Farz edin ben işi gücü düzgün bir adamım…
Hatırı sayılır da bir banka hesabım var.
Şehirde de bilinen, tanınan bir adamım.
Sevmeyen mutlaka vardır ama sevmeyenlerin bile yaptığım iş ve edindiğim statü gereği saygı duyduğu bir kişiyim.
Eskişehir ölçeğinde kazanılabilecek parayı zaten kazanmışım.
İş yaşamımdaki tecrübe ile şehir adına gerçekleştirilecek sosyal sorumluluğu birleştirmek istiyorum.
Ticaretteki başarımı bir anlamda, sosyal sorumluluk alanında da ispatlamak istiyor farz edin.
Futbol falan gibi sporlara da meraklıyım diyelim.
Yukarıda anlattığımım nedenlerden yola çıkarak, bu alanda sorumluluk almak istiyorum.
Bu sorumluluğu alırken ortaya cebimden bir para konulacaksa, bu cebimden konulacak paranın miktarı 15-20 milyon lirayı bulacaksa, bu hiç sorun değil.
öyle ya…
Yıllarca başarılı bir iş hayatım olmuş.
Bunun karşılığını para anlamında zaten almışım.
Cebimden çıkacak para zaten banka hesabımın yüzde 10’u bile değil.
-“Bu kadar parayı cebimden koyarsam, çevremde var olan, bana inanıp güvenen, bu konuda beni maddi olarak destekleyeceğine inandığım birkaç arkadaşımdan da destek alırsam, bir de şehir siyasetçileri yolumu açar ve yaratabileceği kaynağı yaratırsa, ben bu işi yaparım” diye düşünürüm…
Normal şartlarda, bu düşünce çerçevesinde Eskişehirspor’a başkan adayı olurum.
Ancak…
Şartlar normal olmadığı için aday olma düşüncemden de anında vaz geçerim.
Neden mi?
Bugün için “Ben Eskişehirspor başkanlığına adayım. Cebimden şu kadar para koyuyorum. Var olan borçların tümünü üstleniyorum. Kimseden de bir bardak çay istemiyorum.” Diyecek adamın bile bugünkü şartlar altında Eskişehirspor’a başkan olma şansı yok.
çünkü…
Ortaya çıkacak böyle bir insanın kongrede başkan seçilme şansı yok.
çünkü…
Kulüp başkanını kongre üyeleri belirliyor.
Kongre üyelerini de kulüp başkanları…
Eskişehirspor’da benim gördüğüm asıl sıkıntı, kulübün önünü tıkayan asıl mesele bu.
Birileri “Ben kesinlikle aday değilim, olmayacağım da” demediği için, sayıları bir hayli fazla olan ve yukarıda saydığım özelliğe sahip insanlar, aday olmaya cesaret edemiyor.
-“Bir de çıkıp paramla rezil mi olayım?” diyor…
Haksızlar mı?
Not: Biz bu satırları yazdığımız saatlerde Eskişehirspor Kulüp başkanı Halil ünal, olağanüstü genel kurulun Perşembe günü yapılacağını ve aday olmayacağını açıkladı. Bu yazdığımız yazıda belirttiğimiz olumsuzluk açısından önemli bir gelişme. Bu gelişme sonucu nasıl olur? Hep birlikte göreceğiz.
.....
Hesap bu günden yapılıyor ya…
Daha bu günden partilerde 2019 seçimlerinin hesabı yapılıyor ya…
Siyasette kuşkusuz herkesin bir hesabı var ya…
Hesap yapan herkes de bu yaptığı hesabın tutması için plan ve program yapıp, strateji peşinde koşuyor ya…
Dolayısıyla…
İlk yapılan iş, tanınırlık ve popülerliğini arttırmak ya…
İkincisi ise, yaptığı hesabı bozabilecek olan ve çizdiği hedefin önünde engel teşkil eden unsurları ortadan kaldırmak oluyor ya…
Böylece…
Siyasette ki hedeflenen koltuğun önü açılmış, kendisi de o hedefe daha az zahmetle ulaşmış oluyor ya…
İşte bu hesaplar doğrultusunda siyasetçilerin hem o göreve en yakın isim olmak, hem de rakipsiz olmak gibi bir gayretleri mevcut.
Ancak…
Bu çaba sadece Aday olmaya yetiyor.
Seçim kazanıp, o hedeflenen koltuğun sahibi olmaya ne yazık ki yetmiyor.
çünkü…
Ne yaparsanız yapın, nasıl bir strateji izlerseniz izleyin, sonunda çıkacağınız yer halkın karşısı.
Siz ne kadar popüler olursanız olun, kimse size rakip çıkmasın, yine seçilip, o koltuğa oturabilmek için sonunda geçeceğiniz yer halkın karşısı.
O yüzden…
Siyasette, özellikle ileriye dönük hesap yapanların çoğunun toslamış olduğu duvardır halk.
Siyaseti ve siyasetteki koltuk hesabını yapanların çoğunun kafasını gözünü patlattığı yerdir o halk duvarı.
çünkü…
Koltuk hesabı yaparken, halkı hiç hesap etmemiştir birçoğu.
Bu nedenle…
Siyasette, seçilmesine ramak kala halkın oyunu alamadığı için seçilemeyen, tüm stratejisi ve planları suya düşen, üstüne üstlük siyasetten bile silinip giden bir ton insan örneği vardır…
Diyeceğimiz o ki:
Siyasette yıllar sonrasının hesabını yapıp, koltuk için çaba harcayanlar, hesaplarının içine halk'ı da mutlaka dahil etmelidir.
Bizden söylemesi…
.....
Şu belediye başkanlarını Eskişehir’e çağırın da
bir anlatsınlar…
Yasa son derece açık…
“Belediyeler profesyonel spor kulüplerine hiçbir suretle para aktaramaz” diyor.
Yasa böyle diyor diye futbol kulüplerine para aktarılamayacak diye bir şey yok elbette!
Belediye parayı aktarır, ardından müfettiş gelir, yaptığı incelemede “Siz yasa maddesi açık olmasına rağmen profesyonel futbol kulübüne para aktarmışsınız” der. Ne kadar para aktarıldıysa o kadar zimmet çıkartır ve bu zimmeti de karar verici km ya da kimlerse onlar öder.
Yani…
İşin özeti belediyeler futbol kulüplerine para aktaramaz.
Buna rağmen…
Birileri sürekli çıkıp “Para vermekten kaçıyorlar. Yasayı bahane ediyorlar. Bakın Rize belediyesine, bakın Kayseri, Urfa ve Gaziantep belediyelerine? Takımlarına nasıl da para bulup aktarıyorlar” diyenler var.
Bunu diyenler arasında çoğunluğu da iktidar partisinin aktörleri oluşturuyor.
Bizim bir tavsiyemiz var.
Eskişehir’deki iktidar partisi aktörleri ve “bu belediyeler niçin Eskişehirspor’a para vermiyor” diyenler, sürekli örneğini verdikleri Rize, Kayseri, Gaziantep, Urfa Belediye başkanlarını Eskişehir’e davet etsinler. Nasıl olsa aynı partinin mensupları… Gelen bu belediye başkanları da takımlarına parayı var olan yasaya rağmen nasıl verdiklerini bir anlatsın.
Eğer ikna ederlerse söz biz de inanacağız.
Söz ki, o zaman biz de “Bu belediyeler bu Eskişehirspor’a niçin para vermiyor?” diye yazıp çizeceğiz.
Söz vallahi…
.....
Biraz da gülmek lazım
Hepsi de birbirinden iddialı 3 genetik uzmanı, yeni buluşlarını karşılaştırıyorlar. Hayvanlar konusunda uzman olan birincisi anlatıyor.
"İnek ve tavuk genlerinden harikulade yeni bir hayvan meydana getirdim. Hem süt veriyor hem yumurtluyor, eti kırmızı et tadında ama beyaz et kadar sağlıklı, bence bu yüzyılın buluşu. İnsanlara istedikleri kadar sağlıklı et, süt ve yumurta yedireceğim."
Böcek genetiği uzmanı çalışmasını açıklıyor. "Arı ile bok böceği genlerini karıştırdım. Yeni türümüz pisliklerden bal yapıyor. Hem bol miktarda hem de inanılmaz kaliteli bal elde etme imkanına kavuşmuş bulunuyoruz. İnsanlık için çok faydalı bir gelişme sağladım."
Genel genetikçi Dr.Temel iki meslektaşına bakıyor ve;
"Valla ben de karpuzla karafatma genlerini birleştirdim. Artık karpuzu kesiyorsun, bütün çekirdekler yürüyüp gidiyor.