Eşek dama çıkartılırsa...

Eskişehir’de geçmişi başarılarla dolu köklü kurumlar var.Bu gün bu kurumların geldiği noktaya bakıyorum da, üzülmemek elde değil.Tartışma yaratmak ya da kurumları rencide etmek için isim yazmıyorum ama hemen herkes bu kurumların...

Eskişehir’de geçmişi başarılarla dolu köklü kurumlar var.
Bu gün bu kurumların geldiği noktaya bakıyorum da, üzülmemek elde değil.
Tartışma yaratmak ya da kurumları rencide etmek için isim yazmıyorum ama hemen herkes bu kurumların hangileri olduğunu az çok anlayabilir.
Kabahat elbette kurumlarda değil.
Kabahat, o geçmişi başarılarla dolu kurumların başına atanan liyakatsiz, tecrübe ve donanımı bulunmayan, düşük profilli ve yetenek yoksunu yöneticilerde.
Sözünü ettiğimiz o yöneticiler,  geldikleri güne kadar yapılan tüm iyi şeyleri bir çırpıda silip atmaya sanki yemin etmişler.
Kurum adeta onunla var olmuş, o gidince de yok olacakmış gibi akla hayale gelmedik kararları uygulamaya koyuyorlar.
Kendilerini hem kurum hem de Eskişehir için büyük bir şans gibi görüyor, böyle de görülmesini istiyorlar.
Halbuki, başında bulundukları kurum ve şehir için  ne denli şanssızlık olduklarının farkında bile değiller…
Hasbelkader başına geldikleri kurumda,  öyle bir tahribat yaratıyorlar ki, ortada kuruma ait hafıza bile kalmıyor.
öylesine akıl almaz işlere kalkışıyorlar ki, kurumun geçmişteki en kötü yöneticisini bile mumla aratır hale getiriyorlar.
Ne diyelim?
Nasreddin Hoca bir gün nasıl olduysa eşeğini dama çıkartmış.
Sonra da aşağıya indirmeye kalkmış ama eşek inmiyor.
Bakmış baş edemiyor, bırakmış eşeği damda…
Eşek bu durur mu?  Başlamış damda bağırmaya ve tepinmeye.
Sonunda dam çökmüş. Eşek de düşüp ölmüş.
Durumu gören Nasrddin Hoca anında yapmış tahlili:
-“Eşek’i bulunduğu yerden asla yukarıya taşımayacaksın. Aksi takdirde kendini de binayı da başınıza yıkar!”


....


Futbolun adaletsizliğini
gördük bir kez daha…


Fuat çapa…
Tüm alacaklarından vazgeçti.
Transfer tahtasının açılması için cebinden para ödedi.
Yardımcılarının bile alacağını cebinden çıkartıp verdi.
O bunları yaptığında “Yaşa Varol” diye alkış tutanlar, gönderildiğinde gönderenleri alkışladı.
HHH

Erkan Zengin…
Eskişehirspor’a kazandırdığı para bir yana, futbolcu arkadaşlarına galibiyet primini cebinden dağıttı.
Altyapının bozuk olan doğalgaz tesisatını cebinden yaptırdı.
O kadar büyük takımlarda oynadı, her ağzını açtığında “Eskişehirsporluyum. Bu kulübün yeri ayrı” dedi.
O bunları yaptığında “Yaşa Varol” diye alkış tutanlar, gönderildiğinde, gönderenlere “Yaşa Varol” diye tempo tuttu…
HHH

önceki gün oynanan Fatih Karagümrük maçında, futboldaki adaletsizliğin adeta dibi yaşandı…
“Yaşa-Varol” dedikleri Fuat çapa gittiğinde “İyi oldu” diyenler, önceki gün Eskişehirspor’a 2 gol atan Erkan Zengin’e sahada demediğini bırakmadı.
Fuat çapa ve Erkan Zengin kadar faydası olmamış, aksine kulübü milyonlarca lira zarara sokup, kulübün bugün bu halde olmasının sorumlusu olan başkan ve yönetimleri tek bir laf yemezken,  bu iki isim için hak etmedikleri her laf söylendi.
Gördüğünüz üzere futboldaki adaletsizlik sadece skor üzerinde gerçekleşmiyor…
Bir de böylesine haksızlık ve adaletsizlikler yapılıyor ki, insan ne diyeceğini şaşırıyor!


.....


Bir bilmecem var?


Şimdi size bir soru sormak istiyorum.
Soruyu sormadan önce de ipuçları vermek istiyorum.
İşte size ipuçları:
-Havaalanı var ama Uçağı yok…
-Gelen turisti çok ama kalan turisti yok.
-Demiryollarının merkezinde ama demiryolu ile liman bağlantısı yok.
-Gizli zengini çok ama bir tek Holdingi yok.
-Karayollarının kesiştiği noktada ama alternatif tek çevreyolu yok.
-Siyasetle uğraşanı çok ama yetişmiş siyasetçisi yok.
-Futbolun Türkiye'de beşiği ama süper ligde takımı yok.
-Zengini çok ama görgülü olanı pek yok.
-Aynı masaya oturduklarında çok sıkı dost görünenlerle dolu ama birbirlerini seven yok.
-Belki içlerinde başarılı olanlar var ama paçalarından çeken çok.
-7 tane vekili var ama Ankara'da hala lobisi yok.
-üniversite kenti ama özel üniversitesi hala yok.
-Sözde bölgenin en güçlü yerleşim birimi ama elinde kalmış bölge müdürlüğü yok.
-Sıcak suyu var ama bugüne kadar değerlendirildiği yok.
-Termal Turizm merkezi var ama üzerine tahsis de tesis de yok.
-Trafiği var ama otoparkı yok…
-Sanatın yaşadığı bir kent ama sanatçısı yok.
-Hizmet sektörü güçlü ama hizmet edecek personeli yok.
-Sanayisi var ama yeterli üretimi yok.
-800 binden fazla insanın yaşadığı bir şehir ama ikinci bir kent merkezi yok.
Evet!
Bu ipuçlarının ardından soruyoruz sorumuzu:
-“Bu sizce hangi kent?”
Sorumuza "Eskişehir" cevabı verenler peşin peşin söyleyelim kaybetti!
çünkü sorunun cevabı çankırı idi!
Doğru cevabı verenler ise bizden, Antalya ya da İzmir’e olmayan uçak bileti kazandı…
Uçağımız yok ama Havaalanımız orada duruyor ya, siz de nasıl uçarsanız uçun artık…


....


 


Bu nasıl şehir?


Bir gece önce kimin kimle, hangi mekanda oturduğunu, sabah 10-00 civarında herkes öğreniyor.
Kimin kimle ortaklık yapacağını ya da kimin kimle ortaklığı bozduğunu, takriben yarım saat içinde bütün kent öğrenmiş oluyor…
Kimin nerede yazlık aldığı, kimin arabasını değiştirdiği, kimin yeni evine taşındığı haberi, şehirde adeta ışık hızıyla yayılıyor.
Kimin iş bağlantısı yaptığı, kimin çekinin vurulduğu, kimin borcunu ödemediğinden anında herkesin haberi oluyor.
Kimin kim için ne dediği, kimin kiminle kavga ettiği, kimin kiminle barıştığı hayatta gizli kalmıyor.
Kim seyahate çıksa, hangi ülkeye kiminle gittiği biliniyor mesela.
Kimin kumarda ne kazanıp ne kaybettiğinin haberi anında geliyor.
Kimin kimle gönül eğlendirdiği, kimin boşanmak üzere olduğu, kimin kimle evleneceğinden herkesin haberi oluyor…
Nasıl bir şehirse, hiçbir şey hayatta gizli kalmıyor…
Ne CIA, ne MOSSAD ne de MİT…
Hiçbiri Eskişehirlilerin aldığı ve almasıyla birlikte yaydığı bir olan bilgiyi alamıyor!

Haberleri