GÜÇLÜ TSK GÜÇLÜ TÜRKİYE

Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı. Yurdun, dört bir tarafında, coşku ile kutlanacak, Türk ordusunun, Türk toplumu için ne ifade ettiği, tarihi süreç içinde, bir kez daha anımsanacaktır. Ancak son yıllardaki TSK ile ilgili, gelişmeler...

Bugün, 30 Ağustos Zafer Bayramı.
Yurdun, dört bir tarafında, coşku ile kutlanacak, Türk ordusunun, Türk toplumu için ne ifade ettiği, tarihi süreç içinde, bir kez daha anımsanacaktır. Ancak son yıllardaki TSK ile ilgili, gelişmeler ve TSK' ya, kurulan kumpas, dış ve iç şer odakları umutlandırdı.
Ayrıca bağımsızlık ve şeref sembolümüz, bayrağımız, dış ve iç şer odakları hedefindedir. Nitekim Diyarbakır, İstanbul ve Antalya'da bayrağımız saldırıya uğrarken,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ağır tehditlerle karşı karşıyadır. Tarihi Şark Meselesi, hala gündemdedir.
Bulunduğumuz coğrafyada, emperyalist güçlerin, "Böl-parçala-yönet" veya "böl-parçala-yut" şeklinde stratejileri ve küresel düşmanlık projeleri, ülkemiz içinde, ciddi bir tehlike olup, milli ve üniter devlet yapımız, toprak bütünlüğümüz, milli birliğimiz, tehdit altındır.
Dil, mezhep, etnik ve siyasi bazda ayrımcılığın körüklendiği, İslam dünyası cahiliye devrini bile aratacak, bir dönemin pençesindedir. Askeri, ekonomik ve kültürel emperyalizm nedeniyle, Türk ve İslam dünyası, adı konmamış bir savaşla karşı karşıyadır.
Değişen dünya dengeleri içerisinde, Türkiye, Ortadoğu, Balkanlar ve Orta Asya ekseninde, kilit ülke durumuna gelmiş ve jeostratejik önemi de artmıştır. Ortadoğu, Kafkaslar, özellikle de Orta Asya'nın, zengin enerji kaynaklarının, Batı tarafından kontrol altında tutulup, kullanılması hayati önem kazanmıştır. O nedenle de Batı, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya eksenin de, güçlü bir Türkiye istemiyor.
Öte yandan coğrafyamızda, terör örgütleri cirit atarken, iktidar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, yetkilerini yeniden düzenliyor. Özellikle de darbelerin yasal dayanağı olarak gösterilen, TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesi'ndeki, TSK'nin vazifesi, yeniden tanımlandı.
Yeni tanıma göre, Silahlı Kuvvetlerin vazifesi: Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan, Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır." ifadesi, değiştirildi. Değişikliğe göre, "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi: Yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararıyla, yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır," olarak belirlendi.
Ayrıca TSK, İç Hizmet Kanunu'nda, "Türk vatanını, istiklal ve cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyeti" şeklinde yapılan askerliğin tanımı, "harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyeti" olarak ifade edildi.
İktidarın çıkardığı yasayla, operasyon yetkisi elinden alınan Mehmetçik, valiler tarafından izin verilmediği için, teröristlere karşı sıcak takip yapamıyor. Nitekim Eski Genelkurmay Başkanı, Sayın Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 27 Haziran 2007'de Eğirdir Dağ Komando Okulu'nda düzenlediği basın toplantısında, terör örgütü PKK karşısında, askerin elinin kolunun bağlı olduğunu ima etmişti.
Ayrıca, ordu birliklerinin, iç görevlerdeki durumunu düzenleyen EMASYA Protokolü ve iç hizmet kanunu kapsamında; İl İdaresi Kanunu'na açıklık getirmek amacıyla, Bakanlar Kurulu'nun kararı ile hazırlanan Valilerin 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/d maddesi gereğince; Askeri Birliklerden Yardım İstemesine İlişkin Esaslar" Protokolü, 18 Nisan 2013 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girmiştir.
Yürürlüğe giren Protokol; Bir veya birden fazla ilde çıkan veya çıkabilecek ya da bir ilde çıkarak komşu illere sirayet eden veya etmesi muhtemel her türlü toplumsal olay ile terör olaylarında. İl valilerinin, askeri birlik komutanlarından yardım talep etmesi üzerine; Askeri birlik komutanlıklarından kuvvet tahsis edilmesi durumunda iller ve kuvvetler arasında işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırılması ile emir komuta ilişkilerini kapsamaktadır.
TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesinde yapılan bu değişiklikle EMAYSA protokolü ile TSK ya verilen yetkiler, böylece geri alınmış oluyor. Ayrıca yapılan bu düzenleme anayasanın 122 maddesi ile TSK'nin görev kapsamına giren, Olağanüstü hal ve sıkıyönetim ilanında, TSK'yi, devre dışı bıraktı.
Türk Silahlı Kuvvetleri, belli çevrelerin organize bir yapı içerisinde yürüttükleri, menfur bir saldırıyla, karşı karşıya olduğunun farkındadır. Başarısız kalmaya mahkûm olan bu menfur saldırılara karşı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, kendisini koruyacak tedbirleri de alacağı şüphesizdir.
Elbette TSK' nın, pasifçe edilmesinde, Genel Kurmay Başkanları ve ekiplerinin de, payı da var. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, en önemli güvencesi, Türk halkı ve Türk yargısının adaletidir. Ancak son yıllardaki gelişmeler, dış ve iç şer odakları, daha da cesaretlendirdi. Her şeye rağmen, millet olarak, soğukkanlı, daha dikkatli ve sorumlu davranmak ve TSK' ya da sahip çıkmak mecburiyetindeyiz.
Türk halkı, kimliğine, değerlerine, özellikle de TSK' ya sahip çıkmak zorundadır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti' nin, korunması güçlü TSK ile mümkündür. Güçlü TSK, halkımız ve dostlarımıza güven verirken, düşmanlarımıza karşı da caydırıcı olacaktır. Aksi halde, Rahmetli Turgut ÖZAKMAN' nın, "DİRLİĞİN, BİRLİĞİN, DİLİN, BENLİĞİN, TARİHİN, YURDUN, ADIN, BİR KEZ DAHA GİDERSE, BİR DAHA HİÇ GERİ DÖMEZ..." uyarısı hayata geçer. Son pişmanlık da fayda vermez.
Halkımızın ve TSK' nın, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı, kutluyor, Atatürk'ü ve şehitlerimizi, şükranla anıyoruz.

Haberleri