ESKİŞEHİR'DE BASINA SALDIRMAK!

Erkan Midilli ile birlikte gitmediğimiz ilçe, belde hatta köyden bozma yer kalmamıştı.
Eskişehirspor nereye, biz her hafta sonu oraya yani!
Her gittiğimiz yerde de hep itildik, kakıldık...
Oynadığımız lig üçüncü lig ayarında olunca, güvenlikte ona göre oluyordu ayrıca.
O yüzden kafamıza taş mı yemedik, fiili saldırılara mı uğramadık, neler yaşadık neler.
Yediğimiz küfür ve hakaretleri saymıyoruz bile!
***
Basın ve gazetecilerin değerinin bilinmediği yerlerde başımıza hep bunlar geldi.
Düşmandan farksız gibi görünüyorduk gittiğimiz yerlerdeki insanlara.
Oysa onlar hakkında tek bir kötü kelime yazmamıştık.
Hatta onlar ne yazdığımızı bile bilmiyorlardı.
Ama "Bu gazeteci Eskişehir'den gelmiş" diye stadyum kapılarında saatlerce bekletiyorlardı.
Resmen zulüm ediyorlardı.
Neyse ki geçti o günler.
***
Demokrasinin yerleştiği, her geçen gün büyüdüğü yeşerdiği Eskişehir ise gazeteciler için gerçekten güzel bir kent.
Sonuçta Eskişehir tartışmayı biliyor.
İnsanlar çoğu kez birbirinin düşüncelerini beğenmese de saygı gösteriyor.
Karşısındaki düşünceye katılmadığı belirtiyor.
Bunu gerek sosyal medyada, gerekse farklı platformlarda dilinin döndüğünce anlatmaya çalışıyor.
Yani herkes düşüncesini bu şehirde dile getiriyor.
"Bu kentte beni konuşturmuyorlar" diyen yalan söyler.
Tek kırmızıçizgi vatan millet düşmanlığıdır.
Devlete karşı, O'nun bütünlüğüne karşı geliştirilen söylemler zaten düşünce özgürlüğü ile bağdaşmaz.
Bunun adı fikir özgürlüğü değil, vatan düşmanlığıdır.
Onun haricinde Eskişehir'in özgür bir şehir olmadığı yönünde diretenler hiçte haklı değildir.
***
Yıllar önce deplasmanlarda yaşadıklarımız ile Eskişehir arasındaki bu güzel farkı hissedip yaşarken;
Kendi şehrimizde yaşanan bir olay beynimizi allak bullak etti.
Eskişehir'in gazetecilere fiili saldırı yapılan bir şehir olmasını içimize sindiremedik doğrusu.
Hem insan olarak, hem de ayrıca bir Eskişehirli olarak yaşanan olaydan son derece üzüntü duyduk.
İşin insani tarafının söylemiyoruz bile.
O yüzden olaya dair yaşadığımız üzüntüyü anlatmak istedik.
Ve bu türlü olayları yapanlar için de son bir şey söylemek istiyoruz.
"İşinize gelmeyen bir yorum, eleştiri ve hatta atılı bir suç varsa;
Bunun karşılığı elbette var.
Dilerseniz kendinizi ifade edebileceğiniz pek çok platformda yanıt hakkınızı kullanabilirsiniz.
Bu sizi kesmezse, devletin sizlere sağladığı haklar var.
Ki;
Her bir gazeteci 'Basın Kanunu' dışına çıkan her türlü suçlama ve diğer eleştirilerinde kanun önünde hesap vermek durumundadır.
Ve hatta maddi ve manevi tazminat ödemekle yükümlüdür.
Şimdi üzerine suç atılı bir kimsenin elinde böylesine imkanlar varken, işin içerisine nasıl fiili bir saldırıyı sokar?
Böylesi bir tavır takınmak, eleştirildiğiniz konular hakkında sizi daha da suçlu kılmaz mı?
Üstüne üstlük eleştiri konusuna hiç muhatap değilseniz bile sizi kamuoyu önünde zaten suçlu durumuna düşürmez mi?"
***
Artık yaşanan olaya dair polisin soruşturmasını bekleyeceğiz.
Bakalım Eskişehir gibi bir şehirde gazetecilere yönelik fiili saldıra bulunmanın nedeni neymiş!
Böylesine bir harekete kim neden kalkışmış?
Ortaya çıkınca öğreneceğiz...