ESKİŞEHİR VE DEPREM

            Yerel seçimler, dolayısıyla, belediye başkan adayları, seçmene pek çok vaatte bulunuyorlar ama 1-7 Mart Deprem Haftası olmasına rağmen. Eskişehir için, hayati önem taşıyan, “DEPREM” le ilgili, tek söz eden...

            Yerel seçimler, dolayısıyla, belediye başkan adayları, seçmene pek çok vaatte bulunuyorlar ama 1-7 Mart Deprem Haftası olmasına rağmen. Eskişehir için, hayati önem taşıyan, “DEPREM” le ilgili, tek söz eden yok.


            Oysa 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden sonra, kentte depremle ilgili, pek çok panel, konferans ve toplantılar yapıldı. Hatta nelerin yapılması gerektiği de konuşuldu. Ancak bir müddet sonra, hepsi unutuldu. 


          Ayrıca Marmara Depreminden sonra, Eskişehir’ de, deprem gerçeği sürekli  masaya yatırıldı ve deprem konusunda, çalışan uzmanlar, bir araya geldi ve Eskişehir’de, 1998 yılından önce yapılan binaların, güçlendirilmesi gerektiği de hep söylendi.
           Belediye Başkan adayları,  depremle ilgili tek söz söylemezken, yıllardır, Anadolu üniversitesi, öğretim üyesi, Sayın Prof. Dr. Can AYDAY, Eskişehir’in, deprem tehdidi altında olduğunu, sürekli hatırlatıyor ve ilgilleri de uyarıyor. Kentin,  her zaman depreme hazırlıklı bir kent olması gerektiğini de söylüyor


               1-7 Mart arasında kutlanan,  “Deprem Haftası” dolayısıyla, her zaman olduğu gibi, Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Sayın Prof. Dr. Can AYDAY, Türkiye'nin yüzde 95'inin, deprem riski altında olduğunu vurguladı. Hatta Eskişehir’de depreme karşı çalışmalar ve eğitimlerin yapılmadığını söyledi..
             17 Ağustos Marmara Depremi’nde, sabahın erken saatlerinde Gölcük’ te idik. üç gün, enkaz kaldırma çalışmalarına, yardımcı olduk. Orada gördüğümüz eksiklileri ve yapılması gerekenleri, o günlerde, Eskişehir Valisi olan, Sayın Ali Fuat Güven’e aktardık.


          Görüşmede, Eskişehir’ de, birkaç adet çadır kent kurulmasını da istemiştik.Sayın  GüVEN, önerimizi olumlu buldu. Zincirlikuyu Mahallesinde 62500 m2, Mamuca da, 55500 m2 ve şahin tepesinde, olmak üzere, üç çadırken kurulmuştu.


              Eskişehir’de, 17 Ağustos sonrası Zincirlikuyu Mahallesinde gerçekleştirilen 62500 m2, çadır kentin, akıbeti nedir bilmiyoruz, Mamuca da gerçekleştirilen, 55500 m2 çadır kent, TOKİ’ ye tahsis edildi. Şahin tepesindeki çadır kent sahası ise Alp Yapı Kooperatifine tahsis edi-lerek ortadan kaldırılmıştır.


              Oysa bu çadır kent sahalarının, her an hazır olacak şekilde muhafaza edilerek ve depremde gerekli malzemenin de her an hazır olması gerekirdi..


             Ayrıca Eskişehir’ de, zeminden dolayı riskli bölgeler çok. Ancak öncelikli risk bölgeleri, M,Kemal Caddesi, Sivrihisar Caddesi, Ziya paşa, Yunus Emre ve Kızılcıklı caddeleridir. Bu caddelerdeki binalar, çok iyi incelenmeli, gerekli görülen binalar, ya güçlendirilmeli, ya da  gerekçe depremse, kentsel dönüşüm, bu alalarda yapılmalıdır. çünkü depremlerde, en fazla zarar görecek binalar, bu caddelerdedir.


             Eskişehir’de, depremle ilgili çok şey söylendi ama hala Eskişehir’ de halkta geçmişten gelen depremle ilgili, yanlış düşünceler var. Nitekim geçmişte, kentin gündeminde dolaşan,"yeraltı suları evlerin depremde yıkmasını önler" düşüncesi, hala kentte hâkimdir. 
              Oysa Eskişehir’deki, yeraltı suları sayesinde, depremde konutlar yıkılmaz görüşü yanlıştır çünkü deprem uzmanlarının, tamamı, sarsıntı kadar, yeraltı sularının, deprem anında meydana getirdiği zemin sıvılaşmasının da, hasara neden olduğu görüşünde birleşiyorlar. Uzmanlar, yeraltı sularının yükselmesi sonucu, binlerce ton suyun, toprağa enjekte edilerek zeminin sıvı etkisi gösterdiğini de vurguluyorlar.
              Maalesef Eskişehir’deki konutların, büyük bir çoğunluğu da ıslak zemin üzerindedir Eskişehir’de, zemin sıvılaşma haritası yapıldı mı bilinmez ama bir an önce yapılmalı, yapılmış ise halkımız, en kısa zamanda bilgilendirilmelidir.
             Ayrıca Eskişehir’de, halkımız depremle ve kentin jeofizik, jeolojik, sismik ve zemin araştırmaları ile ilgili, yeteri kadar bilgi sahibi de değil. Halkımız, özellikle de inşaat yapan kişi/kişiler, mutlaka zemin hakkında, bilgi sahibi yapılmalı, Depremin, etkisini aza indirgemek içinde, toplumsal eğitime önem verilmelidir.


            Eskişehir’de, !7 Ağustos Depremi’nden sonra, gündeme gelen, yeni yerleşme alanlarının belirlenmesi, yeni yatırımların yapılacağı alanlar ve altyapı tesislerinin güzergâhları gibi konularda, görüş ve öneriler mutlaka hayata geçirilmelidir. 
            Eskişehir’de, Sivil Savunma ve İl Acil Yardım Ekipleri ve Sivil Savunma yükümlülerinin eğitimleri, sürekli olarak yapılmalıdır. Sivil Savunma depoları kurularak, gerekli araç-gereç ve malzeme stokları hazır halde tutulmalı ve kent düzeyinde, etkin bir "Haber Alma ve İkaz Sistemleri",sivil ve resmi kuruluşlar ile koordine edilerek kurulmalıdır. 


           17 ağustos depreminde; çarpık yapılaşmanın, binlerce canı alışını, çaresizlik içinde izledik ve sorumlulardan, hesap sorulmasını, tedbir alınmasını bekledik. Ancak değişen, hiçbir şey olmadı. Oysa depremin, ne zaman olacağını bilmiyoruz ama neler yapmamız, gerektiğini biliyoruz.  


      Unutma! Depreme, hazırlıklı olmak, hayat kurtarır. İhmal ise öldürür.

Haberleri