FIRSAT MI, FIRSATÇILIK MI?

Eskişehirspor ligde oynadığı son iki karşılaşmayı da kazanarak Galatasaray ve Fenerbahçe maçları öncesi rahat bir nefes alırken, moral de bulmuş oldu. Eskişehirspor'un özellikle Bursa maçını kazanması zorlu iki maça daha stressiz havada çıkmasını sağlayacak.
Gerçek rakiplerimizin Galatasaray ve Fenerbahçe olduğunu söylemek ve bu takımları parçalayacağız nutukları atmak sanırım kimseye inandırıcı gelmez. Zaten bu maçlara böyle hazırlanırsanız sahada parçalanırsınız. Ama söylediklerimiz Eskişehirspor'un bu takımlardan puan alamayacağı anlamını da taşımaz. Önemli olan gerçekleri görmek ve buna göre hareket etmektir.
Futbolda, bu oyunun doğrularını kendi kaliteniz doğrultusunda ve hatta üzerine çıkarak sahaya yansıtırsanız başarılı olursunuz. Eskişehirspor bunun örneğini Bursa maçında bize gösterdi.
Kırmızı şimşekler son maçta ki futbol anlamında yaptığı çıkışını sürdürmeli. Özellikle ortaya konacak futbol ve mücadele, Bursa galibiyetinin tesadüf olmadığını gösterecek, bu maçlardan alınacak her puan artı olarak haneye işleyecektir.
Ancak; Eskişehirspor'u tekrar Türkiye'nin gündemine taşıyacak bu maçlarda en önemli silahı taraftarı olacaktır. Kırmızı şimşekler süper lige uzak olduğu yıllarda dahi taraftarı sayesinde adından uzun yıllar bu ülkede bahsettirmiştir. Türkiye'de Anadolu Efsanesi denildiğinde var mı o günlerden futbolcuların isimlerini uzun uzun konuşan. Eskişehirspor adına maziden Amigo Orhan ve mükemmel taraftarı ilk olarak akla gelir. Eskişehirspor'un B liglerinde oynadığı dönemlerde bile kasaba takımları yapılan maçlarda bu taraftar fahiş fiyatlarda maçlar izlemiş ve takımını yalnız bırakmamıştı. 2 yıl mücadele edilen A liginde de yine bu insanlar aynı sıkıntılarla maçları izledi. Süper ligde de Anadolu takımları arasında yüksek bilet fiyatı uygulamasına tabi tutulan Eskişehirspor taraftarı takımını yine en iyi şekilde desteklemeyi sürdürüyor ve sürdürecek.
Ancak futbolda önceki yıllarda taraftar gelirleri takımlar için büyük önem taşıyor, kulüpler bu gelirlere dayanarak transfer bütçelerini dahi hazırlıyorlardı. Eskişehirspor taraftarı uzun yıllar takımına bu konuda da büyük destek verdi. Sıkıntılı günlerde takımın başkanlığını yapan ve kulübün süper lige gelişinde ki ilk temelleri atan en başta Halil Ünal bunu inkar edemeyecek isimlerin başında gelir. Artık taraftar hasılatlarının kulüpler için bu kadar önemli olduğunu savunmak mümkün değil. Hasılatlar çok büyük fiyatlara oynayan futbolcuların artık maç primlerini dahi karşılayamayacak boyuta kadar geldi.
Bunun içindir ki Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında ki bilet zamları gelirleri arttırmak amacından ziyade ne koparırsam kardır zihniyeti ile fırsatçılıktan başka hiçbir şey değil. Ne kadar acıdır ki Eskişehirlilerin gelmesinden ziyade civar illerden gelecek insanlar ile stadın dolacağını belirtenler ve büyük maçlarda bilet zamlarının normal olduğunu söyleyenler var. Bu zammı normal olarak karşılayanlar acaba kaç defa bilet alarak maça girdi?
Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi maçları izleyemedikten sonra Süper ligde olmanın anlamını sorarım sizlere. Birde her çıkışın bir inişi olabileceğini göz önüne almak lazım.
Takım, düşünmek bile istenmiyorum ama son haftalarda düşmemeye oynarsa acaba bilet fiyatları nasıl olur?
Acaba o civar illerden gelen insanlar mı bu takımı destekler.
Bu kadar basit olmamalı.
Eskişehir insanının bu takıma olan sevdası çıkarlar doğrultusunda kullanılmamalı. Bu şehir insanının her iki büyük maçtan kazanılacak hasılatı yine en kısa zamanda kulübe kazandıracağı gerçeği göz ardı edilmemeli.
Şimdi yönetimin elinde iki fırsat var.
Birincisi, biletlerde ki fiyatları indirmeyerek fırsatçılık yapmak kasayı doldurmak.
İkincisi taraftara olan vefa borcunu ödeme fırsatını kullanarak yine stadı doldurmaya imkan sağlamak ve Türkiye'ye büyük taraftarın kendisini bir kez daha göstermesine öncülük etmek.
Fırsat mı?
Fırsatçılık mı?
Bakalım yönetim hangisini seçecek.