Sivrihisar'ın Kurtuluş Günü ile ilgili, küçümsenmeyecek görüş geldi. Nitekim
bir okuyucumuz, " .... Valimiz, Sivrihisar' ın, Kurtuluş törenlerine katılmadı ama Sivrihisar Uluslararası Sportif Havacılık Merkezi'nde, "Hava Gösterileri" programına katıldı. Oysa etkinlik, bir gün sonra, valimizin ve MHP milletvekilinin katılımı ile Sivrihisar' ın kurtuluşu günü yapılabilse, daha da anlamlı olurdu." Sözlerine, katılmamak mümkün mü?
Elbette Vali Sayın Tuna ve MHP milletvekili Sayın Demirel, Sivrihisar' ın, kurtuluş törenlerine, neden katılmadılar veya Sivrihisar Uluslararası Sportif Havacılık Merkezi'nde, "Hava Gösterileri" programının, Sivrihisar'ın, kurtuluş gününden, bir gün evvel düzenlemesinin, mazereti nedir bilinmez ama ülkemiz ve Eskişehir'deki etkinler, bazen "POLİTİK" veya "ELİT" güçlere göre düzenleniyor. Veya etkinlikler, düzenlenirken, tarihi ve bölge gerçekleri göz ardı edilebiliyor. Zihinlerde de pek çok soru da cevap arıyor.
Oysa Sivrihisar, Sivil Havacılık Kulüp Başkanı, Sayın Ahmet Mümtaz Vural, merkezin açılışını, Sivrihisar'ın, düşman işgalinden kurtuluş yıldönümü olan, 20 Eylül 2015 de yapmak istediklerini söylemişti. Ne değişti veya kim/kimler etki etti de Sivrihisar'ın, kurtuluş gününden, bir gün önce, bir program düzenlendi.
Ayrıca 20 Eylül 2015 tarihinde ise Uluslararası Sportif Havacılık Merkezi'nde yapılan 'Hava Gösterileri' ve Sivrihisar'ın, kurutuluş günü etkinliğine, CHP belediye başkanları ve milletvekilleri katılırken, diğer partiler niçin katılmadı?.
Bu gelişmelerde, mazeret, ne olursa olsun, Eskişehir' de, yapılan etkinliklerde, "TAKIM AKLI "yok. Ayrıca Eskişehir' i, yönetenler arasında, konsonsuz de yok denecek kadar az. Kentteki icraatlara, genellikle de "BİZ" değil, " BEN" kavramı hakimdir.
Eskişehir' de, yapılacak etkinliklerle ilgili, plan ve projeleri yaparken, baştan konuya dâhil olabilecek kişi ve kuruluşlarla değişik yol ve yöntemler kullanarak, görüş alış verişinde bulunmak ve yapmak istediklerini şekillendirmek de beklenen boyutta değildir.
Bu eksiklilerin Faturası da yıllardır, Eskişehir' e çıkartılıyor.
Nitekim Eskişehir, 1950'li yıllarda, Türkiye'nin, beşinci büyük kenti idi. Bugün ise 26 sıradadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, yatırımlar, sürekli ivme kazanırken, bugün durma noktasında. Sorunlara her gün bir yenisi ekleniyor. Eskişehir'e düşünülen hatta kaynağı bulunan, pek çok proje, ya başka illere kaydırıldı, ya da ilgisizlikten atıl kaldı. İşsizlik büyüdü. Kırsal kesimden, kent merkezine göç hızlandı. Siyasi platformda sürekli erozyona uğradı. Sonuçta da güç kaybetti.
Elbette bu kötü gidişin, sebep/sebepleri ortadadır. İlde siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, bürokratlar, hatta aynı parti milletvekilleri, kurum/kuruluşlar ve halkımız arasında, arzu edilen boyutta güç ve işbirliği yok.
Eskişehir'e, hizmet getiren ve canla başla çalışan bürokratlara, sahip çıkılmıyor. Sahip yöneticilik ise, adeta ilin kaderi. Ekip çalışması yok denecek kadar az. Üniversitelerle, kurum/kuruluşlar arasında işbirliği arzu ve istenen boyutta değildir. Toplum katılımı ise yok denecek kadar az. Dünyadaki gelişim ve değişimlere rağmen, bir şeyler yapılmak isteniyor.
Oysa Türkiye'de, her alanda söz sahibi olmuş iller, kentin sorunlarının çözümünde ve ilin menfaati olan gelişmelerde ve merkezi idareye karşı birlikte hareket ediyorlar, Yıllardır, birlikte düşünüp, birlikte karar vermeleri sonucu, her alanda çıtayı yükselttiler. Bu kentler, Eskişehir'den daha iyi konuma ve imkânlara, sahip olmamasına rağmen, sanayide ve her alanda, büyük aşama kaydettiler. Şehircilik de ise ciddi gelişmeler sağladılar.
Aslına arzu edilmeyen tablo, Eskişehir' in, kaderi değildir. Çünkü Eskişehir, bünyesindeki maddi ve manevi değerleri ve demografik yapısı, sahip olduğu imkânlarla, bu tabloya, ne layık, ne de mahkûmdur. Yapılması gerekenlerde ortadadır. Bazı illerde olduğu gibi, ildeki tüm kitle örgütleri ve bürokratlar, milletvekilleri. Eskişehir'in sorunları karşısında, birlikte hareket ederek, "EKİP RUHU" oluşturmak zorundadır.
Eskişehir'de bilim ve bilgi birikiminin oluşturacağı "ORTAK AKIL" ülkemiz ve Eskişehir' e, ışık tutacak, yön gösterecek, en önemlisi de çözüm üretecek, niteliğe sahip olacak, taraflar arasında da güven artacaktır.
Öte yandan, Eskişehir'de, her alandaki farklılıkları, bir zenginlik, bir lütuf kabul ederek, aynı yüce idealler etrafında, kenetlenmek gerekir. Çünkü Çağımızda, her alanda, başarılı olmak için, geniş bilgi, yetenek, deneyim ve perspektife, sahip kişi/kişilerin ve kurum /kuruluşların, birlikte çalışmaları bir zorunluluktur..
Hülasa Eskişehir için, verilen temel kararlar,"ORTAK AKIL" olarak adlandırdığımız kavram ekseninde, ilgili kesimlerle mutabakat; kurum/kuruluşlarla ve kişi/kişilerle de işbirliği ve uyum içinde alınmalıdır. Sen-ben kavgası bitirilmelidir. Ayrıca Geçmişteki ETO Başkanımız, Sayın SARAR' ın, söylediği gibi, kapalı kapılar arkasında, iş çevirenler, kentin yakasından düşmeli veya bu alışkanlıklarından da vazgeçilmelidir.
ESKİŞEHİR VE ORTAK AKIL
Sivrihisarın Kurtuluş Günü ile ilgili, küçümsenmeyecek görüş geldi. Nitekim bir okuyucumuz,
. Valimiz, Sivrihisar ın, Kurtuluş törenlerine katılmadı ama Sivrihisar Uluslararası Sportif Havacılık Merkezinde, Hava...