ESKİŞEHİRSPOR GERÇEKLERİ
Eskişehirspor kurulduğu yıl şampiyon olarak dünyada ilklerden birine imza atmış. O günkü adıyla 1.ligde henüz 3 yıllık bir camia olmasına rağmen, yarım asırlık takımlara kafa tutmuş. Şampiyonlukları bir şekilde önlenmiş...
Eskişehirspor kurulduğu yıl şampiyon olarak dünyada ilklerden birine imza atmış. O günkü adıyla 1.ligde henüz 3 yıllık bir camia olmasına rağmen, yarım asırlık takımlara kafa tutmuş. Şampiyonlukları bir şekilde önlenmiş ve hatta Avrupa takımlarını dize getirecek noktaya gelmiş bir camiaymış.
Bunlar benim yaşımdakiler için hep '-mışlı' '-mişli' tatlı birer masaldır artık.
Bizim için o günlerin tekrarı hayal gibi gözüküyor.
Büyük başarılar, tarihte kalmış birer anı şimdilerde...
Eskişehirspor'un mazisi ile ara sıra övünsek de, aynı duyguları tekrar yaşamak kulübün bu görüntüsüyle mümkün değil.
Çünkü Eskişehirspor kulübü bu yönetim şekliyle, ancak küçücük İstanbul zaferleriyle avunarak mutlu olmaya devam eder. Bu şehirde başarı günlük yaşanıyor son yıllarda. Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı on beş senede bir Beşiktaş'ı yendi mi; Eskişehirsporludan mutlusu yok.
En önemlisi bu kulüpte o efsane günlere dönmek için büyük düşünecek bir yönetim ve o yönetimde gelecek adına icraatlar yapacak vizyon yok.
Öyle ki; yıllardır kötü yönetilen, kendini kulübün tek sahibi gören başkana sahip bir camiadır Eskişehirspor.
Kendi içinde bölünmüş bir yönetimi olan, bunun yanında mali açıdan yeterli olmayan, gelir-gider dengesini bir türlü kuramamış, başarıya hasret bu kulüp; mazisinin ekmeğini yerken, büyük camia olarak anılmasında ki en büyük faktör olan taraftarı da bu anlamda söz sahibi dahi olamamıştır.
Tepki göstermeye çalıştığı her dönemde de son zamanlarda olduğu gibi taraftar bir şekilde susmuş, susturulmuştur.
Gündelik galibiyete sevinmeye alışmış, kulübün büyümesinden ümidi kesmiş, takım ne de olsa Süper ligde mantığından yola çıkarak; arada sırada adı büyük olarak adlandırılan İstanbul takımlarını yenmek yada şampiyonluk adayı takımla berabere kalarak çelme taktığını görmek yeterli gelmiştir bu şehir insanına.
Ama düzen böyle gitmemeli.
Ersun hoca önceki gün güzel açıklamalarda bulunarak, Alt yapıdan ve gençleşmeden bahsetmiş. Türk futbolunun en büyük eksikliği olan üretkenlikten dem vurmuş.
Bende tebessüm ettim.
Ersun hoca güzel konuşmuş ama, Eskişehirspor'da onun anlattıklarını yapabilecek bir düzen var mı?
Bu kulüpte amaç hiç üretmek oldu mu?
Ben görmedim.
Hadi alt yapıya eğildik diyelim, başta kendisine sabır gösterecek bir camia var mı?
Bu kulübün öncelikle ciddi bir reforma ihtiyacı var.
Eskişehirspor ruhunu benimsemiş insanlar tarafından yönetilmeye, kurumsallaşma yolunda büyük adımlar atmaya ve en önemlisi belli bir plan ve proje çerçevesinde ne yaptığını bilen yöneticilere ihtiyacı var.
Bu yüzden Yanal'ın konuşmaları şimdilik havada kalacak açıklamalar olarak yerini alır. Gerçek olan şey ise; kendisinin de belirttiği üzere bu düzende ilk olarak yarın Gençlerbirliği maçından alınacak skora bakılır.
Yani anlayacağınız böyle gelmiş, iyi bir yönetim şekli bu kulübe denk gelene kadar da böyle gitmeye devam edeceğe benziyor...