ESKİŞEHİR VARLIK İÇİNDE YOKLUK ÇEKİYOR

Cumartesi günü Eskişehir’de, ekonomi, hatta tarım da konuşuldu ama ilin madenleri üzerinde tek söz edilmedi. Oysa ülkemizdeki, özellikle de Eskişehir’ n de büyük rezerve, sahip olduğu, " TORYUM" madeni ile ilgili pek çok söylenti...

Cumartesi günü Eskişehir'de, ekonomi, hatta tarım da konuşuldu ama ilin madenleri üzerinde tek söz edilmedi. Oysa ülkemizdeki, özellikle de Eskişehir' n de büyük rezerve, sahip olduğu, " TORYUM" madeni ile ilgili pek çok söylenti var.
Toryum üzerinde çalışan bilim adamlarımız ve istikbal vaat eden mühendislerimiz, meçhul kazalara kurban gitmesi ise "TORYUM".a, ilgiyi daha da artırdı. .
Nitekim Isparta'da meydana gelen uçak kazasında, hayatını yatını kaybeden Prof. Dr. Engin Arık, "TORYUM" üzerine yaptığı araştırmalarla tanınıyordu. Nükleer Güç Santrallarının Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Kanun'un TBMM'de görüşülerek kısa süre önce kabul edilmesiyle, Türkiye'nin sahip olduğu uranyum ve toryum maden rezervleri de en iyi şekilde değerlendirilecekti. Böyle bir dönemde meydana gelen uçak kazasında toryumla ilgili çalışma yapan, 6 bilim adamının hayatını kaybetmesi, Toryum üzerinki senaryoları gündeme taşıdı.
Isparta'daki esrarengiz kazadan, uçağa binmeyerek kurtulan Doç. Bilge Demirköz'e, Kartalkaya 'da yüzünü kaskla gizleyen bir başka kayakçı çarpması ise kuşkuları daha da artırdı. Çünkü Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü'nün (CERN) en başarılı bilim adamları arasında gösterilen Demirköz, üzerinde çalıştığı Atlas Projesi'yle İsviçre'de adından söz ettirmişti.
Özellikle Isparta uçak kazası ve Karakaya' da meydana gelen esrarlı kaza, bu kazalarda hayatını kaybeden ve zarar gören bilim adamlarımızın, geleceğin enerji kaynağı olarak düşünülen, "TORYUM" üzerinde çalışmaları, dikkatleri, bu maden üzerine topladı. .
Çünkü dünyada, toryum ve uranyum rezervlerine sahip ülkeler arasında Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Nükleer enerjiye sahip olan ülkeler, santrallarda kullanılan uranyum ve toryumu Türkiye'den temin ediyor. Yapılan araştırmalar, ülkemizin toryum rezervinin uranyumdan daha fazla olduğunu gösteriyor. Uranyum ve toryumla ilgili ciddi bir rezerv araştırması yapılmamış olsa da Türkiye, şu an bilinen oranlara göre dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Doğada siyah yani allenit olarak bulunan toryumun, bilinmeyerek başka alanlarda farklı malzemeler olarak kullanıldığı da oluyor.
Kayseri Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizikokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdullah Çoban, yaptıkları çalışmalarda Türkiye'nin birçok bölgesinde dünya ülkelerine oranla bol miktarda toryum olduğunu belirtti.
Kendisinin bulduğu sarı renkli toryum ile ilgili yaptığı çalışmada yakın bölgede bir milyon ton rezervden bahsedebileceklerini açıklayan Abdullah Çoban, toryum ile uranyumun maddi boyutunu açıklamanın mümkün olmadığına dikkat çekiyor.
Türkiye'de Maden Tetkik Arama'nın tespit ettiği Eskişehir bölgesinde sadece bir alanda toryum var. Prof. Dr. Çoban'ın yaptığı tespitlerde, toryumun nükleer santrallerde kullanılması durumunda maddi değerini milyarlarca dolar olarak değerlendirmek mümkün.
Eskişehir'deki Maden Fakültesi'nin, ilimizdeki madenlerle ilgili bu tür kamuoyuna doyurucu açıklamalarda bulunmaması ise dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de.
Eskişehir, ülkemizin, en zengin toryum yataklarına sahiptir. Nitekim Sivrihisar ilçesinin kuzey batısında Kızılcaören, Karkın ve Okçu Köyleri arasında 15 km2'lik bir sahanın toryumun yanı sıra Nadir Toprak Elementleri (NTE) de içerdiği saptanmıştır. MTA tarafından yapılan çalışmalar sonunda 1977 yılında, "Eskişehir-Sivrihisar-Kızılcaören Köyü Yakın Güneyi Bastnazit-Barit-Florit Kompleks Cevher Yatağı" Nihai Etüt Raporu hazırlanmıştır. Bu rapor sonuçlarına göre bölgedeki cevherin ortalama tenörü %0,2 ThO2 olup, toplam rezerv yaklaşık 380.000 ton civarında olduğu tespit edilmiştir.
Eskişehir, geleceğin enerji kaynağı olarak düşünülen Toryum ve Bor gibi madenlere sahip olmasına ve kentte bir de Maden Fakültesi bulunmasına rağmen, madenlerle ilgili kentin bir stratejisi yoktur. Gerçi eski Sanayi Odası Başkanlarımızdan Rahmetli Mümtaz Zetinoğlu döneminde, "Madenlerin Sanayinin motoru olması" için bir hedef belirlenmişti. Ancak bu hedef, kentin gündeminde sürekli ve kalıcı olmadı.
Eskişehir' de, Sanayi Odası ve ildeki Maden Fakültesi, il çapındaki madenlerle ilgili Ar-Ge çalışmalarına hız kazandırmalı, özellikle de ATAP A.Ş, madenlerin sanayinin motoru olması yönünde, yeni stratejiler belirlemelidir. Çünkü Eskişehir, varlık için de yokluk çekiyor.

Haberleri