ESKİŞEHİRSPOR'U BU DERECE MAHKUM İZLEMEMİŞTİK

Önceki akşam maçtaydık.Güzel bir akşamdı herşeyden önce.Hava güzel, stadyum rengarenk, ilgi oldukça fazlaydı.Geriye sahada kazanması gereken bir Eskişehirspor kalmıştı.***Maçtan bir kaç gün önce yazı yazmıştık.‘Kimse...

Önceki akşam maçtaydık.
Güzel bir akşamdı herşeyden önce.
Hava güzel, stadyum rengarenk, ilgi oldukça fazlaydı.
Geriye sahada kazanması gereken bir Eskişehirspor kalmıştı.
***
Maçtan bir kaç gün önce yazı yazmıştık.
'Kimse maçın kolay geçeceği havasına grimesin!' demiştik.
Maçın herkesin beklediği gibi kolay olmayacağını belirtip;
"Bu ciddiyeti teknik kadro ve futbolcularda göstermeli" yorumunda bulunmuştuk.
Gelin görün ki maçın daha ikinci dakikasında bakın neler oluyor;
Antalyaspor'lu futbolcu tam orta saha çizgisinde topu alıyor.
Sonrasında sürmeye başlıyor.
Açın görüntüleri sayın, tam 13 koca adımla yaklaşıyor Eskişehirspor kalesine.
'Nereye gidiyorsun?' diyen tek bir kişi yok.
Konya ovası gibi koskocaman bir boşluktaki Eskişehirspor orta sahası.
Sonuç gol.
***
Takımdaki laçkalık mı diyelim, havadan uzak bir görüntü mü diyelim bilemiyoruz.
Ancak ortada sorun olduğu çok açık.
Bu sorun iki şekilde.
Birincisi futbolcuların motivasyonu, birbirlerine olan yaklaşımları...
Diğeri ise büyük taktiksel hatalar.
Taktiksel hataları futbolcular kendi aralarında maçın belirli bölümlerinde halledebilirler.
İyi diyaloglar hatayı aza indirger.
Ancak bundan tek iyi bir örnek yok koca maç boyunca.
Futbolcuların arasındaki büyük kopukluk en çok üzerinde tartışılması gereken konu olarak karşımıza çıkıyor.
Daha ilk yarının ortalarında Burak Yılmaz ile Bülent Kocabey tartışıyor.
Rıza Çalımbay, Ümet Karan'a 'barıştırıcı' rol yüklüyor.
Fakat futbolcular arasındaki gerilim hiç bitmiyor.
Sürekli birbirlerine karşı gerilim içerisindeler.
Ve buna Rıza Çalımbay'ın akıl almaz taktiksel yanlışları ekleniyor.
İki tane karambol golü ancak geceyi kurtarıyor.
Böylesine bir Eskişehirspor karşısında puan alamayan Antalyaspor'un da daha aşacağı çok yok var gibi duruyor...
***
Bundan sonraki haftalarda işlerin rayına girmesi için Çalımbay'ın bu sistemden acilen kurtulması çok büyük öncelik.
Böyle devam edilirse;
Ortasahası sıfır olan bir takım ancak Antalyaspor'a karşı taraftarının gücü ile maç kazanır.
Diğer maçlarınızın felaketle sonuçlanabilmesi içinde ortada bir neden olmaz.
O halde;
Çalımbay hoca, Antalya karşısında sahaya sürdüğü saçma sapan sistemi hemen bir kenara koymalı.
Youla, Karan, Mehmet Yılmaz, Burak Yılmaz ve Bülent Kocabey gibi tamamen hücüma dönük yetenekleri olan;
Defansif hiç bir özellikleri olmayan tam beş futbolcuyla maça başlarsanız;
Orta sahanızı rakibe teslim eder, kendi evinizde sahanıza mahkum olma ayıbını yaşarsınız.
Bülent Ertuğrul'un artık kendini parçalarcasına oynadığı futbolu, tek başına koskoca orta saha yükünü çekmeye çalışmasını ve tamamen geri yaslanan takımına ileri çıkması için telkinlerde bulunmasını da ayakta alkışlıyoruz.
Bir uyarı da Youla'ya...
Galiba kendisine biraz daha dikkat etmeli gibi.
Yoksa eski Youla'dan eser olmadığını kendiside Antalya maçından sonra anlamıştır.
Kısaca;
Böylesine bir oyun sistemini hangi takım, ne zaman, nerede denedi ya da oynadı bunu bilemiyoruz.
Ve bu sisteme böylesine bir kadro yapısıyla nasıl çıkıldı bunu da zaten hiç bilemiyoruz.
***
Antalya maçının özeti şu;
Eskişehirspor çok iyi bir takım.
Buldozer gibi rakibini geçip gidecek ve sonuca ulaşacak futbolcuları var.
Kapasitesi hayli yüksek bir ekip oldu Eskişehirspor.
Ancak bu kumaştan iyi elbise dikmekte teknik ekibin işi.
Antalya maçında da bu elsibe hiç iyi durmadı.
Diliyoruz bu hatalardan en kısa sürede dönülür.
Eskişehirspor sahaya en iyi şekilde mücadele edeceği yapısıyla sürülür.
Ve böylece sahasında ezik, silinmiş, sahasına çekilmiş ve baskı altında olan Eskişehirspor yerine...
Kendisini sahaya yaymış, ne yaptığını bilen, gerektiğinde savunmaya çekilen, istediğinde hücuma çıkabilen bir Eskişehirspor izleyebiliriz...
Umarız...

Haberleri