Bir okuyucumuz “Vali Sayın çAKACAK ın, göreve başlarken,” Ahi Evran'ın felsefesiyle. Ahi Evran Veli der ki, 'Elin, kapın, sofran açık olsun, güler yüzlü olun, tatlı dilli olun'. “ demişti ama birkaç kere görüşme talep ettik ama bir türlü görüşemedik. “ dedikte sonra bazı açıklamlarda da bulundu.
Aslında Eskişehirliler,”YALIN YURTAŞ KİMLİĞİ” ile, sorunlarını ve istemlerini, bazı ilgililere aktaramıyorlar. İstenen randevulara, menfi ve müsbet cevap bile verilmiyor. Bu alandan, her kesim müştekidir.
Sayın özdemir çAKACAK, görevine başlarken de yaptığı konuşmasında,“ Başarı ekip işidir. Ekip çalışmasıdır. dolayısıyla, biz burada, ekip derken, sadece kamu kurum ve kuruluşlarını kastetmiyoruz. Eskişehir'in, tüm dinamiklerini kastediyoruz.” Vaadini de Eskişehir’ de hayata geçiremedi.
Eskişehir’ de, her sorun karşısında, birlikte hareket edilirse, fark yaratılacağının, bir şeylerin değiştirebileceğinin, hep altını çizildi. Ama bir türlü gerçekleştirlemedi. Oysa
Bugün de tüm dünya, Corona Virüs(covid19) ile mücadele ederken, hep birlikte hareket etmenin, ne kadar önemli olduğu görülüyor.
ülkemizde ve Eskişehir’ de, bulunan bazı kurum/kuruluşlar ve STK’lar, dünya ve ulusal bazdaki gelişim ve değişimlere göre, kendilerini reorganize etmiyorlar. Yeniden yapılanma ise, sürekli gözardı ediliyor, Bireysel icraatlarla da sonuca ulaşılmaya çalışılıyor.
Ayrıca ülkemiz ve Eskişehir’ de, yasa, yönetmelikler gözetmeden ve Kurum/kuruluşların, imkanlarını düşünmeden ve değerlendirme de yapmadan, proje üretiliyor veya halka vaatlerde bulunularak umutlandırılıyor.
Vaatlerini gerçekleştiremedikleri zaman da, halktan tepki alıyorlar. Bu tavırları ile hem kurum/kuruluşlara, hem devlete güven ve itibar kaybettiriyorlar.
Eskişehir’de, yapılan mücadeleler ve gündeme gelen projeler, hep bireysel gayret ve çabadan ileri gidemiyor. Yalnız kalan, destek göremeyen insanlarımız ise, ya mücadeleyi bırakıyor, ya da başarısızlığa mahkûm oluyorlar.
çünkü istenmesine rağmen, Eskişehir’de, yıllardır birliktelik, yani takım ruhu bir türlü sağlanamadı. Gerek bürokrasi de, gerekse siyasi literatürde, bir türlü arzu edilen diyalog, hoşgörü ve ekip ruhu, kent gündemine hakim olmadı.
Türkiye’de, her alanda, söz sahibi olmuş iller, kentin sorunlarının çözümünde ve ilin menfaati olan gelişmelerde, merkezi idareye karşı, birlikte hareket ediyorlar; Siyasi, odaklar bile kentlerinin, bugününü ve geleceğini birlikte düşünebiliyorlar.
Yıllardır birlikte düşünüp, birlikte karar veren kentler, her alanda çıtayı yükselttiler. Bu kentlerin imkan ve konumu, Eskişehir’’den daha iyi olmamasına rağmen, sanayi de büyük aşama kaydettiler. Şehircilik de ise ciddi gelişmeler sağladılar.
Geçmiş yıllarda, bir ara Kayseri’ye gitmiştim Bir toplantıya da katılma fırsatı bulduk.. Konuşulanlara, aralarındaki hoşgörüye, hayran kaldım. Partili, partisiz herkes, toplantı süresince, birlikte hareket ettiler.
Toplantı sonunda, sohbete katılan, bir Kayseriye, birlikte hareketin sebebini sorduğumda,“ Kayseri’ nin menfaati olan yerde, particilik yoktur. Herkes tek parti gibi hareket eder, istediğimizi de alırız” cevabı, hala hafızamızdadır
Kayseri ilindeki bu felsefenin, Kayseri ‘yi, her alanda getirdiği nokta ortadadır.
Bugün bakıyoruz, Eskişehir’de siyasi partiler, bürokratlar arasında istenen uyum ve birliktelik yok. Sivil toplum örgütleri ise, bireysel hareket etmekte adeta kararlıdır. Halkımız ise olayları ve gelişmelerin içinde, rol almıyor.
Eskişehir 1950’li yıllarda, Türkiye’nin, altıncı büyük kenti idi. Bugün ise 27. sıradadır. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, yatırımlar, sürekli ivme kazanırken, çok partili dönemde, istenen boyutta olamadı. Sonuçta da Eskişehir sürekli her alanda kan kaybetti.
Eskişehir’ e, düşünülen, hatta kaynağı bulunan, pek çok proje, ya başka illere kaydırıldı, ya da ilgisizlikten atıl kaldı.. Geçmiş yıllarda, her hükümete bakan veren kent, Siyasi platformda, sürekli erozyona uğradı..
Elbette bu arzu edilmeyen gidişin, sebep/sebepleri ortadadır. İlde siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, bürokratlar, milletvekilleri, Kurum/kuruluşlar ve halkımız arasında arzu edilen boyutta, güç ve işbirliği yok.
Anakent Belediyesi tarafından düzenlenen, “ Arama Konferansı”nda ve “Kente Kurultayı nda, Eskişehir hakkında, pek çok konu, ele alındı. Katılımcılarla birlikte, çeşitli projeler üretildi. Ancak hiçbiri, hayata geçirilemedi. Her kurultay ve konferansta, kentle ilgili önerileri söylemlede kaldı.
Eskişehir’ in,“Kültür”, “Sanayi” , üniversite” gibi, kimliğinin olduğu veya olması gerektiği hep söyledi. Hatta bu yönde çalışmalar da yapıldı ama bir türlü, kalıcı bir kimliği olmadı. Belediye başkanlarına göre de, sürekli kimlik değiştirildi.
Eskişehir, hedeflerine ulaşmak, ulusal ve global alanda söz sahibi olmak istiyorsa, kentteki tüm kesimler, kentin her alandaki sorunu çözmek için, siyasi kısır çekişmeleri bir tarafa bırakarak, ekip oluşturmalı ve takım ruhu içinde de çalışmalıdır.
Ayrıca Eskişehir’de, icraata duygusallık değil, akıl ve mantık hakim olmalıdır. Kişisel ve siyasi çekişmeler, Eskişehir’in, birlikte hareket etmesinin önünde, engel teşkil etmemelidir. çünkü birliktelikten güç doğar…