HALKA RAĞMEN!...

CNN International, yaptığı ankette, "Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde askerlerin yaptığı açıklama Türk demokrasisini yaraladı mı" sorusu yöneltildi. Yaklaşık bir haftada ankete katılan 76 bin 168 kişinin, yüzde 76’sı...

CNN International, yaptığı ankette, "Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde askerlerin yaptığı açıklama Türk demokrasisini yaraladı mı" sorusu yöneltildi. Yaklaşık bir haftada ankete katılan 76 bin 168 kişinin, yüzde 76'sı (57 bin 535 kişi) hayır yanıtını verirken, yüzde 24'ü (18 bin 633 kişi) evet yönünde oy kullandı.
Anket, siyasi parti liderlerinin, bazı sivil toplum örgütleri ve köşe yazarlarının, büyük çoğunluğunun, halk gibi düşünmediğini de böylece ortaya çıkardı. Yani bu kesimler, halka rağmen medyada TSK' yı eleştirdiler ve ahkâm kestiler.
Ayrıca yapılan anketlerde, halkın tamamına yakını Temmuz ayında seçim istemiyor ama yine halka rağmen ve bir inat uğruna, Türkiye, 61 yıl sonra, Temmuz ayında, yangından mal kaçırır gibi seçime gidecek.
Halk İradesi ve mevcut sorunlar ortada iken, Temmuz ayında, seçim yapılması, hiçte hayra alamet değildir. Çünkü Temmuz ayında milyonlarca insan evlerinde, yani seçim bölgelerinde olmayacak. Çoğunluk tatildedir. Mevsimlik tarım işçileri işbaşındadır. Üniversite öğrencileri seçim bölgelerinden, seçmende memleketlerinden uzaktadır. Bu durum karşısında, milletin gerçek iradesi de sandığa yansımayacaktır.
Aynı tabloyu, pek çok alanda da görüyoruz. Oysa Türkiye, demokrasi ile yönetilen bir ülkedir. Ancak demokrasinin gereğinin, ülkemizde, yerine getirdiğini söylemek çok zor. Çünkü mevcut yasalar gereği, halk adına karar alacak komisyonlarda genellikle , "HALK" temsilcisi yoktur. Gerçi bazı komisyonlarda, halkın seçtiği temsilciler var ama onlarda siyasi iradenin emrinde hareket ederler. Bazen de halkın çıkarlarını, göz ardı edebiliyorlar. Halkın istekleri dikkate alınmayınca da, kararlar tek taraflı alınıyor. Sonuçta da karaların, büyük çoğunluğu, ya uygulanamıyor ya da atıl kalıyor veya halk tarafından benimsenmiyor.
Oysa kişi/kişiler hakkında alınacak kararlarda, onlarında fikirlerinin alınması gerekir. Çünkü içinde yaşadığımız çağda, halka rağmen, hiçbir alanda verimli ve başarılı olmak mümkün değildir. Hatta başarısızlığı da, önceden kabullenmektir.
Öte yandan "TOPLUM KATILIMI", tüm dünya da olduğu gibi, son yıllarda ülkemizdeki sektörlerde, özellikle de kamu da olmazsa olmaz konumdadır. Bugün tüm dünyada, verim ve başarı için, en önemli öğelerden biri olarak kabul görmektedir.
Demokrasi halk yönetimi olduğu gibi, kurallar rejimidir de. Ancak ortama "POLİTİK" ve "ELİT " güçler hakimdir. Sağduyu sahibi kişi/kişiler, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, girişimler mutlaka başarısızlıkla sonuçlanmak zorundadır. Kişi/kişiler olarak da bazen çok isteseniz de bürokrasiye ve halka rağmen, başarılı olmak veya proje/projeleri hayata geçirmek, mümkün değildir.
Nitekim Sivrihisar'da , "ÜRÜN" ,"KÜLTÜR" ve "AĞAÇLANDIRMA" alanındaki fikir projelerini, hayata geçirmek istendi. Ancak bölge halkından kaynaklanan sebep/sebeplerden dolayı da, bir türlü yaşama geçirilemedi. Sivrihisar'da hayata geçirilmek istenen organik tarımda da aynı tablo sergilendi.
Oysa her üç proje de, bölge insanı için ,özellikle de Sivrihisar ekonomisi açısından olmazsa olmaz konumda idi. Ancak halkın toplulaştırmaya yanaşmaması, hala "babadan oğulla miras" felsefesinde ısrar etmeleri, projelerin önündeki en büyük engel oldu..Halka rağmen de bu projelerin, hayata geçirilmesi mümkün olmadı.
Elbette Eskişehir'de, bu kavramların, özellikle de halk katılımının istenen boyutta olmamasının sebep/sebepleri vardır. En önemli sebep ise, geçmiş yıllarda, halkın iştirak ettiği ortaklıkların zarar görmesidir. Bu yanlışlıklar birer, ibret vesikası olarak, halkın zihninde yer etmiştir. Nitekim Eskişehir'deki halk katılımı, açısından zihinlerdeki en kötü örnek, "PORİŞ" tir. Bu gelişmeye hatırlayan, kişi/kişiler, birlikte iş yapmaktan kaçınmaktadır. Nitekim çok istenmesine rağmen, Eskişehir bir güç birliği oluşturulamadı.
Şu bir gerçek ki halka rağmen, iş yapabilmek ve arzu edilen gelişmeleri, özellikle halkı ilgilendiren proje/projeleri, hayata geçirmek mümkün olmadığı gibi, halkın kabullenmesi de çok zordur. Şirketler içinde aynı kural geçerlidir. Nitekim Eskişehir'deki şirketlerde, en önemli problem, ortaklık yapılarındaki uyumsuzluktur.
Türkiye ve Eskişehir'de proje/projeler ve alınan kararlar, hayata geçirilmek isteniyor, kamu da verim ve başarı bekleniyorsa; ya halk türbinden sahaya inmeli veya indirilmelidir; ya da halkın istekleri, dikkate alınmalıdır. Çünkü halka rağmen, başarılı olmak çok zordur.

Haberleri