İzmir'deki Foça Deniz Üs Komutanlığı'nda görevli askeri personeli taşıyan araca, mayınlı saldırı düzenlendi. 1 uzman çavuş şehit olurken 11 asker de yaralandı. Bu saldırının "ARAP BAHARI" ve Hükümetin Suriye politikaları" veya Suriye'deki gelişmelerin, payı var Çünkü "ARAP BAHARI", isim değiştirerek, ülkemizin, gündemine taşınmak isteniyor.
AKP iktidarının, destek verdiği "ARAP BAHARI" , PKK ve yandaşlarını heveslendirdi. Suriye' de, yaşananlar daha da umutlandırdı. Siyasi iktidarın, BARZANİ dışında, tüm komşularla sorunlu olması, PKK' nın önünü açtı. Hülasa iktidarın başarısız dış politikası, olayların bu boyutlara gelmesine neden oldu.
Aslında muhalefette, siyasi iktidarı uyarmıştı. Nitekim bu alanda, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, "Türkiye kendi topraklarını hiç kimseye, hiçbir ülkeye saldırı üssü olarak kullandırmamalıdır. Bu Türkiye'ye ve Türk milletine yakışmaz. Uluslararası zeminde, Türkiye'nin muhalifleri silahlandırdığı algısı rahatsızlık veriyor." dedikte sonra "Aynısı Libya'da yaşandı. AKP hükümeti Libya muhaliflerine lojistik, parasal destek sağladı. Ama o muhalifler işbaşına geldiği andan itibaren, İtalyanlar' ın Osmanlı'dan Libya'yı aldıkları 1912 tarihinin yüzüncü yılını İtalyanlarla birlikte kutladılar. Burada da aynı şey başımıza gelecek. Türkiye topraklarında, bir Kürt devleti kurmak isteyen PKK ile işbirliği yapan Suriye muhalefetine destek vermek, kendi ayağına kurşun sıkmaktır." diyerek, dikkat çeken bir açıklama yapmıştı.
Suriye Devlet Başkanı ESAD' ın, Türkiye ve ırak sınır kapılarındaki kontrolü kaybetmesinden ve Suriye' nin, kuzeyinin, PKK'nın eline geçmesine yönelik haberler üzerinde, Türkiye' de, gelişmeler kaygı ile izleniyor. Çünkü Suriye'nin, toprak bütünlüğünü muhafaza etmesi giderek güçleşiyor. Bir parçalanma durumunda, Suriye'de çeşitli etnik gruplar kendilerine alan yaratmaya çalışacaktır.
Suriye'de, kaygı veren en önemli gelişme, PKK ve Barzani destekli Kürt güçlerinin, Suriye'nin, kuzey bölgesindeki, devlet dairelerini eline geçirme aşamasıdır. Bu durum, hükümet ve muhalefetin de gündemindedir.
Şu bir gerçek ki Esad sonrası yönetim, Türkiye'ye ciddi sıkıntı yaratacak. Bölgede, bağımsız gruplar ortaya çıkacak ve Türkiye'den de talepleri bitmeyecektir. Bugün PKK meselesinde, aslında öngörülebilirlik vardı. Ancak bölgede, bir Kürt yapılanması kurulduktan sonra, bu yapılanma PKK kontrolünde olacağı hususunda, uzmanlar hemfikridir.
Elbette Suriye' de yaşanalar, Türkiye ve İran' a da yöneliktir. Suriye'de bu hadiseler neticelendirdikten sonra, sıra Türkiye ve İran'a gelecektir. Siyasi iktidar, fotoğrafa geniş açıdan bakmıyor. Olay, sadece Suriye'deki bir iktidar meselesi değil. Büyük resme baktığı zaman, Suriye'de, bir rejim değiştirme savaşından çok daha öte, BOP ve İsrail'in güvenliğini sağlayacak, bir Kürt devletinin kurulması isteniyor.
Ayrıca Şemlide, pek çok olay yaşanıyor ama çok fazla net veri yok. Çünkü sözel ve yazılı basının, ciddi çatışmaların yaşandığı bölgede görev yapmasına izin verilmiyor. Oysa PKK, iletişim araçlarını, özellikle sosyal medyayı, hayli etkili bir şekilde kullanıyor.
Siyasi iktidar ise olayları doğru yansıtan, medyayı eleştiriyor.
Şu bir gerçek ki, "ARAP BAHARI", "PKK", özellikle de "BOP" ile Ortadoğu yeniden şekillendiriliyor. Yani, sınırlar değiştirilmek isteniyor. PKK'nın başını çektiği Kürt siyasi hareketi, sadece eli silahlı militanlardan oluşmuyor. O nedenle de üzerinde en çok düşünmemiz gereken nokta, Şemdinli'de, hayata geçirilmek istenen, yeni stratejinin "sivil" ayaklarının önümüzdeki günlerde ne olacağı veya olabileceğidir.
Artık gerçekleri görelim, yanlış dış politika, PKK terörü karşısında, Türkiye'yi yalnız bıraktı. Ayrıca dost ve müttefik görünen ülke ve ülkeler tarafından, Suriye ve Irak'taki Kürt hareketi, Türkiye' ye taşınmak ve bağımsız Kürdistan kurulmak isteniyor. O nedenle de Türk bayrağına sarılı tabutlar, sıra sıra gönderiliyor doğdukları yerlere. Ocaklar sönüyor. Evlatlar yetim, eşler ise dul kalıyor. Ateş de düştüğü yeri yakıyor.
Kimden veya kimlerden, korkuluyor veya ne yapılmak isteniyor?
ABD, AB ve BM' den mi çekiniliyor?
Öte yandan geçmiş yılarda, ABD'nin, Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, İsrail'in Lübnan' da, gerçekleştirdiği operasyonların," KENDİNİ SAVUNMA HAKKI " olduğunu belirterek, Türkiye'nin, Kuzey Irak'a, kendi başına PKK'ya yönelik, harekât yapmasına da karşı olduklarını söylemişti. Üstü kapalı olarak da uyarmıştı. Bugün ABD, Kuzey Suriye için de aynı uyarıyı yaptı.
Peki, "İsrailli askerlerin ki can da, Mehmetçiğin ki can değil mi? Veya İsrail'in, savunma hakkı var da, Türkiye'nin yok mu?
Bu, ne biçim müttefik?
GEMİYİ AZIYA ALDILAR!
İzmirdeki Foça Deniz Üs Komutanlığında görevli askeri personeli taşıyan araca, mayınlı saldırı düzenlendi. 1 uzman çavuş şehit olurken 11 asker de yaralandı. Bu saldırının "ARAP BAHARI" ve Hükümetin Suriye politikaları"...