GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ!

Başbakan Sayın Erdoğan, Gezi Parkı ile ilgili olaylarda, tencere, tavayla komşuyu rahatsız etmenin suç olduğunu belirterek vatandaşlara, "Bunları, sizler yargıya taşıyacaksınız. Her şeyi devletten beklemeyin," sözleri, çeşitli...

Başbakan Sayın Erdoğan, Gezi Parkı ile ilgili olaylarda, tencere, tavayla komşuyu rahatsız etmenin suç olduğunu belirterek vatandaşlara, "Bunları, sizler yargıya taşıyacaksınız. Her şeyi devletten beklemeyin," sözleri, çeşitli yorumlara neden oldu.
Nitekim CHP Milletvekili Sayın İnce, "Başbakan'ın, halka, tencere tava çalanları yargıya şikâyet edin çağrısına, "Komşuları, birbirine düşman edecek, Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları, bir kez daha göstermiştir ki bu ülkenin, en önemli sorunlarından biri, bizzat Başbakan'ın kendisidir.." diyerek tepki gösterdi.
Aslında olaylara, özellikle de halkı rahatsız eden gelişmelere, tek taraflı bakmak veya belli bir kesimi, sorumlu tutarak, diğerlerini göz ardı etmek sorunu çözmez.
Ebette gecenin geç saatlerinde,"GÜRÜLTÜ" kaynağı, ne olursa olsun insanları rahatsız eder. Ancak Sayın ERDOĞAN ın, her türlü gürültüye karşı olması gerekirken, yalnız Gezi Parkı, gelişmelerinde, tencere tava çalanlara, tepki göstermesi dikkat çekicidir.
Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın, yalnız tencere tava çalanlara değil, her türlü gürültü kaynağına tepki göstermesini beklerdik. Çünkü Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın da katıldığı, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti açılış törenin de, geç saatlerde yapılan havai fişek gösterisi sunulması sonucu, meydana gelen gürültü, pek çok vatandaşları rahatsız etti, uyku da bulunan, pek çok insanımızı, özellikle de çocukları uyardı ve korkuttu.
Yine, gürültünün eğitimini de yapan, " ÜNİVERSİTELERİN" nin, statta yapmış olduğu mezuniyet günlerinde, yüksek müzik ve geç saatlerde atılan havai fişek gürültüsü, artık gelenek haline geldi. Vilayet ve Belediyelerin etkinliklerinde, kentteki beş yıldızlı otellerde de durum bundan farklı değildir. Nitekim ilimizde faaliyet gösteren beş yıldızlı bir otelde, yapılan düğünde, çalınan müzik, gürültüsü karşısında, müdahale etmek zorunda kaldık.
Ayrıca Düğün, sünnet, v.b. toplu merasimlerde, aşırı gürültülü ve müzik, çevrede bulunabilecek yaşlı, hasta ve bebekleri ciddi şekilde rahatsız eder.
Oysa gürültüyle ilgili mevzuata baktığımızda: Türk Ceza Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyet Tüzüğü, Belediye kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Trafik Tüzüğü, İşçi sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü gibi kanun ve Tüzükler, genel anlamda gürültüden bahsederler. Ancak,9 Ağustos 1983 tarih ve 2872 sayılı Çevre Kanunu'nda gürültü konusuna 14.madde de yer vermiş ve "kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde yönetmelikle belirlenen standartlar üzerinde gürültü çıkarılması yasaktır.
Ayrıca Fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları, konutlar ve ulaşım araçlarından gürültünün asgariye indirilmesi için gerekli önlemleri alır."şeklinde düzenleme getirmiştir Ayrıca, İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Tüzüğü iş yerinde gürültü derecesinin 95 DB 'i geçemeyeceğini belirtir.
Umumi Hıfzıhhısa Kanunu da büyük endüstri merkezlerinin, konutların yakınında kurulmasını önleyen ve sınırlayan maddeler vardır Ancak incelendiği takdirde görülür ki, kanun, tüzük ve diğer yazılı hukuk metinlerinde gürültüyle ilgili hükümler sadece, "İnsanın rahat ve huzurunun bozacak derecede gürültünün ve sesin olamayacağını" kabul eder.
Yasa bu ise sesin derecesini belirtmediği için, denetimler objektif bir ölçü olmaksızın yapılması sonucunu doğurur. Gürültünün, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinin olduğu, bilimce de kabul edilmesine ve birçok yasa ve tüzük de uygulamada olmasına rağmen, bir türlü, kentlerde "gürültü kirliliğinin" önlenememesi dikkat çekicidir.
Elbette gerekçesi ve kaynağı, ne olursa olsun insanımızı rahatsız eden her türlü "GÜRÜLTÜYE" karşıyız. Karşı da olmak zorundayız. Çünkü söz konusu olan insan sağlığıdır. Gürültünün işitme duyusunda oluşturduğu olumsuz etkiler, geçici ve kalıcıdır.
Gürültü aynı zamanda, kas gerilmeleri, stres, kan basıncında artış, kalp atışlarının ve kan dolaşımının değişmesi, göz bebeği büyümesi, solunum hızlanması, dolaşım bozuklukları ve ani refleksleri de beraberinde getirir.
Ayrıca gürültü, insanı psikolojik olarak da etkiler. Sinir bozukluğu, korku, rahatsızlık, tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde yavaşlama gelir. Ani olarak yükselen gürültü düzeyi, insanlarda korku oluşturabilmektedir.
Gürültünün, iş verimliliği ve üretkenliği de etkiler. Belli bir iş ya da fonksiyon için belirlenen arka plan gürültüsünün fazla olması durumunda is verimliliği düşmektedir,
Hülasa yalnız tencere, tava değil, her türlü gürültü, insanları rahatsız eder. Gürültü karşısında, tek taraflı düşünmek çözüm değildir. O nedenle de her türlü gürültüyü önlemek için, etkili yasal düzenlemeler yanında, halkımızın gürültü kirliliği alanında, bilgilendirilmesi, en önemlisi de eğitimi şarttır.

Haberleri