ETKİNLİKLER VE TOPLUM KATILIMI

Geçmiş yıllarda, Kocaeli iline tayini çıkan, Vali Yardımcısı Sayın Dağıstan KILIÇASLAN ve İl Kültür ve Turizm Müdür, Sayın Ali Osman Gül, Yunus Emre ve Nasreddin Hoca İle ilgili etkinliklerde, "TOPLUM KATILIMINI" nı, ön...

Geçmiş yıllarda, Kocaeli iline tayini çıkan, Vali Yardımcısı Sayın Dağıstan KILIÇASLAN ve İl Kültür ve Turizm Müdür, Sayın Ali Osman Gül, Yunus Emre ve Nasreddin Hoca İle ilgili etkinliklerde, "TOPLUM KATILIMINI" nı, ön planda tutarlar, etkinliklerin hazırlıklarında ve uygulanmasında, tüm kesimler, iştirak ederdi. Hatta etkinliklerin sivil otoriteye devredilmesi, doğrultusunda da ciddi mesafe de alınmıştı. Bu yöntem, aynı zamanda diğer kurum/kuruluşlara da örnekti. Toplum için de bir eğitimdi.
Neden bilinmez, bu yıl etkinlilerin hazırlanmasında, geçmiş yıllardaki yöntem ve performans yok. Oysa etkinliklerde, "HALKA RAĞMEN" , başarılı olmak mümkün değildir. İlk toplantıda yapılan eleştiri ve öneriler mi etkili oldu bilinmez ama geçmiş yıllardaki tabloyu göremiyoruz. Oysa "DEVLETTE SÜREKLİLİK ESASTIR." Elbette her toplantıda, eleştiri ve öneri olacaktır. Bu yöntem, etkinliğin ve toplantının, selameti açısından olmazsa olmaz şartıdır. Bu aynı zamanda, demokrasinin de gereğidir. Aslında her kişi, eleştiri yapamaz. Eleştiri yapmakta bir meziyettir. Çünkü eleştirmek, tartışmak için, "iyi düşünme" nin, "İyi konuşma" nın " iyi yazma" nın, gerekli olduğu, kuşku götürmez bir gerçektir. Bu meziyetleri taşımayan insanlardan, olumlu eleştiriler beklemek hayaldir.
Ayrıca istesek de, istemesek de işimiz ve mesleğimiz, ne olursa olsun, yaşamımız süresince eleştiriden, tartışmadan uzak kalamayız. Hiç değilse günlük yaşantılarımızın gereği ya eleştiririz, ya da eleştiriliriz. Gerektiğinde de kimi tartışmalara katılmak isteği, ya da zorunluluğu duyarız. Beğendiklerimiz veya benimsemediklerimiz de olur. Bu gelişmeler doğaldır. Ancak bunu etkinliklere yansıtmanın, ne mazereti ne de kabul edilir bir tarafı vardır.
Öte yandan eleştirinin ve tartışmanın, geçmediği yer ve durum da yoktur. Özel toplantılar, söyleşiler, sohbetler, bilimsel toplantılar, konferanslar, kongreler, komisyonlar, açık oturumlar, seminerler, kurslar, sempozyumlar, paneller, kolokyumlar... Hülasa eleştiri ve tartışma yaşamın parçaları, daha doğrusu bütünü içindedir. Ondan da kimse uzak ve ilgisiz kalamaz. Öyleyse, HOŞGÖRÜ, BAŞKALARINA SAYGI, ANLAYIŞ... Uygarlığın temeli, yaşam biçimi budur. Demokrasi de bu temeller üzerine inşa edilir.
Diğer yandan öneri ve eleştiri getirenleri, etkinlik dışında tutmak, tutulan kişi/kişilere değil, etkinliklere zarar verir. Çünkü halk, hiçbir amaç ve menfaat düşünmeden etkinliklere katılır. Beklentileri de yoktur.
Ayrıca Yunus Emre ve Nasreddin Hoca etkinliklerine, halkın katılımını sağlamak için, etkinliklerin, sivil otorite ağırlık yapılması bir zorunluluktur. Bunu sağlamak ve bu iki düşünürün, çocuk ve gençlerimize, en iyi şekilde tanıtılması için de örgün eğitim kurumlarında, her sınıf seviyesine uygu üniteler hazırlanarak, hafta boyunca okullarda aktarılmasını gerekir. Çünkü Yunus Emre ve Nasreddin Hoca'yı, yeteri kadar tanımayan insanlarımızın, bu iki düşünürle ilgili etkinliklere katılması da düşünülemez. Yıllardır bu yönde sürekli öneri getirmemize rağmen, bir arpa boyu yol gidilmedi
Elbette her yiğidin, bir yoğurt yiyişi olduğu gibi, her kurum/kuruluşun ve kişi/kişilerin de kendilerine özgü bir hizmet anlayışı olacaktır. Ancak bugün içinde bulunduğumuz çağda, bölgesel, ulusal ve uluslararası kurum/kuruluşlar, "TOPLUM KATILIMI "nı, ilişki ve hizmetlerinde, ön planda tutuyor, hatta zorunlu görüyor.
Toplu katılımı," kendi kedine yeterlilik" ülkemizde de yıllardır istenen boyutta olmasa da çeşitli uygulamalarda var. Ancak sürekli ve kalıcı değil; kişiye veya siyasi iradeye göre, ya kalıcı oluyor, ya da ortadan kaldırılıyor. Özellikle de kişisel ve siyasi çıkar hesapları, toplum katılımının önünde, en büyük engeldir. Bu nedenlerle de vatandaş, her türlü hizmeti devletten bekledi. Algılama, ne yönde olursa olsun, "toplum katılımı", her alanda, en önemli öğe olarak, tüm dünyada kabul görmüştür.
Yunus Emre Kültür Sanat Haftası ve Nasreddin Hoca Şenlikleri'ne hazırlıklarda ve diğer etkinliklerde, "TOPLUM KATILIMI", "ORTAK PAYDA, "ORTAK AKIL" ve " BEYİN FIRTINASI " gibi kavramları, ön planda tutmak, etkinliklerinin, daha görkemli şekilde kutlanmasına vesile olur. Özellikle de geçmiş yıllarda olduğu gibi, karar verme sürecine, toplum katılımı olması halinde, alınan kararların, icraata yansıtılması daha kolay olacaktır. Bu sayede, toplumdaki kaynaklar harekete geçecek, etkinlikleri maliyetlerini düşecek, halkımız, etkinlikler, Yunus Emre ve Nasreddin Hoca hakkında da daha da bilinçlenecektir.
Hala bu gerçeği, göz ardı eden yöneticiler varsa ne denebilir ki?

Haberleri