-Eskişehir, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan ELMS,Şeker Fabrikası, Sümerbank gibi kuruluşlar sayesinde Türkiye'nin 6-7 nci önemli kenti olmuştur...
-Sanayileşmeye ayak uyduramadığı için büyük bir düşüşe başlamış, komşu illerin gerisinde kalmıştır.
-Bu bile Eskişehirlilerin Eskişehir'i sevmesine engel olamamıştır.
-Büyük bir moral bozukluğu olsa da teselliyi ve Eskişehir'i sevmeyi Eskişehirspor'a sarılmak suretiyle sürdürmüştür.
-Eskişehirspor'un düşüş yaşadığı ve başarıdan uzaklaştığı yıllarda bile moralini dik tutmuştur Eskişehir halkı.
-Hiçbir özelliği kalmayan yıllarda bile Anadolu Üniversitesi ile gurur duymaya başlamış, bu gururu "Eskişehir sevgisi" ile bir şekilde pekiştirmiştir.
-Hava kirliliğinden nefes alamadığı, porsuğun her gün rengarenk aktığı, yıllarca ihmal gördüğü yıllara rağmen şehrini sevmiştir Eskişehirli.
-Bursa,Konya gibi komşuları yürüyüp giderken, her yağmurda cadde ve sokakları göle dönerken,biriken lağımları Vidanjörlerle çekilirken bile bu şehri sevmekten bir an için vaz geçmemiştir.
-Yatırımlarda büyük haksızlığa uğramasına, sahip olduğu bölge müdürlükleri tek tek elinden alınmasına, bir tek çevreyolu yapımı bile çok görülmesine rağmen hep sevmiştir Eskişehirli Eskişehir'ini...
Kısacası...
Olabilecek tüm olumsuz şartlara rağmen Eskişehirli, Eskişehir'i sevmekten vaz geçmemiş aksine, Eskişehir'i sevmek için ciddi bir emek sarf etmiştir.
Bu emek, bu gün Eskişehir'in geldiği noktada, başta sosyal yaşam olmak üzere birçok kazanımları da beraberinde getirmiştir...
İşte Şehrini seven ve bunun için emek veren Eskişehirlilerin taşıdığı en büyük endişe, bu kazanımların kaybolacağı endişesidir.
İşte o yüzden Eskişehir halkı her seçim geldiğinde meseleye bu hassasiyetten bakmayı alışkanlık haline getirmiştir.
Mesele "Eskişehir" olduğunda siyaseten düşünmeyi bir kenara bırakır Eskişehirli.
Şehrin kazanımları için tehdit gördüğü ne varsa karşısına geçip, şehrin kazanımlarını devam ettireceğine inandığı ne varsa yanında yer almıştır.
O nedenle...
Önümüzde ki mahalli seçimlerde Eskişehir'i yönetmeye talip olanlar bilsin ve buna göre pozisyon alsın diye yazıyoruz bu yazıyı.
Bilsinler ki...
Eskişehir'i yönetmek için Eskişehir'i bilmek tek başına hiçbir şey ifade etmiyor.
Maharet...
Eskişehir'i sevmek için emek harcayan Eskişehirlilerin taşıdığı hassasiyetleri iyi bilmekten geçiyor...
---------------------
Genel Başkanlar böyle istiyor...
Hatırlıyoruz da, bundan 15-20 yıl önce, siyasi partilerde "Delege" olabilmek önemli bir işti.
Delege olmak isteyenler, mahalle ve köylerinde ki parti üyeleri ile tek tek görüşür, seçimlerde delege olabilmesi için oy isterdi.
Çünkü...
Delege seçildiğin zaman, hem İlçe Başkanını seçme hakkına sahip olunuyordu, hem de il Delegesi olma ihtimali artıyordu.
İl delegesi de aynı şekilde hem il yönetimini belirlemede söz sahibi olurken, hem de Büyük kongre ya da Kurultaylarda delege olma imkanı doğuyordu.
Kısacası...
Delege olduğun zaman, partinin o mahallede ya da köyde en etkili ismi olunuyordu.
Öyle kalabalık mahalleler vardı ki...
O mahallede delege seçilebilmek, herhangi bir ilçede Belediye Başkanı seçilebilmekten daha zordu.
Hatta...
Milletvekilleri, il ve ilçe Başkanlarının bile mahallesinden delege çıkamadıkları sıkça görülürdü.
O yüzden...
Kongre sürecinin başlamasıyla birlikte delege seçilebilmek için kıran kırana yarışlar yaşanırdı.
Hatta...
Delege seçimlerinde sayısal çoğunluk elde eden grubun, ilçe ve il kongrelerini büyük ölçüde alacağı da ortaya çıkardı.
Siyasette sonra ne olduysa oldu.
Parti Genel başkanları, koltuklarını kaybetmeme uğruna parti içi mücadeleyi bitiren kararları uygulamaya koydular.
Delegeler, partili üyelerin özgür iradesi ile seçilemez hale geldi.
Göstermelik seçimler yapıldı yapılmasına ama...
Üyeler, ellerine verilen ve delege olacak isimlere oy vermeye başladılar.
Böylelikle...
Bir zamanlar partilerin en etkin isimleri olan Delegeler, seçim sürecinin figüranı oldular.
Nasıl ki üyeler ellerine verilen listeye göre Delege seçiyorsa, seçilen delegeler de ellerine verilen listeye oy vererek yönetimleri belirlemeye başladılar.
En son...
Belirlenen Büyük kongre ve kurultay delegeleri de, aynı yöntem ile mevcut Genel Başkanları seçmek için verilen talimatları yerine getirdiler.
Kısacası...
Bu yöntem siyasette parti içi rekabeti ve yarışı bitirdi.
Delegelik misyonu da böylece bitti.
Geldiğimiz noktada...
Genel Başkanı belirleyen Delege, Aday belirleyemiyor.
Çünkü...
Genel başkanlar böyle istiyor.
----------------------
Kimin haklı kimin haksız olduğu yerin dibine batsın
İstasyon köprüsü daha önce yıkılacakmış da Büyükşehir Belediyesi engellemiş...
İstasyon köprüsü daha önce yıkılacakmış da, TCDD getirip bu güne sıkıştırmış.
Karşılıklı atışmalar var her iki taraftan da.
Köprü yıkımı ve beraberinde gelen Trafik karmaşası arasında bazıları "Kim suçlu?" nun peşinde.
Büyük fotoğrafı kimse görmek istemiyor anlaşılan.
Halbuki...
Büyük fotoğrafta hem Köprü yıkımı hem de bu yüzden meydana gelen trafik keşmekeşinde mağdur olan, çile çeken halk var.
Bu işte kimin suçlu olduğu ya da kimin haklı olduğu zerre kadar ilgilendirmiyor bizi.
Bizim ilgilendiğimiz, Yıkımı geciken köprü ve bu nedenle oluşan trafikte olabildiğince mağdur olan insanların çekmiş olduğu sıkıntı.
O nedenle...
Bırakın kimin haklı ya da haksız olduğunu bir tarafa...
Köprünün yıkılması, Tramvay hattının biran önce çalışmaya başlaması ve trafiğin düzene sokulmasıyla halkın mağduriyetinin giderilmesi için gerekirse gece-gündüz çalışmak suretiyle şu işi en kısa süre içinde bitirin.
Çünkü...
Fillerin tepişmesinden dolayı ortada çim dahi kalmayacak...
-----------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Çölde Amerikalılardan kaçmakta olan bir Taliban umutsuzlukla su aramaktadır. Bir ara ufukta insan figürü görür gibi olunca, umutla oraya yönelir. Kurumuş bir vahanın palmiye gölgesinde bir Yahudi gravat satmaktadır.
Taliban sorar:
- Suyun var mı?
- Yok, der Yahudi ama çok güzel kravatlarım var.. Hem de indirim yaptım, kelepir, tanesi sadece 5$ !!
- Manyak! a manyak! der Taliban, ben can derdine düşmüşüm, sen bana kravat mı satacan?? Hem de fahiş fiyata!! Aslında seni gebertmeliyim ama, dua et ki peşimdeler.....
- Şimdi sen benden nefret ediyorsun ama, ben sadık bir yahudi olarak, beni öldürmek istemene karşılık sana bizim milletin ne kadar iyi olduğunu gösterecem, sana öyle bi iyilik yapacam ki...Bak...buraya 2 km mesafede bir meyhane var. Orada istemediğin kadar, buz gibi su var..hem de bedava!!! Bu iyiliğimi de unutma!!!
Küfürün bini bi para, Taliban, Yahudi'nin tarif ettiği istikamete doğru koşarak uzaklaşır. Bir saat kadar sonra, sürüne sürüne ve ağzı kurumuş bir halde geri dönmüştür:
«İb.e kardeşin, beni kravatsız dükkana sokmadı.
Eskişehir'i yönetmek için Eskişehir'i değil, Eskişehirlileri tanımak lazım...
-Eskişehir, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan ELMS,Şeker Fabrikası, Sümerbank gibi kuruluşlar sayesinde Türkiyenin 6-7 nci önemli kenti olmuştur
-Sanayileşmeye ayak uyduramadığı için büyük bir düşüşe başlamış, komşu...