Gözaltı ‘’gözdağı’’ tutuklama ‘’cezalandırma’’ haline gelirse

Tüm uygulamalar birlikte değerlendirildiğinde ‘’amaç gözdağı vermek ve korku iklimi yaratmak’’ tespitine itiraz etmek olanaksız hale geliyor.

Gözaltına almalar, tutuklamalar arka arkaya geliyor.

Yapılanları ‘’yasa gereği’’ olarak kabullenmek olanaksız…

İfade için davet edildiklerine anında gelebilecek insanlar bile apar topar gözaltına alınıyor.

Yapılan iş ‘’yasalara uygun’’ olsa bile vicdani kurallara uygun değil…

‘’İyi niyet’’ aramak çok zor…

‘’Amaç ne’’ sorusu karşılığında, yanıt olarak ilk akla gelen de belli…

‘’Gözdağı vermek…’’

Tutuklamalar da çok farklı değil…

Yeri yurdu belli olan, kaçma olasılığı hiç olmayan insanlar tutuklanarak cezaevine konuluyor.

Türkiye’de ‘’hızlı yargılama’’ diye bir şey yok.

Duruşma aralıkları oldukça uzun…

Tutuklanan insanlar aylarca cezaevlerinde kalıyor.

Aralarında yıllarca kalanlar bile var.

Tutuklama ‘’tedbir’’ amacı ile uygulanan bir yöntem…

Ancak Türkiye’deki uygulamaya ‘’tedbir’’ demek olanaksız…

Tutuklama tam anlamıyla ‘’cezalandırma’’ olmuş durumda…

Davası sonuçlansa belki hiç cezaevine girmeyecek olan insanlar bile aylarca ‘’tutuklu’’ olarak cezaevlerinde kalıyor.

‘’Amaç ne’’ sorusu karşılığında ilk akla gelen yanıt belli…

‘’Korku iklimi yaratmak’’ dışında bir şey değil…

Gerçek amaç o olmayabilir…

Ancak yapılanlardan başka bir anlam çıkartmak olanaksız…

Gözaltına alınan tutuklanan insanlar da oldukça dikkat çekici…

Belediye başkanları, siyasi partilerin genel başkanları, milletvekilleri, gazeteciler…

Hepsini ortak özelliği de ‘’iktidara muhalif’’ olmak…

İktidar yanlısı olanlar arasında da benzeri eylemlerde bulunanlar oluyor.

Ancak onlara uygulanan bir yaptırım yok.

Gözaltına alınmaları, tutuklanmaları şöyle dursun ifadeleri bile alınmıyor.

Hedef alınan yalnızca ‘’siyasiler’’ değil…

Sanat dünyasından hedefler de var.

Sanatçı menecerliği yapan bir kadın…

Önce ‘’tekelleşme yaratmak’’ ile suçlandı.

O suçlamadan bir şey çıkmamış olacak ki, ‘’gezi olaylarına sanatçı sağlamak’’ gibi bir suç icat edildi.

Tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Sanatçıların ifadeleri alınıyor.

Aralarında hakkında soruşturma açılanlar da oldu.

Olayın üzerinden 12 yıl geçti.

Çoğu o günleri unutmuş bile olabilir.

12 yıl öncesine dair neyi ne kadar anımsayıp sorulara yanıt verecekler?

Akıl sır erdirmek olanaksız…

Halk TV mensubu 3 gazeteci gözaltına alındı.

Gerekçe inanılır gibi değil…

Yaptıkları ‘’gazetecilik’’ dışında bir şey değil…

Ama ‘’muhalif’’ olmaları yeterli…

Tüm uygulamalar birlikte değerlendirildiğinde ‘’amaç gözdağı vermek ve korku iklimi yaratmak’’ tespitine itiraz etmek olanaksız hale geliyor.

Amaca ulaşılır mı?

Bilemeyiz…

Ancak amaca ulaşılsa bile gerçekler değişir mi?

Toplumdaki hızlı yoksullaşma süreci yok olur mu?

Korkunç ihmaller sonucu yaşanan felaketlerin acısı unutturulabilir mi?

Elbette ki hayır…

Doğal olarak korunmak istenen iktidar koltuğu da bu yöntemlerle korunamaz…

Siyaset Haberleri