Eskişehir bunu hak etmiyor...

2007 seçimleri öncesinde İktidar Partisi, dönemin maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı aday göstermişti Eskişehir'den.
Bu, nereden bakarsanız bakın sürpriz bir karardı.
Elbette Unakıtan'ın Eskişehir'den aday gösterilmesinin ileriye dönük hesapları vardı ama.
Neticede, kabinenin en etkili bakanı artık Eskişehir Milletvekili oluyordu.
Bu bile, Eskişehir'e gelecek hizmetlerin hızlandırılması için yeterli bir nedendi.
Nitekim...
Öyle de oldu.
Kemal Unakıtan'ın Eskişehir milletvekili seçilmesi ve Maliye bakanlığı forsunu Eskişehir yönünde kullanmasıyla birlikte şehir hizmet görmeye başladı.
Bir sözü ile Çevre yolunda inşaat çalışmasının başlamasını sağladı Unakıtan.
Eskişehir'e her geldiğinde;
-"Bakanlığın parasının tozu bile Eskişehir'i ihya eder" diyordu Kemal Unakıtan.
Öyle de oldu.
Bakanlığı döneminde Eskişehir'de pek çok yatırımın başlamasını sağladı.
Hatırlıyoruz da;
O zamanlar lafı geldiğinde "Eskişehir bunu hak ediyor" diye yazıyorduk.
Gerçekten de, yılların ihmali ile hükümetin hizmetini görmeyi unutmuş olan Eskişehir'de, özellikle yatırımlar konusunda bir hareket başlamıştı.
Sonra...
Hepinizin bildiği gibi Kemal Unakıtan Maliye Bakanlı görevinden alındı.
Yeni kabinede yer bulamadı.
Bu yüzden de, hem partisine hem partisinin genel başkanına fazlasıyla kırıldı.
Köşesine çekilip, bırakın Milletvekilliği yaptığı Eskişehir'e gelmeyi, Meclis toplantısına katılmak için doğru dürüst Ankara'ya bile gitmedi.
Böylece...
Eskişehir resmen bir milletvekilinden yoksun kaldı.
Durum hala böyle devam ediyor.
yani...
Kemal Unakıtan o günden bu yana Eskişehir' gelip gitmiyor.
Üstelik...
Halen Eskişehir milletvekili olmasına rağmen gelip gitmiyor.
Halbuki...
Eskişehir halkı, kendisini bir hayli benimsemiş olmasına rağmen yapmıyor bunu.
Yukarıda yazdığımız gibi, Kemal Unakıtan Bakan iken yaptıklarından dolayı;
"Eskişehir bunu hak ediyor" diyorduk ya...
Şimdi ise...
Yani, Eskişehir'e uzun süredir gelip gitmemesi üzerine başka bir şey söylüyoruz.
Ne mi diyoruz;
-"Sayın Unakıtan, Eskişehir bunu hak etmiyor" diyoruz...