ESO Başkanı Sayın ÖZAYDEMİR, son yıllardaki icraatı ve söylemleri ile dikkat çekiyor. Özellikle de Türkiye'nin, ekonomik krizden çıkış sürecine ilişkin karamsar bir tablo çizerek, etkilerinin 2011 yılına kadar devam edeceğini vurgulaması, işletmelerin, tedbir alınması açısından önemli bir tespittir.
Sayın ÖZAYDEMİR' in, "...Türkiye'de var olan 1 milyon 300 bin işyerinden 780 bini üç kişi ve altında çalıştırıyor. 500-600 kişi çalıştıran firmalar bir kişi daha işe alabilirler ama zaten 3 kişi, hatta 2 ve bir kişi ile çalışan firma, nasıl bir işçi daha alacak? Bunun yaşadığımız istihdam ve işsizlik sorununa yeterli çözüm getireceğini düşünmüyorum" sözlerine katılmamak mümkün mü?
Türkiye İstatistik Kurumu'nun, Hane halkı İşgücü Araştırması'na göre 2009 yılında işsizlik oranı yüzde 14 oldu. Bu oran, bir önceki yıla göre 3 puanlık bir artışı ifade ediyor. "İşsiz" olarak kayda geçen kişi sayısıysa 3 milyon 471 bin kişiyi buldu. İstihdamın, sektörlere göre dağılımına bakıldığında sanayide 1.6 puanlık gerileme dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 155 bin kişi azaldı. İnşaat sektörünün payındaysa her hangi bir değişik görülmüyor.
Sayın ÖZAYDEMİR ' in , "bizde de emirle, demirle, bu işler çözülmez. Daha farklı önlemler alınması gerekiyor" sözleri, siyasi otorite tarafından dikkate alını mı bilinmez ama yerel ve ulusal bazdaki ve Eskişehir' de, pek çok işletme zor durumdadır.
Şu bir gerçek ki global ekonomik kriz tüm dünyayı sarstı ve sarsmaya da devam ediyor. Dünyada ithalat ve ihracatta yaşanan daralma lojistik sektörünü, son derece olumsuz etkilediği söyleniyor ama hala Siyasi otorite global ekonomik krizin, Türkiye' ye etkisinin olmadığını söyleyebiliyor. Oysa ülkemizde, bu kriz dolayısıyla pek işletme kapandı.
Sayın ÖZAYDEMİR' in, " ...Bizde, dövizi piyasa kendi belirler deniliyor. Ama öyle değil. Hükümet, kendi açığını kapatabilmek için dışarıdan döviz gelmesini çeşitli masa altı teşviklerle destekliyor. Dolayısıyla döviz, yükselmiyor. Öyle olunca ithalat artıyor, ortalık yabancı mal kaynıyor ve iç üretim düşüyor. İç üretimin düşmesi demek de işsizliğin giderek artması demek. " sözleri ile de Türkiye ve Eskişehir' in, kanayan ve kangrene dönen bir yarasını gündeme getirdi.
Gerçekten de dövizin, serbest piyasada oluşmaması. Dışarıdan Türkiye'ye döviz gelmesi için teşvik edilmesi ve düşük seviyede kalmasının sağlanması, ihracatı olumsuz etkilemektedir. İthalatı ise tetiklemekte ve iç üretimi düşürmekte, özellikle de dövizdeki gelişmelerden, en çok da yabancı yatırımcılar yarar görmektedir.
Geçmiş yıllarda da Eskişehir'de, Organize Sanayi Bölgesinde, odaklaşan ve realize edilen yatırımların çoğu, hükümetlerin uygulandıkları, "Sabit kur" "Düşük faizli kaynak sağlanması" ve " ithal ikamesi sağlayan malların korunması" politikası veri olarak kurulmuştu. Ancak Siyasi otorite tarafından gündeme alınan, Ekonomi-politika kararları, geçmişteki uygulamaları bir gecede değiştirmiştir. Kurulan dengelerde bozularak sanayiciyi zor durumda bırakmıştır. Özellikle de kur farklarının kaldırılmasını nedeniyle de döviz kurlarındaki artış borçları artırmış, yatırım kredilerinin maliyetini artırmış, ihracata da büyük zarar vermişti.
Elbette Eskişehir' de kriz yönetiminde ideal olan, krizi başarıya dönüştürmektir. Krizin başarıya dönüştürülmesi, ESO ve ETO' nun, duruma aktif müdahalesini gerektirir. Nitekim Global ekonomik krizin ardından, dünyada, yeni bir ekonomik sistemin yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Sayın ÖZAYDE MİR' in söylediği gibi, bu sistemde malın fiyatını maliyet-kar değil, tamamen piyasa belirleyecek. Öyle olunca da firmalar batmamak için ya düşük maliyet-çok üretim peşinde olacaklar, ya da iflas edeceklerdir. Her iki durumda da işsizlik artacak.
Sayın ÖZAYDEMİR' in, açıklamaları umut vericidir. Ancak Dünyada, global krizden sonra, düşük faiz ve yüksek likide dönemini sona erdi. Bankacılık sistemi yeniden yapılandırılıyor. Hatta devlet bankaları, yeniden devreye giriyor. Dünyada ve ülkemizde Likidite ve kredi daralması bekleniyor. Serbest Piyasa ekonomisi, kurallı ekonomik piyasaya dönüşüyor. Ancak Ekonomideki beklenmedik durum da siyasi istikrarsızlığın, önemli rol oynayacağı gözden uzak tutulmamalıdır.
Hülasa dünyada, devletçi anlayışa doğru bir yöneliş var. Dünyada, yeni bir denetim- gözetim sistemi gündemdedir. Eskişehir, özellikle de ESO ve işletmeler, dünyadaki bu tabloyu dikkate alarak, buna göre de yeni stratejiler, yöntemler belirlemek, gelişmelere göre de sürekli yapılanmak zorundadır.
GLOBAL EKONOMİK KRİZ VE ESKİŞEHİR
ESO Başkanı Sayın ÖZAYDEMİR, son yıllardaki icraatı ve söylemleri ile dikkat çekiyor. Özellikle de Türkiyenin, ekonomik krizden çıkış sürecine ilişkin karamsar bir tablo çizerek, etkilerinin 2011 yılına kadar devam edeceğini...