AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu 24 Nisan Perşembe günü yerel bir televizyon kanalımızda uzunca süren bir programa konuk oldu.
Hatipoğlu katıldığı programda önemli açıklamalara imza attı. Şehir gündemini takip eden birçok arkadaşım da muhtemelen Nebi Hatipoğlu’nun açıklamalarından belli satır başları çıkaracak ve Hatipoğlu’nu destekleyen ya da eleştiren yazılar yazacaktır. Ben de kendi payıma düştüğünü düşündüğüm birkaç konu üzerinden Nebi Bey’in televizyon programındaki açıklamalarını değerlendirmek istiyorum.
Milletvekilimiz Hatipoğlu’nun işsizlik ve gençlerin iş beğenmemesi hakkında söyledikleriyle başlayalım isterseniz…
Nebi Bey iş konusuna uzanan konuşmasının başında şu minvalde ifadelere yer verdi;
“Ben bir Eskişehir Milletvekili olarak hemşehrilerimizin ihtiyaçlarını çözmek adına büyük gayret gösteriyorum. Dil, din, ırk, siyasi görüş, cinsiyet fark etmeksizin Eskişehirli hemşehrilerimizin sorunları ile ilgileniyorum. Birinin sağlıkla ilgili işi oluyor, birilerinin tayin ile ilgili işleri oluyor, iş insanlarımızın talepleri, sıkıntıları oluyor. Bunların hepsini elimden geldiğince halletmeye çalışıyorum.”
Sayın Hatipoğlu bunları belki iyi niyetli olarak söylüyor, belki de bunları alışılagelen “milletvekili hizmetleri” olarak gördüğü için böyle konuşuyor ama bir şeyi unutuyor!
Devlette sağlık işlemlerinin hızlı ilerlemesi için araya milletvekili girmesi gerekiyorsa, tayin işlemleri için Ankara’da tanıdığımız olması gerekiyorsa bu devlet-hükümet ayrımının son derece zayıfladığını işaret eder. Yani kısacası torpilsiz ameliyat olmak, torpilsiz batıya tayin olmak mümkün değil demek ki. Liyakat bitmiş, devletin birçok kurumu ahbap çavuş ilişkisi ile ilerler hale gelmiş vay be…
Bu önemsiz gibi görünen ama çok önemli olan açıklamanın ardından Nebi Bey bir şeyler daha söylüyor…
“Hemşehrilerimize yardımcı olmaya çalışıyorum ama bazen birileri geliyor onları geri çeviriyorum. Örneğin 26 yaşında mühendis çocuk. Ailesi bana iş diye geliyor. Ben bunu halletmem. Gidin bugün organize sanayide herhangi bir yere camında, kapısında işçi aranıyor, memur aranıyor yazıyor. Gençler iş beğenmiyor. Bir de devlete kapağı atıp rahat çalışmak istiyor. Devleti yatma yeri olarak görüyor. Ben sanayiden gelen adamım çalışmaya inanırım. Herkes çalışacak, öyle evde yan gelip yatmayacak. İş beğenmemezlik yapmayacak. Anne ve babalara sesleniyorum evde yatan oğlunuza, kızınıza izin vermeyin. Gidin çalışın deyin.”
Bu açıklamalar oldukça kritik…
Nebi Bey, tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi gençleri iş beğenmemekle suçluyor. Ancak sistem neden bu gençleri mühendis, öğretmen yapıp da çalışma sistemi içine entegre edemiyor? Bu soruya cevap vermek gerekiyor önce.
26 yaşında bir mühendis ülkede iş bulamazken her fabrikada işçi açığı varsa eleştirilmesi gereken gençler değildir diye düşünüyorum Sayın Hatipoğlu. Demek ki gençler eğitimlerinin karşılığını maddi, manevi alamıyor bu ülkede. İşçi de hak ettiği çalışma şartlarına sahip değil ki ülkede çok sayıda işgücü varken işsizlik bu denli yüksek.
Eskişehir’de hizmet sektörü ve sanayide işçi olmak dışında nitelikli alanlarda ne kadar yüksek istihdam var, bunu da sormak isterim.
Sizce gençler gerçekten iş beğenmiyor mu yoksa sistem mi hatalı?
Bir de şu konuya değinmeden geçmek istemiyorum…
Nebi Hatipoğlu 31 Mart Yerel Seçimleri hakkında konuşurken önemli bir noktaya daha dikkat çekti.
“Biz kaybederken ortaya çıkan 71-72 bin fark çok da büyük bir fark değil. Bu farkın oluşmasında en büyük etkenlerden biri emeklilerin sandığa gitmemesi oldu.” dedi.
Aynı zamanda şunları da sözlerine ekledi, “Ekonomi nedeniyle asgari ücretli ve emekliye zam yapamamamız bize oy kaybettirdi. O dönemde ekonomi nedeniyle zam yapamadık. Emekli sandığa gelmedi.”
Bu konu ile ilgili de şunu söylemek istiyorum. Ekonomi kötü diyenlere hayır diyen bir hükümet var ama Sayın Hatipoğlu da ekonomi kötü diyor. Ayrıca asgari ücretli ve emekliye son yapılan zam yeterli mi? Bugün emeklinin aldığı para ile asgari ücretlinin aldığı para utanılacak seviyelerde. Bu halk bugün olduğu gibi 3-4 bin zam almış olsaydı o sandıkta, Eskişehir’de AK Parti’ye mi oy atacaktı? Hiç sanmıyorum…
Herkese mutlu bir gün diliyorum. Sevgiyle kalın.