GARCIA'YA MEKTUP

'Garcia'ya Mektup' 1895 yılında Amerika'da bir dergide yayınlanıp bugüne kadar dünyanın en çok okunan köşe yazısı olma özelliğini sürdürür. Bu yazıyı dergide okuyan o zamanların Amerika Demiryolları Müdürü her işçinin bu mektubu cebinde taşımasını zorunlu tutar. Her nasılsa mektup Rus komutanların birine ulaşır. O da her Rus askerinin bu mektubu taşımasını zorunlu kılar.

II. Dünya Savaşında Japonlar her Rus esirin cebinde bu mektubu bulunca şaşırırlar ve kendi dillerine çevirirler. İşte mektup şu şekilde bugüne kadar gelir.

Yazı Amerika-İspanya savaşını konu alır. Küba içlerinde isyancıların lideri olan Garcia'ya savaşın seyrini değiştirecek bir mektup, Amerika başkanı tarafından ulaştırılmak istenmektedir. Fakat mektubun Kübalılar'ın eline geçmemesi gerekir. Bu yüzden normal posta ile gönderilmesi mümkün değildir. Amerika başkanı, üst düzey komutanları çağırarak durumu izah eder.

Komutanlardan birisi Rowan isimli bir çavuşun bu görevi yerine getireceğini söyler. Daha sonra Rowan içeriye çağrılır. Başkan mektubu Rowan'a vererek, "Bunu Garcia'ya ulaştır" der.
Rowan tek bir kelime sormadan başüstüne der. Mektubu koynuna sokar, oradakileri selamlayarak yola çıkar.

Birkaç hafta sonra Küba sahillerinde görülür. Birkaç hafta, geçince, tehlikeli Küba ormanlarını baştan başa dek, mektubu Garcia'ya ulaştırır. Rowan'ın kahramanlıkları dilden dile dolaşır, heykelleri dikilir. Fakat önemli olan onun sorumluluk duygusudur. Geriye dönersek, Rowan başkandan mektubu aldığı zaman başkana "Garcia kimdir? Nerede yaşar? Yardımcılarım kim olacaktır? Niçin ben?" gibi sorular sormamıştır.

Oysa bugün bizlere bir sorumluluk verilse yerine getirmemek için bir sürü mazeret üretiriz. Oysa her zaman için Garcia'lar olacaktır ve onlara mektup ulaştırması gereken sorumluluk sahibi Rowan'lara ihtiyaç vardır.