna geçebilirler.
Yukarıdaki özeti yapmamın nedeni, Endüstri 4.0 ile ilgili bir başka yanlış düşünceyi belirtmek için idi. Bu düşünceye sahip kişiler Endüstri 4.0’a geçiş için henüz zamanın erken olduğunu kanaatini taşıyorlar. Bu görüşe katılmak pek mümkün değil. Endüstri 4.0’a ne zaman geçileceği konusunda yapılan sektör araştırmaları, şirketlerin yüzde 80’den fazlasının yeni teknolojilerin ve bunlarla ilgili iş türevlerinin kendi operasyonlarına 2020 yılından başlayarak net biçimde yansıyacağı kanaatinde olduğunu gösteriyor. özellikle veri toplamanın, bunları analiz etmenin, yorumlamanın ve kurumsal kararlara yol göstermek üzere değerlendirmenin öneminden söz ediliyor. Bu durumdan çıkaracağımız sonuç şu ki; Endüstri 4.0’ı geç takip etmek isteyen işletmelerin geçmişte olduğu gibi fazlaca seçenekleri olmayacak. Geç kalan, tekrar yarışa dâhil olması mümkün olmayacak biçimde kaybedecek.
Endüstri 4.0’a geçmek, bugünden yarına yatırım yapmak anlamına gelmez. çünkü bu dönüşüm, bir teknolojik evrimleşme değil. öncelikle bir stratejik gelecek tasarımı konusudur – bir başka deyişle Endüstri 4.0, işletmeler için öncelikle bir zihinsel değişim projesi olmak zorundadır. Geç kalınmaması gereken sürecin ilk adımı, Endüstri 4.0’ı bir ‘fırsatlar ve tehditler demeti’ olarak görüp hazırlanmaya başlamaktır.
Akademya ve iş dünyası arasındaki ‘işbirliksizliğinin’ en net sonuçlarından birisi işletmelerin yeni konuları öğrenme ve uygulama konusundaki motivasyonlarının düşük kalmasıdır. Endüstri 4.0 gibi yeni konular söz konusu olduğunda geleneksel işletmedeki bununla ilgili algı “Bu konu bizi aşar’ şeklindedir. Gerçekten Endüstri 4.0’ı öğrenmek zor mudur?
İşletme yönetici ve çalışanlarının bu konuda haklı oldukları yanlar var. Endüstride dolaşan, Endüstri 4.0 hakkında açık ve öz bilgi veren, dönüşümün nasıl olacağını aydınlatan henüz yeterli kaynak ve hizmet yok. öncelikle Endüstri 4.0 okuryazarlığının okuldan işletmeye, her kademede artırılması gerekiyor. Geçmiş yüzyılın bilgi ve deneyimiyle Endüstri 4.0’ın yeni dünyasını kurmak mümkün değil.