AKP iktidarı döneminde, ilginç olduğu kadar dikkat çeken gelişmeler oluyor. Ülkemiz ve insanlarımız açısından, problem olacak, pek çok gelişme, ülke gündeminde. Türkiye' de, özelleştirme, ihaleler, Kürt ve Ermeni açılımı, vakıflar yasası, maden ruhsatları gibi pek çok alandaki icraatları tartışma konusu.
Şimdi de Tarım Bakanlığı, gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine ilişkin yönetmelik ile İNSANLIK SUÇU İŞLİYOR.
Tarım Bakanlığı tarafında yayınlanan, Resmi Gazete'de de yayımlanarak ve yürürlüğe giren, gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine ilişkin yönetmeliği, ilgili kesimlerce, "hukuk, egemenlik ve halk sağlığı açısından bir skandal" diye değerlendirdi.
İşin en ilginç yanı ise yasa çıkartılmadan, yönetmenlikle bu işin uygulamaya alınması idi. Oysa yönetmelikler, yasalar çıktıktan sonra hayata geçirilir. Elbette bu hata mutlaka yargı tarafından düzeltilecek, yönetmelikte uygulamadan kaldırılacaktır. Ancak bu işlem iktidarın, insan sağlığına verdiği değer açısından dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de.
Oysa Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağı'nın, yeni yasama döneminde Meclis'e geleceğini, Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek tarafından açıklanmıştı. Neden TBMM' ye gelmedi bilinmez ama her halde kamuoyu tepkisinden çekinildi.
Ayrıca yönetmeliğin, bazı milletvekillerinin, GDO' lu tohum üretiminin yüzde 71'ini elinde tutan Amerikan şirketi MONSENTO' nun misafiri olduktan sonra çıkarıldığı söyledi. Bu doğru ise durum daha da vahimdir.
Tarım ürünlerinde, ilk olarak domates genleriyle oynandı. Bioteknoloji şirketleri tarım ilacı azalacak, üretim maliyeti düşecek, yüksek verim elde edilecek Açlığa çözüm bulunacak gibi söylem ve safsatalarla, genleriyle oynadıkları tohumları, 1990'lı yılların ortasında piyasaya soktular. 1996'da 6 ülkede 1.7 milyon hektarlık bir alanda başlayan GDO' lu ekim, bugün 25 ülkede 125 milyon hektarlık alanda yapılıyor.
İnsan sağlığı açısından, zararlı olan GDO' lar, Alerjik reaksiyona neden oluyor. Antibiyotik direncini zayıflatıyor. Toksik etki yaratıyor. Ekosistem açısından da ciddi tehlikeler içeriyor. Normal ve organik tarımı, tehdit ediyor. Ne kadar uzak alanda olursa olsun rüzgâr ve arılar yoluyla organik ürünlere de bulaşıyor. GDO' lu tarım yapılan alanlardaki haşereleri yiyen kuşların türü tükeniyor. Canlı türleri açısından, tehdit teşkil ediyor. Bioçeşitliliği yani tanrının insanlara bahşettiği değerleri yok ediyor. GDO' lu ekinler, tozlaşma yoluyla aynı türden akrabalarının da genlerini değiştirebiliyor.
Öte yandan Türkiye'ye, her yıl, 2 milyon tona yakın genetiği değiştirilmiş (GDO'lu) mısır, soya, pamuk ve kolza hiçbir denetime tabi olmadan girmekte; yem rasyonlarına katılmakta, işlenmekte ve 800 çeşidin üzerinde ürün olarak tüketici sofrasına ulaşmaktadır.
Türkiye'de üretimi ve dağıtımı yasak olan GDO' lu tohumlar, bu yönetmenlikle ülkenin GDO ile işgaline ortam hazırlanmaktadır. Artık yabancı şirketler, gen kaynağı olan ülkemizde, herhangi bir tohumumuzu, biyoteknolojik yöntemlerle kazandırdıkları bir özelliği gerekçe göstererek patentleştirebileceklerdir. .
Tüm Avrupa'daki bitki çeşidine yakın bir sayıda olmak üzere, 3 bini endemik toplam, 13 bin bitki çeşidine sahip olan Anadolu coğrafyası, gen bankası niteliğindedir. GDO işgali, biyolojik çeşitliliğimiz üzerinde büyük bir tehdit oluşturacak, çiftçinin tohum ayırma hakkı da elinden alınmış olacaktır.
Eskişehir, yerli tohum açısından zengin bir ilimizdir. Bu tohumlarımızın daha da geliştirilmesi için, imkânda vardır. Özellikle de Eskişehir Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Eskişehir açısından büyük şanstır. Ayrıca Sivrihisar bölgesindeki kepenin lahana ve pırasası, Koçaş' ın patlıcanı, Goltan' ın soğanı, Dümrek' in nohudu, Günyüzü' nüm kavunu, Gecek' in üzümü, Okçu' nu fasulyesi gibi pek çok yerli tohumuz var. Bu tohumlar, hem bölge, hem de insan sağlığı açısından çok önemlidir.
Eskişehir, özellikle'de Sivrihisar' daki yerli tohumların muhafaza edilmesi ve daha da geliştirilmesi için, Tarım İl Müdürü Sayın GÜMÜŞ' e öneri götürmüştük. Olumlu baktı. Hatta proje üretilmesi, için de ilgili birime görev de vermişti. Proje ne aşamada bilmiyoruz ama Eskişehir' deki yerli tohumlarımız için, mutlaka bir çalışma yapılmalıdır. Çünkü yerli tohumlar atalarımızdan bize miras olup, torunlarımızın da emanetidir. Ayrıca yerli tohum ve üretimi, terk ederek, GDO' lu tohum ve üretime yönelmek, bir insanlık suçudur.
GDO'LU TOHUM VE ÜRETİM İNSANLIK SUÇUDUR
AKP iktidarı döneminde, ilginç olduğu kadar dikkat çeken gelişmeler oluyor. Ülkemiz ve insanlarımız açısından, problem olacak, pek çok gelişme, ülke gündeminde. Türkiye de, özelleştirme, ihaleler, Kürt ve Ermeni açılımı,...