Eskişehir’in Doğası Siyaset Gündemine Kurban Olmamalı

Eskişehir’de de yine vekillerin zaman zaman, bazı siyasi parti temsilcilerinin zaman zaman, STK’ların ise yoğun şekilde katılımları ile bu doğa talanına karşı çıkılmaya çalışılıyor.

Ülkenin birincil gündemini bu aralar siyaset oluşturuyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimli kurultayının iptal edilmesi için açılan dava elbette çok önemli bir gündem. Bu hukuksuz, tamamen CHP’yi yıpratmak veya bitirmek için açılan davanın bir an önce adaletin gerçekten tecelli etmesiyle sonlanması gerekiyor. Böyle bir saçmalık ülkenin gündeminden inmeli. Ülkenin çok önemli sorunları var, bunları gündemde tutmak gerek.

Muğla ve civarında bin yıllık zeytin ağaçları kesilmeye ve kömür çıkarılmaya çalışılıyor. Buna engel olmak için mücadele etmek bu ülkede yaşayan bir yurttaş olarak hem vatandaşlık görevimiz olmalı hem de vicdanen bu arsız madencilere karşı çıkmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

Yine, ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Bu yangınlara önlem almak, yangın bölgelerinin yaralarını sarmaya odaklanmamız lazım.

Yoksulun, emeklinin geçim sıkıntısına odaklanmak lazım…

Çiftçinin, üreticinin dertlerine, işçinin maaş sorunlarına odaklanmak gerek…

Yanı başımızda yaşanan savaşlar ve siyasi gerginliklere odaklanmak gerek…

CHP’ye yönelik operasyon adil, bağımsız bir yargıya sahip, özgür bir ülkenin gündemi olmamalı. Hele ki başımızda şu saydığımız sıkıntılar varken.

Bu sıkıntılardan biri de Eskişehir’in başına uzun süredir tabiri caizse bela olmuş durumda. Gündemden düşmemesi için halkı, bizleri uyutup Alpagut-Atalan’asiyanürlü altın madeni açmamaları için yoğun bir mücadele gerekiyor.

Bu açgözlü canavarların gözünde sadece dolar işaretleri olduğu için doğaymış, canlılıkmış, tarımmış umursamıyorlar. Bu konuda ancak Ankara hükümetinin ikna olup Alpagut-Atalan’ın doğasını bu talancılara teslim etmemesi lazım. Bunu da Ankara’ya ancak ve ancak kitlesel bir halk hareketi ile duyurabiliriz diye düşünüyorum.

Çünkü Eskişehir’in AKP’li vekilleri bu projeyi suskun kalarak destekliyor. Zaten Nebi Bey maden komisyonunda yer alıyor, madenciliği ne şart altında olursa olsun destekliyor. Zeytinliklere acımayan kurul Alpagut’a acır mı sizce?

Sayın Hatipoğlu’na özellikle bu konuda büyük sitemlerimi göndermek istiyorum.

CHP’li Eskişehir vekiller ise Ankara’da doğa talanına karşı çıkmaya çalışıyorlar ama bence çaba yeterli değil. Eskişehir’de de yine vekillerin zaman zaman, bazı siyasi parti temsilcilerinin zaman zaman, STK’ların ise yoğun şekilde katılımları ile bu doğa talanına karşı çıkılmaya çalışılıyor. Fakat bu çabalar kitlesel bir karşı koyma hareketine dönüşmediği sürece pek başarıya ulaşamaz bunu da söylemek isterim.

Sevgili hükümetimiz kolay ikna olmuyor maalesef. Sıcak para söz konusu olunca Ankara’dakilerin de gözünde dolar işaretleri belirmeye başlıyor. Ankara’da, Eskişehir’de bu talan madenciliğini destekleyenlere, kendi memleketinin talan edilmesine alkış tutan Mihalgazi Belediye Başkanı Zeynep Güneş’e ve unuttuğum talan destekçisi kim varsa hepsine şu sözü armağan etmek istiyorum;

“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.” Kızılderili atasözü

Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci kapsamında başlattığı proje için 4 Temmuz Perşembe günü Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda ikinci İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapılacak.

Bu nedenle tekrar bu konuyu gündeme getirme ihtiyacı hissettim. Çünkü siyasi gündem bu denli ateşliyken bu dolarcı abiler ve ablalar raporu kuruldan kaşla göz arası geçirebilirler. Uyanık kalmak lazım, bu talancılar ile mücadele etmek gerek.

Eskişehir’in doğası, ülkenin doğası siyasi gündeme kurban edilip bu talancılara peşkeş çekilmemeli!

Ve son olarak şunları söylemek istiyorum…

Sizin yaptığınız madencilik değil. Sizin yaptığınız talan! Şurada şu kıymetli madde var, alanın niteliği önemli değil, çıkaralım dolar karşılığı yurt dışına okutalım işi sizinki!

Yazıktır ya, ayıptır ya…

Biraz vicdanınız varsa bu işe alkış tutmak yerine aklınızı başınıza alırsınız umarım, bazı şeylerin geriye dönüşü bazen mümkün olmuyor maalesef.

4 Temmuz’da bu kuruldan doğanın ve insanın onuruna yakışır bir karar çıkması dileğiyle…

Sevgiyle kalın.

Siyaset Haberleri