Hamamyolu savaşı...

-Hamamyolu'nda bir proje başlatılıyor.
-Yapılacak olan proje kapsamında Belediye var olan bazı ağaçları işaretliyor.
-Ağaçların işaretlendiğini gören AK Partililer "Odunpazarı Belediyesi Hamamyolu'ndaki ağaçları kesecek" açıklaması yapıyor.
-Odunpazarı Belediyesi "Ağaçları kesmeyeceğiz, Ağaç sökme makinesi ile kökleri ile birlikte yerlerinden söküp, başka yere dikeceğiz" diye açıklıyor iddiayı.
-Proje çalışmalarının başladığı Hamamyolu'nda ağaçlar sökülüyor.
-AK partililer, sosyal medya üzerinden "Geziciler neredesiniz?" kampanyası başlatıyor.
-Bazıları, ağaçlar sökülmesine rağmen "Ağaçlar kesiliyor" diye çığlık atıyor.
-Başka birileri, belediye'yi ağaç festivalinden ağaç katliamına geçişle suçluyor.
-Belediye, Hamamyolu'ndan söktüğü ağaçların, götürülüp dikildiği yerlerin fotoğraflarını paylaşıyor.
-"Kesmedik. Köküyle birlikte naklettik. İşte o ağaçlar burada" diyor.
Tüm bunlar olurken, Hamamyolu projesinden haberdar olmayan, Belediye'nin "Ağaçları kökleriyle birlikte kaldırıp, başa yere nakledeceğiz" açıklamasını duymayan vatandaş haklı olarak ve göstermesi takdir edilecek bir duyarlılıkla "Bu ağaçlar niçin söküldü?" diye soruyor...
Sizin anlayacağınız...
-AK Parti ile CHP'li Belediye arasında şu sıralar "Ağaç" polemiği zirve yapıyor.
Şimdi:
-Bize göre ağaçların kökleriyle birlikte sökülmesi ve başka bir yere götürülerek dikilmesi az da olsa duyarlılıktır. "Az da olsa" diyoruz çünkü gönül isterdi ki söz konusu Hamamyolu projesi var olan ağaçlar yerlerinden sökülmeden uygulanabilseydi.
-Bize göre, AK partililerin bu durumu Gezi ile ilişkilendirmeleri az da olsa bir samimiyetsizliği barındırıyor. "Az da olsa" diyoruz çünkü Gezi ağaçlar kesildiği için başlamıştı, yerlerinden kökleriyle birlikte sökülüp, başka yerlere dikileceği söylendiği için değil.
-Bize göre, AK Partililerin gösterdiği bu tepki, ağaç sökülmesinden çok, ağaçları kimin söktüğüyle ilgili bir tepkiyi çağrıştırıyor ve az da olsa ikiyüzlülük içeriyor. "Az da olsa" diyoruz çünkü aynı AK Partililer, hem 3 ncü Köprü hem de Havaalanı inşaatı sırasında ortadan kalkan yüz binlerce ağaçla ilgili bakanlarının yaptığı "Kesmiyoruz. Söküp başka yere naklediyoruz" açıklamalarını makul ve yeterli bulmuşlardı.
Sonuç olarak:
Ortada başlayan bir proje... Bu proje kapsamında yerlerinden sökülen ağaçlar var...
AK Partililer "Bu ağaçlar yok edildi" diyor.
Belediye ise "Kesmedik, söküp, başka yere diktik" diyor.
Bizim görevimiz, söz konusu o ağaçların akıbetini takip etmektir.
Zira...
O ağaçların akıbeti, hangi tarafın haklı olduğunu zaten ortaya koyacak.
Bu işin içinden siyaset çıkarma peşinde olanlar zaten...
Belediye ağaç kesmediyse de "Kesti", Kestiyse de "Kesmedi" suçlaması ve savunması yapacak...

.....
"Bir gün Halk TV'yi izleyeceğim hiç aklıma gelmezdi"
Anayasa değişikliği teklifi MHP'yi en çok konuşulur parti haline getirdi.
MHP liderinin yaptığı açıklama ile gündeme gelen başkanlık sistemi konusu, partiyi de bir anda ikiye bölüverdi.

Sonuç olarak...
Başkanlık sistemini destekleyen ve hem mecliste hem de referandumda "Evet" diyen bir genel başkan ve genel merkez yönetimi ile anayasa değişiklikleri maddelerine mecliste "Evet" diyenlere kızıp, referandumda "Hayır" oyu vereceğini açıkça beyan eden iki ayrı MHP ortaya çıktı.
Öyle ki...
Başkanlık dahil anayasa değişikliği teklifine "Evet" diyen MHP genel başkanı ve genel merkezi ile başkanlık dahil anayasa teklifine "Hayır" diyen MHP'liler arasında büyük bir uçurum meydana geldi.
Ve bu uçurum, MHP'lilerin genel başkanlarını en çok eleştirdiği bir süreci başlattı.
Bu süreçte yapılan eleştiriler, MHP genel başkanının siyaseten intihar ettiğinden tutun da MHP'yi bitirme noktasına getirdiğine kadar varan sertlikte yapılmaya başlandı.
Anayasa değişikliği teklifi ve başkanlık sistemine karşı olan MHP'lilerin sosyal medya hesapları üzerinden yapmış olduğu "Bir gün Halk TV'yi izleyeceğim hiç aklıma gelmezdi" ve "Üniter yapının korunması için kala kala bir biz ve Atatürkçü solcular kaldı" yorumları, MHP'lilerin genel başkanları ile ne denli ters düştüğünün en somut örneklerini oluşturdu.
Özellikle de başkanlık sistemi konusunda...

.....
Bu video'yu mutlaka bulup izleyin...
Şu sıralar sosyal medya üzerinde bir video dolaşıyor.
Denk gelip izlediyseniz biliyorsunuzdur. Eğer izlemediyseniz de bulup mutlaka izleyin.
Video gerçek bir görüntü ve Almanya parlamentosunda geçiyor.
Kürsüde bir milletvekili konuşurken, Almanya Başbakanı Merkel en ön sıradan sözlü müdahalede bulunuyor.
Bu yüzden konuşan milletvekilinin sözü kesiliyor.
Meclis başkanı müdahale ediyor ve Merkel'i, meclis salonunun en arkasında yer alan, izleyicilerin bulunduğu yere gönderme cezası veriyor.
Merkel kalkıyor yerinden, kafasıyla "Tamam. Cezaya razıyım" anlamına gelen bir hareketin ardından, geçip meclisin en arka sırsına oturuyor.
Bence...
Kavga gürültünün eksik olmadığı, ısırılma ve boğaz sıkma olaylarının sıkça yaşandığı bizim meclis görüntülerinin yanında bu video'nun mutlaka izlenmesi gerekiyor.
.....
Biraz da gülmek lazım
Bir fabrikada imalat hattındaki çok önemli olan ana makinalardan
biri arızalanınca fabrikadaki tüm üretim de durdu. Mevcut teknisyenler makineyi çalıştırmak için çok uğraştılar, ancak ne yaptılarsa nafile, bir türlü başaramadılar. Sonunda dışarıdan uzman çağırdılar.
Uzman gelip makineyi inceledi. Durumuna baktı. Sonra çantasından
bir çekiç çıkardı. Elinde çekiçle makineye yaklaştı. Makinenin
belli bir noktasına elindeki çekiçle dikkatlice sert bir vuruş yaptı. Makine hemen çalışmaya başladı ve hiçbir arıza olmamış gibi devam etti. Fabrika tekrar harekete geçti. Uzman fabrikadan ayrıldıktan iki gün sonra faturasını gönderdi :
"Hizmet bedeli karşılığı 1.000 USD (bin dolar)" Fabrika müdürü bu faturaya çok kızdı. Tepesi attı ve bir çekiç darbesi için bin doları çok buldu. Uzmandan ayrıntılı fatura göndermesini istedi. Uzmandan bir gün sonra aşağıdaki ayrıntılı fatura geldi :
Makineye çekiçle vurma bedeli;1 $
Nereye vuracağını bilme bedeli;
999 $
Toplam;1.000 $