Başbakan, hükümetin "demokratik açılım" konusunda attığı adımlara karşı çıkan MHP ve CHP ile TBMM'de yapılacak kapalı oturumda bir araya gelecek. "Demokratik açılım" sürecinde atılacak bütün adımlar da Meclis'teki gizli oturumda tartışılacak.
CHP ve MHP bu oturuma katılır mı bilinmez. Ancak DTP mecliste iken, "KÜRT" veya " DEMOKRATİK" açılımı gizli tartışmak veya Gizlilik zırhına sokmak, en azında etik olmadığı gibi, hiçte hayra alamet değildir. Ayrıca Kürt veya Demokratik açılım için, TBMM' de gizli oturum yapılmasına Atalarımızın söylediği gibi develer bile güler.
Elbette ülkenin menfaati olan ve bilmemesi gerekli hallerde, Türkiye Büyük Millet Meclisi, İç Tüzüğü'nün, 70 ve 71'inci maddeleri, gereği, Meclis Genel Kurulu'nun "kapalı oturum" yapabilir. 70'nci madde gereği de Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Başbakanın veya bir bakanın veya bir siyasi parti grubunun yahut yirmi milletvekilinin, yazılı istemi üzerine kapalı oturum yapabilir. Buna denecek hiçbir şey yok.
Ancak Kürt veya "Demokratik" açılım için, TBMM' de gizli olarak oturum yapmak yanlıştır. En azından da halka karşı etik değildir. Çünkü PKK' yı muhatap alın diyen ve çözümü de İmralı' da gösteren, DTP meclistedir. Durum bu olunca da, halktan gizli ne olabilir ki?
İktidar, artık gerçekleri ve tehlikeyi görmelidir. DTP ve PKK Kürtçenin, günlük yaşamda kullanılması, öğrenilmesi, öğretilmesi, kültürün yaşanmasıyla tatmin olmayacaktır. Bu cephenin tatmin olması için, Kürt kimliğine anayasa düzeyinde siyasi nitelik kazandırılması, Kürtçenin, resmi eğitim dili olarak kabul edilmesi, Güneydoğu'nun ayrı bir siyasi ve idari yapıya kavuşturulması, bölgeye özerklik verilmesini istemektedir. ABD' nin BOP' la gerçekleştirmek istediği tablo da bu değil midir?
İktidarı, anayasa düzeyinde bir kurumsallaşmaya yol açmadan, Kürtçe yayın ve Kürtçe öğrenim konusunda henüz açılım paketi ortaya çıkmadan adım atmaya hazır görünüyor. Nitekim Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT 'ye tanınan 24 saat Kürtçe yayın olanağının özel televizyonlara verilebileceğini açıkladı. Ardından RTÜK 'ün, bu yönde bir çalışma yaptığı kamuoyuna yansıdı.
Hiç şüphesiz ki Hükümet, bu talepleri karşılamadığı sürece, DTP ve PKK' yı tatmin edemeyecek ve terör eylemlerinin başlaması ve yaygınlaştırılması tehdidiyle karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca DTP ve yandaşları, PKK'nın silahlı kadrosunun, müzakerede, bir çeşit güvence olduğu görüşü açıkça dillendirilmekte, en azından böyle düşünmektedirler. Hülasa AKP iktidarı, Kürt meselesinde, akıl almaz açılımlar yapsa bile PKK silah bırakmadıkça sorun çözülmez.
İktidarının kafasında, Kürt açılımı falan yok. Zaten olmamalıdır da. PKK'yı dağdan nasıl indirir ve yok ederim düşüncesi var. Aslında yapılması gereken de budur. Açılım değildir. Çünkü Kürt açılımı Türkiye, hatta Kürtler için felaket olur. Tablo bu olunca da İktidarın, halktan saklayacağı ne olabilir ki?
Diğer yandan AKP Merkez Yürütme Kurulu, ülkenin onca hayati sorunu çözüm beklerken, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın yürüttüğü, "KÜRT AÇILIMI" veya "DEMOKRATİK AÇILIMI", TBMM' in açılmasından, hemen sonra yapılacak bir 'kapalı oturum' da ele alınacakmış. Kapalı oturum son derece manidardır. Güya gizli oturumda, bütün toplumun desteklemesi gereken bir "reform paketi" ni, vekili oldukları halktan gizli görüşecekler. Gizli oturumda, konuşulanlar. Oysa Gizli Oturumda konuşulanları, terör örgütü, PKK ve yandaşları yanında, ABD ve AB anında öğrenecek, Halkımız ise TBMM İç tüzüğü gereği 10 yıl beklemek zorunda kalacaktır. Tabii ömrü vefa ederse... .
Diğer yandan ABD'nin, elçi görünümlü, James Jeffrey, çıktığı Doğu ve Güneydoğu turlarına, Türkiye'ye bol bol akıl veriyor! Çok iyi Türkçe bilen Jeffrey, DTP' li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i de sık sık ziyaret ediyor.
Almanya'nın, Ankara Büyükelçisi Cuntz' ın, Güneydoğu gezisinde uğradığı adresler ise bir hayli dikkat çekti. Cuntz, Süryani vatandaşların yaşadığı Şırnak'ın İdil ilçesine bağlı Sarıköyü'nü ziyaret etti. Turabdin Metropoliti Mor Samuel Aktaş'un, dertlerini dinleyen Cuntz, köyde bulunan kilise ve köyün bazı eksikliklerinin giderilmesi için 12 bin 500 euro bağışta bulundu. Cuntz, köyde yaşayan Süryani vatandaşlarla da sohbet etmesi ve ABD elçisinin ve yetkililerin, faaliyetleri, BOP' un, gerçekleştirilmesine, yani Türkiye' nin parçalanmasına yöneliktir.
Türk halkı, artık gerçekleri görmelidir. DTP ve PKK tarafından, Anayasa düzeyinde siyasal kurumlaşma ve Güneydoğu bölgesinde, özeklik talep edilmektedir. Bunun varacağı yer ise bütünleşme değil, bugün olmazsa bile, gelecek ayrışma olacaktır. Hala bu gerçeği göremeyen siyasiler, medya, özellikle de köşe yazarları varsa ne denebilir ki?
GİZLİ OTURUMA DEVELER BİLE GÜLER
Başbakan, hükümetin "demokratik açılım" konusunda attığı adımlara karşı çıkan MHP ve CHP ile TBMM’de yapılacak kapalı oturumda bir araya gelecek. "Demokratik açılım" sürecinde atılacak bütün adımlar da Meclis’teki...