Vay be!
Gerçektende de insanın bu sözü diyesi geliyor.
Öylesine eleştirmenler varmış ki şu kentte, nutkumuz tutuldu.
Ve bu kişiler sanki pusuya yatmış, başarısız bir sonucu bekliyormuş.
Eskişehir'de bir maç kaybedilince anında başladılar felaket telalığına.
Vay vay, nasıl yenilirmiş Es-Es, Eskişehir'de.
Nasıl olurda taktik tutarsızlıklar yaşanırmış!
Nasıl olurda oyuna giren oyunculardan maç kurtarması beklenirmiş.
İşin kötüsü sakatlanan futbolculara bile 'nasıl sakatlanırlar?' diyenleri bile gördük bu hafta.
Daha neler neler var.
Eleştirinin biri, bin para.
Sebep;
Mağlubiyet ve ilk kez...
Her yenilgiden sonra böyle ağır eleştiri koyacaksak ortaya, o zaman buyurun hep birlikte eleştirelim Rıza Çalımbay'ı...
Daha birkaç yıl kadar öncesine kadar B liginde olunduğunu unutmadan ama;
Ayağımızı yere sağlam basa basa...
Bugün süper ligin 4ncü takımı olunduğunu unutmadan...
K K K
Sivas'ın hocası istifa etti.
Malum; takımları küme düşme potasında.
Bizi ilgilendirmez.
Bizi ilgilendiren tarafı şurada...
Sivas ilk kez gelmişti Eskişehir'e.
Ne tarihi olan ne de Türk futbol kültürüne biraz olsun katkı yapabilen bir camia olamadı onlar.
Ama iyi havaları vardı.
Aslında bize göre tek artıları da şehrin topladığı para ile aldıkları otobüstü.
Ama otobüste otobüs hani...
Kıyak duruyordu Anemon Otel'in önünde.
İç geçirmiştik araca bakarken, bir gün bizimde olur mu diye.
O gün Sivas'ın hocası, Eskişehirspor'u biraz küçümsüyordu.
Kadronun ligde kalmaya bile yetmeyeceğini söylüyordu.
Bunu derken kendi ekibinin gücünden kuvvet aldığı muhakkaktı.
Çünkü elinde ne maziden, ne camiasından, ne taraftarından, ne de başka bir şeyden güç alacak tek bir kıstası yoktu.
Tek dayanağı topa daha düzgün vurabilen birkaç futbolcusuydu.
Ve yaşadıkları sportif başarı geçici oldu.
Ligin dibine demir attılar şimdi.
Yarın daha da kötü olmamaları için bir neden yok.
İstifalarda hemen geldi zaten.
Bizce olağan bir şey oldu.
Ama Eskişehirspor öyle mi?
Herkes eteklerindeki taşı döksün, söylesin.
Eskişehirspor bir Sivas mı?
Ne mümkün.
Türk futbol ve tribün tarihine şekil vermiş, harita çizmiş bir camia var burada.
Anıyla şanıyla 'Kırmızı Şimşeklerden' söz ediyoruz.
O yüzden bırakalım taktiksel yanlışları bir kenara.
İnce mevzuları zamanı gelince konuşuruz.
Çünkü ortada 8nci haftada ancak yenilen bir takım var.
Bundan sonra da yenilmesi zor olan bir takımın sahibi bir kent var.
İstanbul medyasının hep çekinerek söylediği bir Eskişehir deplasmanı var artık.
Farkında mısınız?
Tıpkı 70'ler-80'ler gibi...
O yüzden;
Hadi gelin eleştirelim Rıza Çalımbay'ı...
Neresini eleştireceksek.
Çünkü eseri ortada, iyi gidiyor, hem de çok iyi...
Yukardan birden tepetaklak yere çakılan Sivas gibi günlük değil.
Emin adımlarla merdivenleri çıkan Eskişehirspor'u yapıyor.
Eksikler yok mu?
Elbette var ama imkanlarda ortada.
Bu arada şunu söyleyelim.
Evet, Eskişehirspor'un kıskanılacak bir otobüsü yok.
Bırakında tek fark otobüs olsun.
Bu camia kamyon kasalarında da gitti maça.
Daha da çok gider.
Çünkü Eskişehir ve Eskişehirspor farkı öyle kolay olmuyor.
Otobüs nedir ki?
Bir gün reklam için değil de;
Gerçekten ve samimi duygularla bir otobüs alan olur.
Almasalar da fark etmez.
Dediğimiz gibi Eskişehirspor olmak kolay değil.
Son sözümüz de Başkan Halil Ünal'a olsun...
Doğru bildiği yolda ilerliyor.
Gelin verin hakkını Ünal'a.
B ligi çamurundan aldı getirdi bu takımı buraya.
Bunu yaparken de ne Maliye Bakanı vardı yanında, nede başka birisi.
Varsa yoksa Kadir Çalışıcı vardı tek başına.
Bugünün borçsuz takımını ve Süper Ligde namağlupluk unvanı gitti diye eleştirilen bir takım yarattılar.
Bazen düşünüyoruz da;
Galiba çok fazla şey istiyoruz, hemen olsun diyoruz.
Bir anda olsun bitsin istiyoruz.
UEFA.
Yeni stadyum.
Plaza çapında bir Esstore.
Avrupai bir tesis...
Futbolcu fabrikası bir alt yapı...
Ancak ne var ki;
Bu bollukta bir anda olmuyor...
Bu yüzden eleştirirken insaf diyoruz.
Evet, mutlaka eleştireceğiz, eleştiri olmadan doğrusu bulunmaz.
Ancak biraz düstur!
Yazık etmeyin bugünün güzel takımına;
Yarının Eskişehirspor'una...
HADİ GELİN RIZA ÇALIMBAY'I ELEŞTİRELİM...
Vay be!Gerçektende de insanın bu sözü diyesi geliyor.Öylesine eleştirmenler varmış ki şu kentte, nutkumuz tutuldu.Ve bu kişiler sanki pusuya yatmış, başarısız bir sonucu bekliyormuş.Eskişehirde bir maç kaybedilince anında...