ETNİK GRUPLARA SİYASAL AYRICALIK VERİLEMEZ

Kürt isyanının lideri, Şeyh Sait’in torunu Abdülmelik FIRAT, "İşte Kuzey Irak... 40 yıl savaştılar ve şimdi görüyorlar ki bu coğrafyada bir Kürt devleti kurmak mümkün değil. Bu Irak’ta böyleyse, Türkiye’de nasıl mümkün...

Kürt isyanının lideri, Şeyh Sait'in torunu Abdülmelik FIRAT, "İşte Kuzey Irak... 40 yıl savaştılar ve şimdi görüyorlar ki bu coğrafyada bir Kürt devleti kurmak mümkün değil. Bu Irak'ta böyleyse, Türkiye'de nasıl mümkün olsun? Üstelik Türkiye Cumhuriyeti'ni Türkler 'le birlikte kurmuşken, 5 milyon Kürt ve Türk evlenmişken niye ayrılalım?" sözleri karşısında ne denebilir ki?
Abdülmelik FIRAT haklıdır. Etnik kökeni ne olursa olsun, Türk insanı artık gerçekleri görmelidir. Türkler, Kürtler ve diğer etnik gruplar, yıllardır birlikte yaşamış, kader birliği yapmış, kız almış ve kız vermişler. Akraba da olmuşlardır. Tüm kentlerde de komşudurlar. Kardeşçe yaşamak ve var olan sorunları da, birlikte çözmek varken, kavga etmek veya huzursuzluk yaratmak, kime ne kazandıracak?
Abdülmelik Fırat' ın, " ...Anayasa'da, Evren yasakladı. Çocuğum okulda benim dilimle okuyamıyor. Ben Anayasa'da Kürt olarak değil, Türk olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Ben, Kürt olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak istiyorum" sözleri "Ne Mutlu Türkün Diyen" sözü kaldırtmak isteyen birilerine örnek olmalıdır.
Türkiye' de, birçok etnik grup varken, yıllardır, kasıtlı olarak etnik gruplardan biri olan Kürtlerin, sorun ve istekleri gündemdedir. Oysa ülkemizde Kürtlerin dışında, çok sayı da etnik grup var. Nitekim yapılan bir araştırma sonucu, hazırlanan raporda:
Türkmen, Yörük, Tatar, Tahtacı, Terekeme, Karaçay, Azeri gibi Türk soyundan gelen gruplar, Türkler' i oluşturuyor. Bu grup 50 milyon civarında ve diğer Türkleşme sürecinde olanlar da dâhil edildiğinde bu sayı 55 milyona çıkıyor.
Raporda ikinci grup olarak Kürtler gösteriliyor. Sayıları 3 milyon civarında olan bu gruba Zazalar da dâhil edildiğinde Kürt nüfusu 12 milyon 600 bini aşıyor. Ancak bu sayının 2.5 milyonu ciddi derecede Türkleşme sürecinde ve bazı yerlerde Kürtlüğünü kabul etmeyen bile çıkıyor. Kürt kimliğini kabul edenlerin sayısı, 6.700 000 kişi civarındadır.
Ülkemizde 1 milyon civarında Gürcü, 2 milyon kadar Boşnak, 2.5 milyon Çerkez, 870 bin Arap, 1 milyon 300 bin Arnavut, 80 bin civarında da Laz vardır.
Tablo bu ilken, yalnız Kürtlerin ele alınması hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine aykırıdır. Şayet etnik bir hak verilecekse, bütün etnik gruplara yönelik olmalıdır. Ayrıcalıklı haklar ülke bütünlüğünü, tehlikeye sokar ve ülke genelinde huzursuzluk yaratır.
Evrensel ve genel anlamda, bir ülkede etnikliğin oluşabilmesi için "DİL ", "DİN" ve "YAŞAM TARZI" farklılıkları olması gerekir. Bu unsurlara göre Türkiye' de yalnız Kürtler değil, çok sayıda etnik grup var. Oysa AB ve ABD, Kürtler dışındaki etnik gruplara hak verme ve önermede, Kürtler kadar hassas değildir. Çünkü ABD ve AB' nin, amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.
Ülkemizde etnik gruplara, haklar verilecekse, sayıları ne olursa olsun, hepsine birlikte verilmelidir. Tümü de, bu haklardan ve yasal düzenlemelerden istifade etmelidir. Yalnız Kürtler için yasal düzenleme yapılması, ülkeyi böler. Diğer etnik grupları da rahatsız eder. Şayet ülke bütünlüğü gözetilecek, hak da verilecekse, etnik gruplara, hiçbir ayrım yapmadan tümüne bu hak verilmelidir. Hukukun gereği de bu değil midir? .
Etnik gruplar arasın da, eşitlik çok önemlidir. Buna rağmen de Devletin çıkarları gerekçe gösterilerek, eşitliğe aykırı düzenlemeler yapılıyorsa, varsın yapılsın demek yanlıştır. Maalesef, eski medeniyetler "eşitlik" değil "hiyerarşi" esasına göre kurulmuştu. Yerine ve çağına göre, rahipler, asiller, muharipler, bürokratlar, aydınlar imtiyazlı sınıftı, 'egemen güç' halinde idi. Bugün Güneydoğu' da, bir huzursuzluk varsa feodal yapının getirdiği eşitsizlikten dolayıdır. Çünkü Kürtlerin dışında, onca etnik grup var, onlar, "Ne mutlu Türküm Diyene " sözünden rahatsız değildir. Anadille eğitim, federasyon ve 24 saat TV yayını istemiyorlar.
Şu bir gerçek ki Güneydoğu' da, bilgi, görgü, eğitim, kentleşme, kazanç arttıkça, bölge halkı, feodal yapıdaki yanlışlıkları gördüler ve "eşitlik" istemeye başladılar. Siyasiler, bu isteklere çözüm bulmak yerine, siyasi çıkarı ön plana aldılar. Feodal yapıya da yıllarca göz yumdular. Elde etikleri sonuç ise ortadadır. Yoksulluk, kaos ve terör...
Ayrıca Türkiye' de, etnik kökeni ne olursa olsun, herkes, hiçbir ayırım gözetilmeksizin, Anayasa ve yasa önünde eşit olmalıdır. Demokratik ülkelerde, hiçbir kişi, aile, zümre veya sınıfa, ayrıcalık tanınamaz. Devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorundadırlar. O nedenle de Kürtlere, ayrı haklar verilemez. Şayet Kürtlere hak verilecekse, aynı haklar tüm etnik gruplara da verilmelidir. Çünkü etnik kökeni ne olursa olsun tüm yurttaşla,r eşittir ve hiç birine ayrıcalık tanınamadığı gibi siyasal ayrıcalıkta verilenmez.

Haberleri