GEÇİTLER KAPANINCA!

Maliye eski Bakanı Kemal Unakıtan'ın Eskişehir'e kazandırdığı belki de en büyük proje bu.
Kentin tam ortasından geçen demiryolunun hem tehlikeli olma durumu hem de çevreye yaydığı çirkinlik bu kentin en büyük sorunlarıdan birisiydi.
Ancak devlet eliyle yapılmalıydı ve devlet tarafından da projelendirildi.
Sonrasında dönemin yöneticileri tarafından bir kenara koyuldu.
Unakıtan olmasa o proje raftan pekte inmezdi.
Fakat, şimdi bırakın rafı, hayata bile geçiyor.

Projeyi herkes biliyor.
Şeker Fabrikası ile gar arasında kalan kısım yer altına inecek.
Üst taraf büyük bir bulvar olacak.
Bu işin yapımı da kolay değil elbet.
Zaman istiyor.
Zamanla birlikte kent içinde de fedakarlık gerekiyor.
Çünkü, tüm geçitler kapalı olacak, alternatif yollar bulunacak.
Bu sistem başladı bile.
Geçici hattan ilk tren dün geçti, kent içindeki otomobiller ise kendilerine yer buldu.

Geçitlerin kapanması işi aslında herkesi tedirgin ediyor.
Çünkü, kentin bir yanından diğer tarafına geçmek isteyen onca araç, trafik kilitlenmesi yaratabilir.
Özellikle Üniversite, Bağlar ve Sakarya Caddesinde yığılmalar yaşanabilirdi.
Ve bu durum, çok büyük sıkıntılar ortaya çıkarıp, kent trafiğini allak bullak edebilirdi.
Fakat görüldü ki, böyle bir durum hiç oluşmuyor.
Tramvayla birlikte kent merkezine araçla girmeme durumuna Eskişehirliler oldukça alışmış.
Kapalı geçitler nedeniyle alternatif yolları kullanıp, biraz daha uzun mesafeden dolayı kimse şikayetçi değil.
Ve sayede de trafik öyle öngörüldüğü gibi ne tıkanıyor, ne de öyle saç baş yolduruyor.

Bu durum aslında Eskişehir'de kent merkezini araç trafiğine kapatmak fikrini de destekliyor.
Tramvay sistemi ile birlikte kent merkezinin sadece yayalara ayrılması oldukça beğenildi.
Ancak o merkezin hemen yanında kalan bölgelerde ise sıkışmalar yada şişmeler meydana geldi.
Şimdi o bölgeler geçitlerle birlikte kapandı.
Ne oldu?
Hiç bir şey.
Kent trafiği işleyişini sürdürüyor.
İşte bu yazıyla bu konuya dikkat çekmek istedik.
Kent merkezinin tamamını yayalar için ayırsanız bu kentte olacak.
Çünkü, kentli gerçekten araçsız, gürültüsüz ve yolları kendisi için ayrılmış bir kenti çoktan benimsemiş.
Öyle olmasa şu geçitler konusunda daha ilk günden isyanlar başlamaz mı?