Gazlıgöl' de, bulunuyoruz. Belde, termal sularının, özelliği ile ülkemizin tanınan bir turistik bir bölgesidir. Özellikle de termal suyunun, fazla miktarda serbest asit karbondioksit ihtiva eden, saf kalevi kaynaklar grubundan olması nedeniyle, kalp, damar hastalıklarının tedavisinde, banyo şeklinde kullanılan en ideal bir su olarak kabul edilir.
Eski tunç çağından buyana, şifa dağıtmakta olan kaplıcanın suyu, yüksek radyo aktivitelidir. İçilmesi durumunda mide ağrılarına, karaciğer, safra kesesi, mesane yolları, cilt hastalıkları, (sedef, egzama, akne) böbrek taşları ve safra kesesi taşları, düşürülmesinde üstün etkileriyle şifa sağlar. Kalbin rahat çalışması ve damar sertliğinin giderilmesine olumlu etkileri yanında, tansiyon düşürücü özelliği de vardır.
Termal suları ile moral bulurken, Sağlıksız yapılaşma ile de üzüldük. Çarpık ve estetik olmayan bir yapılaşma var. İhsaniye'nin İmar Planı var mı bilinmez ama imar planlarında, temel amaç, insan, aile ve toplum hayatını, yakından etkileyen, fiziki çevreyi, sağlıklı bir yapıya kavuşturmak ve bu yönde gelişmesini sağlamaktır. Bununla ilişki olarak, yatırımların, yer seçimlerini belirleyip; gelişme eğilimini yönlendirmek, yanında, toprağın korunmasını ve en rasyonel biçimde kullanılmasını sağlamaktır.
Ülkemizde, şehirlerin herhangi bir denetim gücü olmadan ve plansız olarak rastgele ve her türlü planlamadan uzak, bir biçimde büyümesi sürekli gündeme geldi ama gerekli tedbir alınmadı. Ayrıca herhangi bir estetik kaygı gözetilmeden, insanların doğal ihtiyaçları dikkate alınmadan ve mevcut tarihi dokunun korunması düşünülmeden, gerçekleşen bu kentleşme türü, mevcut yerleşim birimlerinin tarihsel, kültürel ve doğal kaynaklarının tahrip olmasına, veya yol açmasına, sebebiyet vermektedir
Öte yandan Gazlıgöl' de, planlamanın eksikliği, yasal düzenlemelerdeki boşlukla biçimsiz bir yapılaşmayı, yetersiz bir ulaşım ağını ve sağlıksız bir çevreyi oluşturmuş.
Elbette Gazlıgöl' deki bu çarpık ve estetik olmayan yapılaşmayı, mutlaka önlemek gerekir. Çünkü çağımızda, toplumlar, doğayı, tarihsel ve kültürel değerleri korumak ve geliştirmek, insanın, sağlıklı bir çevrede yaşamasını sağlayabilmek amacıyla, toplumsal ve ekonomik yaşama, hatta daha da ileri giderek, insan hak ve özgürlüklerine karışmak, sınırlar koymak zorunda kalabilmektedir.
Oysa Gazlıgöl çok iyi bir İmara Planı, Çevre düzenlemesi, en önemlisi de modern altyapı ile pekâlâ termal turizminde, uluslararası bir konuma sahip olur. Ülke ve bölge ekonomisine de ciddi katkıda bulunur.
Nitekim Termal turizm amaçlı olarak, Almanya ve Macaristan'a, 10 Milyon kişi, Rusya'ya 8 Milyon kişi, 126 Milyon nüfuslu Japonya'nın, sadece Beppu şehrine, yılda 12-13 Milyon kişi termal turizm amaçlı olarak gelmektedir. Almanya'da bulunan, 200'den fazla kaplıca tesisi, yani termal turizm tesislerinde direkt ve endirekt, yılda, 30 Milyar $ civarında olduğu söyleniyor.
Gazlıgöl için. diğer bir tehlike de çok sayıda termal yapılması ve kaplıcalarda ve pansiyonlarda, termal suları tasarruflu olarak kullanılmamasıdır. Bu yönde herhangi bir ikaz da yapılmıyor. Bu durum, su israfını daha da artırıyor. Şayet ülkemiz' de, kuraklık devam eder, termal suları da bu şekilde israf edilirse, gelecekte pek çok tesis atıl kalabilir.
Gazlıgöl' de su tasarrufu için, mutlaka önlem alınmalı, kaplıca tesisine de sınırlama getirilmelidir. Suyun tasarruflu kullanılması içinde, halk sürekli eğitilmeli, hatta su tasarrufu teşvik edilmelidir. Özellikle yeraltı sularına, zarar verecek nitelikte olan işletmelere veya bu yöndeki gelişmelere, kesinlikle izin verilmemelidir.
Tatlı su kaynakları açısından, çok da kötü durumda olmayan Türkiye, 180 ülke içinde 214 milyar metreküplük toplam yıllık tatlı su kaynağıyla, 41'incidir., Kişi başına düşen 2 bin 950 metreküp tatlı suyla da 106. sırada bulunuyor. Türkiye, toplam tatlı su kaynağı açısından, Avrupa'da Rusya, Grönland, Norveç'in ardından dördüncü sıradadır.
İlk kez 1960'larda benimsenen "PLAN" fikri, 1980'lerde, özellikle sosyal ve fiziksel plan alanında, tümüyle terk edilerek, ortama POLİTİK" ve "ELİT" güçler hakim oldu. Hal böyle olunca da, yapılaşma tesadüfiliğe ve keyfiliğe bıraktı. Gazlıgöl' de bu durumu net bir şekilde gördük.
Ayrıca PLAN FİKRİ" önce imar ve İskân Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı içinde eritildi, sonra Bölge Planlama Büroları, lağvedildi, Nazım Plan Büroları kapatıldı. Oysa bu kuruluşlar, ülkedeki fiziksel planlama zincirinin halkalarını oluşturmaktaydı.
Ülkemizde, ulusal kentleşme politikası saptanmalıdır. Bu strateji, değişen iktidar ve kişilere göre değişmemeli ve , ulusal kararlar niteliği taşımalıdır.. Devlet konuya, ciddi olarak sahip çıkmalı, planlama ilkelerini ve direktiflerini belirlemelidir. Ayrıca termal bölgelerine, mutlaka bir planlama zorunluluğu getirilmeli, termal sularlının verimli kullanılması sağlanmalı, termal tesisi yapımına da sınır ve standart getirilmelidir.
GAZLI GÖL VE İMAR
Gazlıgöl de, bulunuyoruz. Belde, termal sularının, özelliği ile ülkemizin tanınan bir turistik bir bölgesidir. Özellikle de termal suyunun, fazla miktarda serbest asit karbondioksit ihtiva eden, saf kalevi kaynaklar grubundan olması...