ERMENİ AÇILIMI!

TÜRKİYE-Ermenistan milli maçı, futboldan ziyade siyasi bakımdan önemli gelişmeler vesile oldu. Ayrıca aralarında yüz yıllık buzdağı bulunan iki milletin ilişkilerini futbol maçı dolayısıyla gözden geçirmesi, hem spor, hem...

TÜRKİYE-Ermenistan milli maçı, futboldan ziyade siyasi bakımdan önemli gelişmeler vesile oldu. Ayrıca aralarında yüz yıllık buzdağı bulunan iki milletin ilişkilerini futbol maçı dolayısıyla gözden geçirmesi, hem spor, hem de siyaset açısından önemli idi.
Maçta, Azeri Bayraklarının yasaklanması hiçte hoş değildi. Ancak maçtan önce Türk ve Azeri bayraklarına bürünmüş seyyar satıcılar... Duvarlarda, direklerde yan yana yapıştırılmış Türk-Azeri bayrakları, Karabağ için önemli bir tablo olduğu gibi, ABD, AB, Ermenilere ve siyasilere, halkın en güzel mesajı idi.
Elbette maç öncesi, maçta ve sonraki gelişmeler, barışa ne kadar yansır. Türkiye açısından, ne getirip veya götürecek bekleyip göreceğiz. Ancak ABD, Rusya ve AB, Ermeni açılımı ile örtülü iki hedefi var. İlki Azerbaycan ile Türkiye arasında oluşan "Tek millet ve iki devlet" felsefesini ortan kaldırarak, bu bölgedeki Türk devletleri ile oluşacak güç birliğini önlemek, diğeri ise Kafkaslar ve Orta Asya' daki doğalgaz ve Petrolu taşıyan boru hatlarını, Kafkaslarda, güvence altına almaktır.
Oysa görünür de iki önemli hedef var. İlki Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulması, diğeri ise İki ülke arasında, 1993'ten beri kapalı bulunan kara sınırının açılmasıdır. Ancak protokolün ömrü kısa da olabilir. Çünkü Ermenistan'ın, nüfusu 2 milyon kadar. Diaspora'daki Ermeni sayısı ise 5,7 milyon, yani Ermenistan'ın neredeyse üç misli. Diaspora'yı, göz önüne almayan bir Ermenistan politikası 'gerçekçi' bir beklenti olur mu, bunu da zaman gösterecektir. Ancak Türklere karşı kin ve nefret dolu Diaspora' nın, bu protokolü kabullenmesi çok zordur. Ayrıca Ermeni fanatizmi dün vardı, bugün de var, gelecekte de olacaktır.
Hatırlıyorum da yıllar önce, Hürriyet Gazetesi NEWYORK muhabiri Doğaç ULUÇ, meslek hayatında karşılaştığı katil, terörist, ağır suçlular arasında tedirgin olduğu tek kişinin, 27 Ocak 973' de Los Angeles Başkonsolosu Rahmetli Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır DEMİR' i öldüren Gourgen Yanikiyan olduğunu söylemişti. Sayın ULUÇ, görüşme sonrası okuyucularla paylaştığı " ...Çocukluk ve gençlik yıllarımda, hayli Ermeni arkadaşım oldu. Okulda, askerlikte yakın dostluklar kurduk. Öz kardeş kadar yakınlaştık. Ancak YANİKİAN' ın, "KİN ve "NEFRET" dolu bakışlarında, ilk kez Ermeni fanatizmini tanıdım" ifadeleri Ermeni-Türkiye ilişkilerinin geleceği açısında çok şey ifade ediyor.
Elbette Rusya, ABD ve AB' nin, gerçek niyeti nedir bilinmez ama niyetlerinin hiçte hayra alamet olmadığı da bir gerçektir. Şayet protokol Türk cumhuriyetlerinin güç oluşturmamasına yönelik ise durum daha da vahim demektir. Nitekim Azerbaycan, Yeni Müsavat gazetesi, "Bakü yönetimi, AKP iktidarı ile savaşa başlıyor" dedi. Bakü yönetiminin AKP hükümetine karşı, ne tür girişimlerde bulunacağını önümüzdeki gönlerde belli olacağını kaydeden gazete, "Bakü, Ermeni açılımına, cevap vermeye hazırlanıyor. AKP'nin Ermeniler ile ileriye yönelik anlaşma-protokol imzalaması, Türk dünyasını kızdırdı" ifadesini kullandı. Gazete, "Türk dünyasına karşı büyük ihanete karşı durmaya çalışacağız" dedi.
Azerbaycan, Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada ise "Türk toprağı Yukarı Karabağ'daki Ermeni işgali bitmeden, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirmesi Azerbaycan'ın, ulusal çıkarlarına aykırıdır ve Azerbaycan ile Türkiye arasında tarihi köklere dayanan kardeşlik ilişkilerinin ruhuna gölge düşürür" ifadelerini kullandı.
Ayrıca Ermenilerin, Karabağ işgali kalkmadan, sınır açmak, "BİR MİLLET İKİ DEVLET " diyen ve Türkiye' ye karşı, kardeşlik duyguları ile bağlı olan Azerbaycan' a ve Türk dünyasına karşı, ihanet olur.
Öte yandan arabulucu devlet olarak, bu güne kadar Ermeni-Türkiye ilişkilerinde çok katı Ermenistan yanlısı tavır koyan ve 'Ermeni soykırımı yoktur' demenin açıkça suç sayıldığı ülke olan, İsviçre'nin seçilmesi ise dikkat çekici olduğu kadar düşündürücü idi. Bu gelişme bile protokolün, tartışmalı hale getirdi.
Ayrıca protokol de Karabağ'da, Ermenilerin çekileceğine yönelik tek kelime yoktur. Ancak Cumhurbaşkanı ve başbakan " Karabağ sonu çözülmeden sınır açılmaz" diyorlar" Oysa bu sözlerin, hiçbir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Nihayet günlerdir, milletten gizlenen protokol, önümüzdeki haftalarda TBMM' ye gelecektir. Ancak KARABAĞ' a, ilişkin statükoda, Azerbaycan lehinde somut, elle tutulur bir gelişme olmadıkça protokolün, TBMM' de kabul görmesi çok zordur.
Şu bir gerçek ki Ermenilerde, Türk düşmanlığını yaratma peşinde olan bazı güçler var. Ermeni Diasporası, bu güçlerden biridir. Oysa her şeye rağmen, gelecek nesilleri tek yönlü "KİN" ve "NEFRET" ten kurtarmak gerekir. Ancak Ermenistan Hükümeti, bu düşünceyi benimsese bile, Diaspora inatla sürdürecek, emperyalist ülkeler de Ermenileri dün ve bugün olduğu gibi gelecekte de "TAŞERON " olarak kullanacaktır.

Haberleri