Şu kent dediğimiz beton yığınlarının arasında yürürken içimi saran sıkıntı aklımda bir soruya yol verir. Acaba, derim, kentler daima böyle iç karartıcı mıydı?
İş, sadece yol boyunca dizilmiş sıra sıra beton yapılarla bitmiyor. Binaların dışı ve içi de birer hapishane adeta. İster istemez geleneksel Anadolu evi aklıma düşüyor.
Genellikle her biri halk yapı sanatının güzel bir örneği olan geleneksel Anadolu evi, öncelikle yaşama, çevre şartlarına ve doğaya uygunluk ölçütlerini yerine getiriyor. Yapıcılar iklime, çevreye ve sosyal yaşama uygunluğu büyük bir duyarlılıkla dikkate almışlar.
Diğer yandan geleneksel ev, gerçekçidir. Konut fiyatlarının tepe yaptığı şu günler dikkate alındığında, elde olanlarla kullanıcı isteklerini mükemmel karşıladıkları görülür. Bu açıdan geleneksel evin akılcı çözüm olduğunu da söyleyebiliriz.
Eğitim yaşamımda aldığım en iyi derslerden biri olan “Temel Tasarım” dersinde akademisyenlerimiz daima bir yapının iç fonksiyonunun (aynı zamanda amacının) biçime yansıması gerektiğini söylerlerdi. Bu görüşü düstur edinmişimdir. Bu anlayışı, Anadolu evinde de görmek mümkündür.
Geleneksel Anadolu evinde tasarım içten dışa doğrudur. Bir başka deyişle kullanım amacı doğrudan evin biçimine yansır. Yüksekokul, üniversite eğitimi görmemiş yapı ustalarının tasarımın bu çok önemli ilkesini yakalamış olmaları ne ilginç, değil mi! İçinin güzelliği dışına vurmuş, derler. Kanımca Anadolu evinin güzelliklerinin başında bu ruh geliyor.
Yapının fonksiyonu ile biçimi arasında akılcı bir uyum olunca, ister istemez iç fonksiyon ile dış fonksiyon, iç biçim ile dışı biçim de uyuşuyor.
Bir geleneksel Anadolu evinde, örneğin bir zamanlar Odunpazarı Evlerinin birinde veya Sivrihisar’ın o güzelim konaklarından birinde yaşamış olanlar bilirler. Anadolu evi, tasarruflu olmanın başladığı yerdir. Çoktandır unuttuğumuz tutumluluk, Anadolu evinin doğasında vardır. O evde ne gereksiz mekânlar yaratılır ne de anlamsız yapısal fanteziler uygulanır. Geleneksel Anadolu evi, anlam ve tutum demektir.
Geleneksel Anadolu evi, kullanımda kolaylık üzerine kurgulanmıştır. Safranbolu’da, Beypazarı’nda, Osmaneli’nde gözleyebileceğiniz bu yapısal özelliği bilmiyorsanız Eskişehir Odunpazarı Evlerinde bulmanızı öğütlerim. Anadolu Evi, ne Lilliput cücelerinin ne de Sihirli Fasulye devlerinin kullanımı içindir. Anadolu evi, Anadolu insanının yaşamını kolaylaştırmak için ona yuva olarak yapılmıştır. Bu nedenle, geleneksel evin ölçüleri, Anadolu insanının ölçüleridir.
Geleneksel Anadolu evinin farklılıklarını yaratan unsurlardan biri iklimdir. Bu nedenle kuzeyden güneye, doğudan batıya Anadolu evi, iklime uygunluk gösterir. İklimsel farkların, Anadolu yapı ustalarına yansılarını, geleceğe inatla direnen o yapılarda okumak ne eğlencelidir! Çevrede ne varsa Anadolu evinde de o vardır. Bu nedenle Anadolu evi çevrede bulunan yapı malzemesinin bir devamıdır. Anadolu evi, doğaya uyumludur; doğayı sever.
Kanımca geleneksel Anadolu evi üzerine daha fazla düşünmemiz gerekiyor. Bugünkü mimariyi geliştirirken hatırlamamız, hatta öz olarak örnek almamız da bir zorunluluk…
Geleneksel Anadolu Evi
Şu kent dediğimiz beton yığınlarının arasında yürürken içimi saran sıkıntı aklımda bir soruya yol verir. Acaba, derim, kentler daima böyle iç karartıcı mıydı?İş, sadece yol boyunca dizilmiş sıra sıra beton yapılarla...