Güzel annelerimize…

Yemezler yedirirler, giymezler giydirirler. En iyisi bizlerin olsun diye, çırpınıp didinirler. Onlar aslında kanatsız birer melektirler!..

Kadın; yediği yemekle değil, gördüğü sevgiyle doyar. Harcadığın para kadar değil, gösterdiğin sevgi kadar güzelleşir. Aldığı solukla değil, verdiğin güvenle yaşar. Öptüğün dudakla değil, ettiğin dua ile mutlu olur. Ve bir kadını anlamıyorsan bil ki sözleriyle değil, gözleriyle konuşuyordur. Kadınları iyi anlayın!..

Kadının fikirlerini önemseyeceksin. Söylediklerine güveneceksin. Sustuklarını tüm kalbinle anlayacaksın. Seviyorsa kıskanır, trip atar kadın, katlanacaksın. Gülüyorsa; sebebi, ağlıyorsa mendili olacaksın. Yarası değil, bandı olacaksın kadının. Kadının güvendiğine değecek, kalbine dokunacaksın. Yardımcı olacaksın kadına, sorumlulukları paylaşacaksın, her şeyi onun üzerine yıkıp, çekilmeyeceksin bir kenara. Sırları olamayacak kadının, sen sırdaş olacaksın ona. En yakını, diğer yarısı olacaksın. Ondan başka herkese kör olacaksın. Çünkü kolay incinir kadın. Saçları yerine gururuyla oynarsan, ayakta tutmak yerine onu ayakta uyutursan, o sana dualar ederken, sen başkalarıyla oyalanırsan, o senin hatalarına körken, sen ona nankör olursan incinir kadın…

Narindir kadın. Alıngandır, duygusaldır. Bazen olur olmadık şeylere gözyaşları akıverir. Söz konusu çocuklarıysa hele bir de, gözü bir şeyi görmez, dünyaları yakıverir.

Hepimiz annemizin karnında, dokuz aylık yaptığımız bir yolculuk sonucunda dünyaya geliriz. Savunmasız, her şeyden habersiz, sevgiye, ilgiye ve bakıma muhtaç… Sonra annemiz alır bizi tüm şefkatiyle kucağına. Bize kol, kanat gerer. Bakar, büyütür, okşar, sever, öper… Kısacası her şeyini, tüm hayatını bize adar. Artık kendinden daha çok düşüneceği bir varlık vardır yaşamında… “Yavrusu!…”

Yemezler yedirirler, giymezler giydirirler. En iyisi bizlerin olsun diye, çırpınıp didinirler. Onlar aslında kanatsız birer melektirler!.. Bazen çatışmalar çıkar aramızda, bizi anlamadıklarını düşünürüz. Ama aslında onları anlamayan bizlerizdir. Onlar her zaman bizim iyiliğimizi isterler.

Anne hakkı ödenmez. Hayatta hürmete en layık varlıklar annelerimizdir. Yönümüzü kaybettiğimizde, yol gösteren fenerimizdir onlar. Işık saçarlar bize, yolumuzu aydınlatırlar. Yanlarında olmasak bile kalpleriyle görürler, hisleri öyle kuvvetlidir ki bazen söylemediklerimizi bile hissederler. Mutlu olduğumuzda bizden çok sevinirler, üzgün olduğumuzda bizden çok içleri yanar.

Pazar günü Anneler Günü'ydü. Oysa karşılıksız sevgi ve fedakarlığın simgesi olan başımızın tacı değerli annelerimizin gününü yılda sadece tek bir güne sığdırmak olmaz. Yine de adet olmuş, her anneler gününde biz çiçeğimizi, hediyemizi alıp, biricik annemizin boynuna sarılıp, yanaklarına tatlı birer öpücük konduruyoruz. Sevgimizi gösterip, onların gönüllerini alıyoruz. Oysa sevgimiz gösteremeyeceğimiz ve tarif edemeyeceğimiz kadar büyük aslında!..

Haklarını hiç bir zaman asla ödeyemeyeceğimiz, hem evlatlarında, hem de yuvalarında büyük emekleri olan, gündüz tarlada, fabrikada, bankada, hastanede, yeri geldiğinde en ağır işlerde çalışan ama akşam eve geldiklerinde o yuvayı en renkli çiçeklerle bezeli bir bahçeye dönüştüren ve sevgileriyle bize güç veren değerli annelerimiz sizleri çok seviyoruz.

Ben buradan önce canımdan çok sevdiğim kendi annemin, sonra iki evladı olan canım kardeşimin ve evlatları için canını hiçe sayan, onlara hem annelik, hem babalık yapan tüm annelerimizin Anneler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, ebediyete uğurladığımız sevgili annelerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Nurlar içinde yatsınlar, mekânları cennet olsun.

Güncel Haberleri